Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
"MİT'çisin!..' , "MİT'çiyim!.."
Kürt siyasal hareketinde şiddeti yöntem olarak kulanan iki aşırı ucun benzer tek hastalığı kan akıtmak değil!.. PKK ve Hizbullah’ın örgütlenme stratejisinde “ajan”kavramı önemli yer tutar! Kendilerinden olmayan, isteklerine karşı çıkan ya da muhalif duran herkesi “ajan” diye damgalamak bu iki örgütün vazgeçilmez stratejisidir. PKK’de 300, Hizbullah içinde ise en az 40 militanın “ajan” suçlamasıyla öldürüldüğü öne sürülür! Beykoz’da ele geçirilen bilgisayar disketleri de, Hizbullah’ın yalnızca Diyarbakır’da, memurdan işçiye, taksiciden tatlıcıya kadar 5 binden fazla insanı “ajan” diye fişlediğini gösterir! “Ajan”lık suçlaması bu örgütlerde kimi zaman öylesine çarpıcı biçimde kullanılır ki, paranoya tanımlaması bile hafif kalır. Kimbilir belki, “Güneydoğu’da bir kahvehanede oturan üç kişiden biri Hizbullahçı, diğeri PKK’liyse, üçüncüsü ajandır” şeklindeki yaklaşımın ardında da bu paradoks vardır!
Terör örgütlerinin istihbarat birimleriyle ilişkilerini biraz abartılı anlatsa da, bu tanımlama durup dururken üretilmedi! Örneğin istihbaratçılarla en çok PKK ilişkilendirilir! Bunu biraz da Öcalan’a yönelik suçlamalar öne çıkarmıştır. Eski eşi Kesire’nin babasının MİT’çi olduğu iddiaları, yakın çevresinden Pilot Necati’nin istihbaratçı olduğuna ilişkin tartışmalar Öcalan’ı kuşkulu duruma düşürmüştür. “Ergenekon” tartışmaları sırasında “PKK’yi MİT kurdu” şeklindeki yayınlar da Öcalan üzerindeki kuşkuları derinleştirmiştir. Öcalan’ı MİT’le ilişkilendirenlerin başında Şeyh Sait’in torunu eski DYP milletvekili Abdülmelik Fırat gelir. Fırat bu iddiayı dünkü Sabah gazetesinde de gündeme getirmişti. Örneğin, “PKK derin devlet tarafından kurulmuş bir organizasyondur” demişti. Fırat, “Bu bağlantıyla ilgili size gelen somut bilgi var mı” sorusuna, “Ergenekon’da savcı bunun üzerinde çalışıyor. Bir şeyler ortaya çıkaracaktır” diye iddialı bir yanıt vermişti. Muhabir “Çok da somut şeyler yok” dese de Fırat, “Öcalan Ankara’ya geldiğinde MİT’te çalışıyor. Dönemin MİT yöneticisi, Öcalan ve arkadaşlarını Çubuk Barajı’nın kenarında topluyor. PKK son dönemde JİTEM’le iç içe çalışıyor” diyerek iddialarını sürdürmüştü.
“Musa Anter’i PKK öldürdü”, “Derin devlet bitmeden PKK bitmez” diyen Fırat, röportajın sonunda haklı olarak “Bu bilgiler size nereden geliyor” sorusuna muhatap olmuştu! Ancak o, “MİT ve askerde bizim de tanıdıklarımız var. Aralarında bizim tarafın çocukları var. Onlar da bize gerçekleri anlatıyor. O nedenle Öcalan’ın ilişkilerini biliyorum” yanıtıyla kendi derin ilişkilerini de açığa vermişti!..
Entelektüel İnciler!..
Bir başka Güneydoğulu Ümit Fırat ise örgüte sampatiyle yaklaşan Taraf gazetesine konuşmuştu. O da tıpkı Abdülmelik Fırat gibi Barzani hayranlığını dışa vurmuştu. “Barzani ile barışık olmak Türkiye’nin Kürtlerle barışması anlamına gelir” biçimindeki uçuk yaklaşamının temelinde işte o hayranlık yatıyordu! Taraf’ın Fırat’la ilgili “PKK muhalifi” tanımlaması doğruydu! Ancak saptamalarındaki çarpıklık “Kürt entelektüeli” tanımlamasını hak etmediğini gösteriyordu! Şüphesiz Cumhuriyetçi geçinip PKK’cilik oynayan zavallıların ikiyüzlülüğüne düşmemişti! Ancak “MİT, Kürt sorununun çözümü konusunda daha gerçekçi” şeklindeki sözlerini neye dayandırdığı da anlaşılamamıştı! Fırat, “Türkiye’nin Kürt meselesinde PKK’siz barışın olamayacağı bir noktaya geliyoruz” şeklindeki iddiasıyla muhalifi olduğu çevrelerin ağzına bir parmak bal çalmıştı! 1993 yılında Bingöl’de 33 erin öldürülmesi eylemi için “Derin devlet PKK’ye sahte enformasyon vererek yaptırdı” diyerek de “Ergenekon” fobisine kapıldığını göstermişti! Peki “PKK’yi dağdan indirmek için ne yapılmalı”ydı?.. Fırat bu soruya “Kürtlerin dağlarında her yere ‘Ne mutlu Türküm’ yazılmazsa, ‘Türk öğün, çalış, güven’ gibi laflar kaldırılırsa...” şeklinde Erbakan tandanslı komik bir yanıt vermişti! Bu roportaj salt PKK’nin siyasallaştırılmasına hizmet etmiyordu! “Kürt entelektüeli” Ümit Fırat’ın vizyon sıkıntısını da deşifre ediyordu!
Sağırlar Diyaloğu!..
Medyadaki üçüncü “Kürt” röportajı dünkü Vatan’daydı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, PKK ve Kürtler konusunda oldukça karamsar bir tablo çizmişti. “Güneydoğu’ya 10 yıl pozitif ayrımcılık yapılmasını” istiyordu. “PKK bitirilse bile Kürt sorunu devam eder” iddiasındaydı!.. Çünkü çözüm yönteminin yanlış olduğunu savunuyordu! Ona göre OHAL de çare değildi, DTP’nin kapatılması da!.. Peki, “25 yıldır bu kadar karamsar olmamıştım” diyen Kaya’ya göre çözüm neydi? Vatan’daki röportajın başından sonuna kadar bu soru ısrarla deşilmişti. Mehmet Kaya’nın çözüm yolu ne aş, ne iş, ne ekonomi ne de siyasetti!.. Yalnızca “diyalog”dan söz ederken şöyle diyordu:
“Başbakan DTP Genel Başkanı’nın elini sıkıp sorunu görüşmediği zaman vali de burada belediye başkanıyla görüşmüyor. Emniyet müdürü belediyenin hiçbir birimiyle ilişkiye geçmiyor. Diyarbakır’da belediye ve kamu kuruluşları hiçbir şekilde bir araya gelemiyor!..”
Ortada bir çelişki vardı; Öcalan avukat görüşmelerinde askeri ve sivil kesimden çok sayıda kişinin kendisiyle diyaloğa geçtiğini anlatıp duruyor! Peki o zaman Güneydoğu’daki diyaloğu kimin kurşunu sağır ediyor?..
Makine Sesi!..
Zaman gazetesi, Başbakan Erdoğan’ın Tunceli’de söylediği “Güneydoğu’nun silah değil fabrika sesine ihtiyacı var” şeklindeki sözlerini pazar günü manşet yapmıştı. Bu iyi niyetli bir saptama olabilirdi, ancak söyleyeni vebalden kurtaramıyordu! Harran topraklarını sulayacak Urfa tünellerinin temeli 3 Nisan 1977’de atılmıştı. PKK ise kısa süre sonra, 27 Kasım 1978’de tören yerine 200 kilometre uzaklıkta, Lice’nin Fis köyünde kurulmuştu. İlk kazmayı vuran Süleyman Demirel tünellerin 1984’te biteceğini açıklamıştı. Tünel bitmedi ama ne hikmetse PKK tam da o tarihte eylemlere başladı!.. Rastlantıya bakın ki, GAP’ın en büyük ünitesi Atatürk Barajı’nın temelleri de henüz bir yıl önce atılmıştı. GAP’a ilk kazmanın vurulması ve PKK’nin kurulmasının üzerinden 30 yıl geçti. Güneydoğu’yu topyekün kalkındıracak GAP’ta 20 yıl gecikme var! Harranlı topraksızlar Karadeniz’e fındık toplamaya giderken yollarda ölüyor. AP’sinden MSP’sine, ANAP’ından DYP’sine hiçbir başbakan ne PKK’yi yok edebildi ne GAP’ı bitirebildi!.. Son 6 yıldır iktidarda olan AKP’nin lideri ise yalnızca konuşuyor!.. Erdoğan Güneydoğu’ya hangi makineyi monte etti ki sesini duymak istiyor!.. Bu soru, “Leyleğin ömrü laklak bizimki cek cek...” diye süren GAP üzerine yazılmış ünlü bir şiiri de anımsatıyor!
e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
En Çok Okunan Haberler
- THY krizi büyüyor
- Vali koltuğuna oturan öğrencinin sözleri gündem oldu
- Oya Tekin’den Cumhurbaşkanı Başdanışmanına tepki
- Erdoğan, Özgür Özel ile bir araya geldi!
- Emre Belözoğlu'ndan maç sonu tepki
- Benjamin Brand kimdir? Benjamin Brand hangi okul mezunu?
- İsmailağa ikiye bölündü!
- Bakanlık, Müge Anlı'daki yayını ihbar kabul etti
- Cumhurbaşkanı Başdanışmanından provokasyon!
- 'Kanal İstanbul projesi' karara rağmen sürüyor