Bu da ‘Ağzı Açık Böreği’ Tarifi...

18 Ocak 2015 Pazar

O değil de… Kabaş’ın “tweet”ine dahi beş yıl hapis isteniyor…
Ve böyle bir ülkede, “ifade özgürlüklerinin” ağır baskı, tehdit altında olduğunu, devletin zirvesi kabul etmiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Türkiye basının en özgür olduğu ülkedir!” cümlesini kurabiliyor.
Davutoğlu, tıpkı selefinin yaptığı gibi, milletler camiasının baş döndürücü başarımızı çekemediği için birtakım algı operasyonlarına başvurduğunu iddia ediyor.
“Baskı mı? Ne baskısı? Hiç fol yok, yumurta yokken bize iftira atıyorlar”a getiriyor.
Ha tabii bir de paralel lobiciler var.
Paralel lobiciler gidiyorlar, Avrupa Parlamentolarında lobi yapıyorlar, Türkiye’nin basın ve ifade özgürlüğü karnesini karalayan zehir zemberek raporlar, kararlar çıkartıyorlar.
Elemtere fiş, kem gözlere şiş bu uğursuz faaliyetler ve de aslı astarı olmayan hınzır iftira operasyonları sadece Avrupa medyası ve parlamenter çevrelere uzanmıyor; AB ülkelerinin en tepe katmanlarına dek erişiyor ve etkili oluyor…

Hollande’ı Renzi izledi
Bu sebeple Hollande Paris yürüyüşünde örneğin, dünyanın gözleri önünde hemen ilk sıradaki devlet, hükümet başkanlarını, samimiyetle kucaklayıp öperken; T.C. Başbakanı’nı soğuk bir selamlamayla yetindi.

Ağır iftira yüzünden(!) “özgürlük ve basın düşmanı” yaftası yiyen Başbakanımıza canlı yayınlar önünde açıkça tavır koydu.
Yetmedi…
Yürüyüşten iki gün sonra bir TV programında.. bu kez Renzi; milyonların önünde “Davutoğlu’nun orada, bir basın özgürlüğüyle dayanışma ve destek yürüyüşünde ne işi vardı?” manasına gelen laflar söyledi.
Yürüyüşün yapıldığı geçen pazardan bu yana gerçekte Türkiye’de herkesin sorguladığı yaman çelişkiye parmak bastı.
Başbakan, dünya tarafından önüne çıkarılan acı tabloya/aynaya bakmak yerine, atarlanıp.. muhataplarına kızıyor.
Bir “tweet”e “beş yıl hapis” istenen bir ülke yönetiminde değilmiş gibi, “yorum yapmak cüretini kendinde bulan” İtalya Başbakanı’ndan afra tafrayla açıklama istiyor!
Bizzat bu tavrın zaten özgürlükle bağdaşmadığını ve özgürlük karşıtı konumunu, özgürlük düşmanı imajını güçlendirdiğini fark etmiyor. Fark etse dahi aldırmıyor…
Paris’e gidiyor… “Ben Charlie’yimcilerin” yürüyüşünde açıkça dışlandığı halde, pişkin gülümsemesini bozmadan.. dünya liderleriyle kol kola girip yürüyor.
Türkiye’ye dönüyor… “Ben Charlie’yim”e dayanışma vermeyi amaçlayan gazeteyi hedefe koyuyor.
Bu kertede vahşi bir kuralsızlık, ilkesizlik, derin çelişkiler yumağı ve “göz göre göre lades”ler, “yerseniz!”ler üzerine ne söylenebilir ki…

‘Vezirparmağı gazeteciliği’
Bu soruyu düşünürken.. önüme haftanın haberi çıktı.
Batman’ın yerel gazetesi artık baskılardan haber yapamaz hale gelince manşetlerden yemek tarifi vermeye başlamış.
“Batman’ın günlük Yön gazetesi, baskı ve davalar üzerine manşetlerini değiştirdi. Gazete, 22 Aralık’tan itibaren yemek tarifi manşetleriyle çıkıyor” diyor haber.
Yayın yaşamına sadece 15 ay önce başlayan gazeteye, haberlerinden ötürü bu kısacık sürede “40’a yakın dava açılmış”
“Batman kamu kurumlarında yaşanan aksaklıkları ‘Yön’ birinci sayfaya taşıyınca” olan olmuş…
“İlin kamu yöneticileri ve ileri gelenleri rahatsızlık” hissetmişler…
Davalar yağmaya başlayınca gazete 20 gündür manşette yalnız yemek tarifi vermeye başlamış.
Gazetenin Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu genç yazı işleri müdürü Ferit Tunç sekiz sütuna manşet artık yalnız “kol böreği, vali kebabı, vezirparmağı” tarifleri koyuyor…
“Belgesi olmayan tek haber yapmadık” diyor özetle Tunç: “Ama birileri bizi baskı altına almaya çalıştı. Baskı ve davalara dayanamayınca, aklıma gazeteyi yemek tariflerinden manşetlerle çıkarmak geldi.Önce protestoya kimse anlam veremedi ama sonra mesele anlaşıldı. Okuyucumuz gazetesine eskisinden fazla sahip çıkıyor. Bu protestomuzu özgür bir yerel basın oluşuna kadar sürdüreceğiz.”
“Yön”ün kampanyasına canı gönülden katılıyor, ben de buradan genç meslektaşlarıma bir “ağzı açık böreği” tarifi yolluyorum:
Malzemeler:
12 bardak un
1 yumurta
Yarım kilo kıyma
Yarım demet maydanoz
2 bardak sıvı yağ
Tuz
Yapılışı: Unu, tuz ve suyla iyice yoğurarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamurlayın, dört parçaya bölün. Her bir parçayı, hazır yufka büyüklüğünde açın, ısıtılmış sıvı yağ ve içyağı karışımını sürün. Yufkayı bohça biçiminde katı tekrar oklavayla inceltin ve yağlayın. Bu işlemi birkaç kez tekrarladıktan sonra bohça biçimindeki hamuru küçük parçalara bölün. Diğer tarafta kıyma, yumurta ve maydanozu karıştırarak harç hazırlayın. Kestiğiniz parçaları, ortası kalın, kenarları ince olacak biçimde yuvarlak açın, bir miktar harç koyun, kenarları pile biçiminde birbiri üstüne bindirerek yağlanmış tepsiye aralıklı olarak dizin, üzerini yağlayarak 200 C ısıttığınız fırında 40 dakika pişirin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sevgiliye Mektuplar 24 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları