Öztin Akgüç

İçtenlik - Tutarlılık

18 Ocak 2015 Pazar

Şeref, onur, vicdan, dürüstlük, özveri, mertlik, dik duruş, ülke sevgisi, kul hakkı, çok sık kullandığımız sözcükler, kavramlar. Mevlana’nın özlü sözü “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol” dilimize persenk. Genel olarak davranışlarımız, yaşantımız bu sözcüklerle, kavramlarla tutarlı mı? Yaşamda daha çok gözlenen, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü’nün, fahri doktora töreninde Sayın RTE’nin eline doğru eğilerek yaptığı atağı görüntüleyen fotoğraf karesidir.
Kavramlar soyut, çizim, görüntüleme, alegori yoluyla anlatım bazen zor bazen de kolay. Özveri, onur, şeref, vicdan, dürüstlük gibi erdem ve artamları sembolik olarak ülkeden alınan fotoğraf kareleriyle açıklama, göz önünde canlandırma çok zor. Buna karşı yalakalık, riyakârlık, gammazlık, egoistlik, ikiyüzlülük, kişiliksizlik, çıkarcılık gibi sözcükleri göz önünde canlandırmaya, fotoğraf kareleriyle açıklamaya çalışmak kolay. Ülkede örnek bol; olsa olsa resim, fotoğraf karesi seçiminde zorlanan olur. Türkiye’de çeşitli amaçlarla iç ve dış odaklarca gereğinde kullanılmak üzere şişirilmiş kazip şöhret, medyada, bürokraside, üniversitelerde, politikada, iş yaşamında hatta sanatçı olarak yaftalananlar arasında örnek çok; zorlanma tipik örneği bulmada olabilir.
Medyada kişiler tanıtılırken etkiyi, ilgiyi artırmak için kişinin bulunduğu orunlar, taşıdığı unvanlar, aldığı ödüller açıklanıyor. Kişiler erdemlere, artamlara, niteliklere sahip oldukları için belli orunlara getirilmiyor sıfatlar, unvanlar verilmiyor. Bilakis niteliksizliği, kişiliksizliği, yalakalığı bazı çevrelerce ilişkileri nedeniyle gerektiğinde kullanılmak üzere tercih ediliyor ve kullanılıyor. Mallar üzerine yanıltıcı etiket koymak suç, insanlar üzerinde yanıltıcı etiketler ise yaygın ve mubah.
Ziya Paşa’nın dediği gibi insanlar yandaş yalakalığı ile lafla değil yaptıkları işlerle, özverili davranışlarıyla topluma katkılarıyla değerlendirilmelidir.
Laflar içten olmayınca uygulamada, davranışlarda da tutarlılık sağlanamıyor.
İçtenliksizlik, tutarsızlık yalnız ülkemize özgü değil. Dünyada değişik şekil ve ölçüde de olsa yaygın. Uluslararası kuruluşlarda, anlaşmalarda, yayımlanan beyannamelerde genelde “ırk, renk, din, dil, cinsiyet ayrımı yapılmayacağı” yazılır. Uygulama, bu ilkeye uygun mu? Bu bağlamda hep çifte standarttan yakınılır. Yaşamda üstü açık veya kapalı genelde ayrımcılık yapılır.
Paris katliamına gösterilen tepkide de tutarsızlığı, içtenliksizliği, çelişkiyi gözlemledik. Çoğu lider (hepsi dense de abartılı olmaz), sırf görüntü vermek, insancıl olduğu, ayrımcılığa karşı olduğu izlenimini uyandırmak için yürüyüşe katıldı. Belki de katılmama halinde eleştiri alacağından da çekindi.
Ama ile yoruma başlayanlar, Batı’yı çifte standartla suçlayanlar da insanlık dışı olaydan yararlanarak, bazı çevrelere ileti vermeye, siyasal çıkar sağlamaya yöneldi. Bunu da fırsat bilip fırsatı kaçırmadılar.
İnsanlık tarihinin on binlerce yılının, insanın gelişmesinin incelemesini antropologlara bırakalım. Günümüzde medeniyetler çatışması altında gizlenen çıkar çatışması ise insanlık tarihine göre çok yeni ve doğal da değil.
Kişiler, politikacılar hatta din adamları, çeşitli çevreler laf olarak ayrımcılığa karşı çıkıyorlar ama kendi çıkar hesapları ile her alanda ayrımcılığı da körüklüyor, ayrım yapıyorlar. Kınanacak olan bu tutarsızlık, içtenliksizlik, sahte davranışlardır. Toplumlar, kişisel çıkar beklentileriyle insanlar arasında tutumlarıyla, politikalarıyla ayrım yapanları kınamalı, takbih etmelidir.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları