Mehmet Faraç

"MİT'çisin!..' , "MİT'çiyim!.."

29 Ekim 2008 Çarşamba

Kürt siyasal hareketinde şiddeti yöntem olarak kulanan iki aşırı ucun benzer tek hastalığı kan akıtmak değil!.. PKK ve Hizbullahın örgütlenme stratejisinde ajankavramı önemli yer tutar! Kendilerinden olmayan, isteklerine karşı çıkan ya da muhalif duran herkesi ajandiye damgalamak bu iki örgütün vazgeçilmez stratejisidir. PKKde 300, Hizbullah içinde ise en az 40 militanın ajansuçlamasıyla öldürüldüğü öne sürülür! Beykozda ele geçirilen bilgisayar disketleri de, Hizbullahın yalnızca Diyarbakırda, memurdan işçiye, taksiciden tatlıcıya kadar 5 binden fazla insanı ajan diye fişlediğini gösterir! Ajanlık suçlaması bu örgütlerde kimi zaman öylesine çarpıcı biçimde kullanılır ki, paranoya tanımlaması bile hafif kalır. Kimbilir belki, Güneydoğuda bir kahvehanede oturan üç kişiden biri Hizbullahçı, diğeri PKKliyse, üçüncüsü ajandırşeklindeki yaklaşımın ardında da bu paradoks vardır!

Terör örgütlerinin istihbarat birimleriyle ilişkilerini biraz abartılı anlatsa da, bu tanımlama durup dururken üretilmedi! Örneğin istihbaratçılarla en çok PKK ilişkilendirilir! Bunu biraz da Öcalana yönelik suçlamalar öne çıkarmıştır. Eski eşi Kesirenin babasının MİTçi olduğu iddiaları, yakın çevresinden Pilot Necatinin istihbaratçı olduğuna ilişkin tartışmalar Öcalanı kuşkulu duruma düşürmüştür. Ergenekon tartışmaları sırasında PKKyi MİT kurduşeklindeki yayınlar da Öcalan üzerindeki kuşkuları derinleştirmiştir. Öcalanı MİTle ilişkilendirenlerin başında Şeyh Saitin torunu eski DYP milletvekili Abdülmelik Fırat gelir. Fırat bu iddiayı dünkü Sabah gazetesinde de gündeme getirmişti. Örneğin, PKK derin devlet tarafından kurulmuş bir organizasyondurdemişti. Fırat, Bu bağlantıyla ilgili size gelen somut bilgi var mısorusuna,Ergenekonda savcı bunun üzerinde çalışıyor. Bir şeyler ortaya çıkaracaktırdiye iddialı bir yanıt vermişti. Muhabir Çok da somut şeyler yokdese de Fırat, Öcalan Ankaraya geldiğinde MİTte çalışıyor. Dönemin MİT yöneticisi, Öcalan ve arkadaşlarını Çubuk Barajının kenarında topluyor. PKK son dönemde JİTEMle iç içe çalışıyordiyerek iddialarını sürdürmüştü.

Musa Anteri PKK öldürdü, Derin devlet bitmeden PKK bitmez diyen Fırat, röportajın sonunda haklı olarak Bu bilgiler size nereden geliyorsorusuna muhatap olmuştu! Ancak o, MİT ve askerde bizim de tanıdıklarımız var. Aralarında bizim tarafın çocukları var. Onlar da bize gerçekleri anlatıyor. O nedenle Öcalanın ilişkilerini biliyorumyanıtıyla kendi derin ilişkilerini de açığa vermişti!..

Entelektüel İnciler!..

Bir başka Güneydoğulu Ümit Fırat ise örgüte sampatiyle yaklaşan Taraf gazetesine konuşmuştu. O da tıpkı Abdülmelik Fırat gibi Barzani hayranlığını dışa vurmuştu.Barzani ile barışık olmak Türkiyenin Kürtlerle barışması anlamına gelirbiçimindeki uçuk yaklaşamının temelinde işte o hayranlık yatıyordu! Tarafın Fıratla ilgili PKK muhalifitanımlaması doğruydu! Ancak saptamalarındaki çarpıklık Kürt entelektüelitanımlamasını hak etmediğini gösteriyordu! Şüphesiz Cumhuriyetçi geçinip PKKcilik oynayan zavallıların ikiyüzlülüğüne düşmemişti! Ancak MİT, Kürt sorununun çözümü konusunda daha gerçekçişeklindeki sözlerini neye dayandırdığı da anlaşılamamıştı! Fırat, Türkiyenin Kürt meselesinde PKKsiz barışın olamayacağı bir noktaya geliyoruzşeklindeki iddiasıyla muhalifi olduğu çevrelerin ağzına bir parmak bal çalmıştı! 1993 yılında Bingölde 33 erin öldürülmesi eylemi için Derin devlet PKKye sahte enformasyon vererek yaptırdıdiyerek de Ergenekonfobisine kapıldığını göstermişti! Peki PKKyi dağdan indirmek için ne yapılmalıydı?.. Fırat bu soruya Kürtlerin dağlarında her yere Ne mutlu Türkümyazılmazsa, Türk öğün, çalış, güven gibi laflar kaldırılırsa...şeklinde Erbakan tandanslı komik bir yanıt vermişti! Bu roportaj salt PKKnin siyasallaştırılmasına hizmet etmiyordu! Kürt entelektüeli Ümit Fıratın vizyon sıkıntısını da deşifre ediyordu!

Sağırlar Diyaloğu!..

 

Medyadaki üçüncü Kürtröportajı dünkü Vatandaydı. Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, PKK ve Kürtler konusunda oldukça karamsar bir tablo çizmişti. Güneydoğuya 10 yıl pozitif ayrımcılık yapılmasınıistiyordu. PKK bitirilse bile Kürt sorunu devam ederiddiasındaydı!.. Çünkü çözüm yönteminin yanlış olduğunu savunuyordu! Ona göre OHAL de çare değildi, DTPnin kapatılması da!.. Peki, 25 yıldır bu kadar karamsar olmamıştımdiyen Kayaya göre çözüm neydi? Vatandaki röportajın başından sonuna kadar bu soru ısrarla deşilmişti. Mehmet Kayanın çözüm yolu ne aş, ne iş, ne ekonomi ne de siyasetti!.. Yalnızca diyalogdan söz ederken şöyle diyordu:

Başbakan DTP Genel Başkanının elini sıkıp sorunu görüşmediği zaman vali de burada belediye başkanıyla görüşmüyor. Emniyet müdürü belediyenin hiçbir birimiyle ilişkiye geçmiyor. Diyarbakırda belediye ve kamu kuruluşları hiçbir şekilde bir araya gelemiyor!..

Ortada bir çelişki vardı; Öcalan avukat görüşmelerinde askeri ve sivil kesimden çok sayıda kişinin kendisiyle diyaloğa geçtiğini anlatıp duruyor! Peki o zaman Güneydoğudaki diyaloğu kimin kurşunu sağır ediyor?..

 

Makine Sesi!..

Zaman gazetesi, Başbakan Erdoğanın Tuncelide söylediği Güneydoğunun silah değil fabrika sesine ihtiyacı varşeklindeki sözlerini pazar günü manşet yapmıştı. Bu iyi niyetli bir saptama olabilirdi, ancak söyleyeni vebalden kurtaramıyordu! Harran topraklarını sulayacak Urfa tünellerinin temeli 3 Nisan 1977de atılmıştı. PKK ise kısa süre sonra, 27 Kasım 1978de tören yerine 200 kilometre uzaklıkta, Licenin Fis köyünde kurulmuştu. İlk kazmayı vuran Süleyman Demirel tünellerin 1984te biteceğini açıklamıştı. Tünel bitmedi ama ne hikmetse PKK tam da o tarihte eylemlere başladı!.. Rastlantıya bakın ki, GAPın en büyük ünitesi Atatürk Barajının temelleri de henüz bir yıl önce atılmıştı. GAPa ilk kazmanın vurulması ve PKKnin kurulmasının üzerinden 30 yıl geçti. Güneydoğuyu topyekün kalkındıracak GAPta 20 yıl gecikme var! Harranlı topraksızlar Karadenize fındık toplamaya giderken yollarda ölüyor. APsinden MSPsine, ANAPından DYPsine hiçbir başbakan ne PKKyi yok edebildi ne GAPı bitirebildi!.. Son 6 yıldır iktidarda olan AKPnin lideri ise yalnızca konuşuyor!.. Erdoğan Güneydoğuya hangi makineyi monte etti ki sesini duymak istiyor!.. Bu soru, Leyleğin ömrü laklak bizimki cek cek...diye süren GAP üzerine yazılmış ünlü bir şiiri de anımsatıyor!

e-posta: mfarac@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rahat Uyu Paşam!.. 10 Kasım 2009

Günün Köşe Yazıları