Bir Kilo Amasya Elması Beş Lira…

18 Ocak 2015 Pazar

Oldukça heyecanlı bir haftayı geride bıraktık. Öncelikle yazıma katliamdan sonra çıkarılan ve bütün dünyanın beklediği Charlie Hebdo dergisinden bir seçki sunan gazeteme teşekkür ederek başlamak istiyorum. Tehlikelerle dolu bir zamanda, fikir özgürlüğünün bayrağını hepimiz için yükselttik! Sadece görevimizi yaptık. Gözlerimizi ve aklımızı karartmadık.
Şimdi gelelim şu kutsallar meselesine. Ne yazık ki, cehalet tüm İslam âlemini sarmış durumda. “Bizim peygamberimiz kutsaldır ve resmedilemez” diyorlar. Öyle mi acaba? İnsanoğlu gezip görüyor, kitap karıştırıp görüyor, müzelere gidip görüyor. İran’a ya da talan edilen Bağdat Müzesi’nde peygamberin resmedildiği pek çok minyatür gördüm ben. Uzağa gitmeye gerek yok, Topkapı Sarayı Müzesi’nde biraz vakit geçirmek ve o çok değerli eski kitaplara biraz bakmak fikrinizin doğru olmadığını size söyleyecektir. (Bkz. Not 1)
Sürekli fetva veren, benim vergilerimle milyon liralık arabalarda gezen Diyanet İşleri Başkanı bir ara fetva vermekten vakit bulursa Topkapı Sarayı Müzesi’ni bir ziyaret ediversin. Gördükleri onu şaşırtabilir. Eski kitaplarda süt annesi göğsü açık peygamberi emziriyor. Hatta bir bölümde peygamber bir aslanı terbiye ediyor.
Hepsi aynı bölgeden doğan tek tanrılı dinler, elbette doğdukları bölgenin, Mezopotamya’nın başlangıcı Mısır ve Sümerlere dayanan tüm efsanelerden fazlasıyla yararlanmışlardır. Efsanelerin güçlü olması, kuşaktan kuşağa yayılması da özellikle bunların yazılması ve resmedilmesine bağlıdır. İslam dini bunun dışında değildir.
Bu kadar bilgi yeter. Bu arada ülkemizin Cizre bölgesinde on beş gün içinde iki küçük çocuk durup dururken polis kurşunuyla öldürüldü. Bu bana Yugoslavya İç Savaşı’ndaki bir gerçeği anımsattı. Saray Bosna’nın tepelerine konuşlanan Sırp nişancıların, uzun namlulu tüfekleriyle, evde ekmek kalmadığı için ya da hastalandıkları için yola çıkmaya cesaret eden insanları, çocukları kuş avlar gibi avladıkları, gerçeğini.
Bu da öyle, çocuk yolda ama niçin yoldasın, pat bir kurşun… Yaş 12…
Meğer Hrant Dink öldürüldüğünde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde amir olarak görev yapan ve olayların tam göbeğinde bulunan kişi Cizre’ye Emniyet Amiri olarak atanmış. Ve cinayetler artmaya başlamış.
Neyse ki, şimdi bu emniyet müdürü, artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkan Hrant Dink davası sanığı olarak kabul edilmiş. Ve hakkında yakalanma kararı çıkmış. Cizre’de çocuklar artık gönül rahatlığıyla sokakta oynayabilirler. Yeni bir emre kadar.
Gene bu hafta, Tayyip Erdoğan’ın saray merdivenlerinde sıralanmış tuhaf giysili, (16 Türk devletini temsil eden savaşçılar olduğu söyleniyor) cengâver fotoğrafları önünüze geldi. Ben doğrusu önce fotomontaj sandım.Meğer gerçekmiş.
Şöyle bir baktım, bu gösteri işleri zordur. İşleri bilen bir ekip ister. Etkili bir ışık düzeni ister. Etkili bir müzik ister ve etkili bir duruş ister. Bizim cengâverler vallahi billahi hani akıl hastanesinden kaçmış bir grup insan gibi duruyorlardı. Ezik, tuhaf rollerini anlamamış gariban figüranlar. Madem böyle bir gösteriye kalkışıyorsunuz, bu işi, bu işlerde ustalaşmış bir ekibe bırakın, bari iyi bir gösteri olsun.
Bir de tahrik konusu var. Yani bu ülke neymiş böyle, herkes anında tahrik oluyor. Anadolu Ateşi’nin bir gösterisi tahrik edici bulunmuş, Allah Allah…
Benim için de bir tahrik olayı var. Emeklilere yapılan zammın, otuz güne bölündüğünde bir simit parası bile etmemesi. Tayyip Erdoğan, Genç İşadamları Derneği’nde konuşuyor. Epeydir susuyordu, artık bir süre durdurulamaz. Konuşma arasında sözü bir ara Uludağ’daki otellerin dopdolu olmasına getirdi ve bunun bir başarı olduğunu söyledi. Doğrudur ama (bu ama sözcüğünü sevmiyorum maalesef başka bir sözcük de yok,) emeklilerin özellikle pazarlara geç saatlerde gittiklerini ve atılan sebzeleri topladıklarından söz etmeyi unuttu. Belki de, çok bilmiş ve zengin danışmanları ülkenin gerçek durumundan ona hiç söz etmiyorlar. Kendileri zengin ya herkesi öyle sanıyorlar.
Bence en iyisi bu yazıyı pazarda bir kilo Amasya elmasının fiyatıyla bitirelim. Bir kilo Amasya elması 5 lira. Eyvah tahrik oldum, bana bir silah gerek!

Not 1: İlahiyatçı yazar Prof. Dr. Şaban Ali Düzgün: “İslam dünyasında daha önce de Hz. Muhammet resmedildi. Benim de bilgisayarımda Hz. Muhammet’in birçok karikatürü ve resmi var. Eğer Kuranıkerim’i rehber alıyorsak resim veya karikatür için bir yasak yok.”

Not 2: Bu toprakların türkülerini en görkemli biçimde bizlere ve dünyaya armağan eden ustaların ustası Yaşar Kemal Usta, diren!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları