‘Suç Uydurma’ Suçu...

19 Ocak 2015 Pazartesi

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin sürekli iktidarda kalma tutkusunun ortaya dökülen tapeler ve belgeler nedeniyle iktidarda kalma zorunluğuna dönüşmesinin sonuçlarını yaşamaya başladık.
Seçmenleri, insanlıklarını ya da tercihlerini yok sayarak oy pusulası gibi görmenin ve devletin önüne AKP’yi geçirmenin yarattığı tehlikeler birbirini izliyor.
İlhan Ağabey “Tehlikenin Farkında mısınız?” uyarısının ardından yaşananları irdelerken, haklı çıkmamıza karşın mutsuzluğunu vurgulardı.
Ardılları olarak bizler de aynı süreci yaşıyoruz.

***

Süreç, Almanya’ya 80 kişilik bir ekiple gitmekte olan Başbakan Davutoğlu’nun, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın çağrısı üzerine Paris’e uğraması ile başladı ve önde devlet temsilcilerinin yer aldığı yürüyüşün ülkemizde ekranlara yansımasıyla tavan yaptı.
Telefoncu başı kullanan büyüklerin henüz bilgisi yoktu ama ekrandan fark edilen ekipteki kişilerin telefonlarına ileti yağmaya başladı. Sunturlu sıfatların da yer aldığı iletilerin en yalını “Peygamber Efendimize hakaret eden bir dergi için düzenlenen yürüyüşte ne işin var?..” olanıydı.
Dizler titredi, etekler tutuştu. Çünkü çantada keklik sayılan oylar tehlikeye girmişti,
Ortalığı yatıştırmaya Netanyahu gerekçesi yeterli olmayacağı için, hedefe Cumhuriyet’in konulması gerekti.
AKP’nin olağanlaşan çifte standart uygulama geleneği de devreye sokuldu.
Başbakan Davutoğlu, Cizre de yaşanan gerginlik için “itidal” çağrısı yaptığı konuşmasında, Cumhuriyet için tam tersini söyledi ve saldırı çağrısı yaptı.
Oysa kendi partisinin bakanları, milletvekilleri ve yandaşları Hazreti Muhammet’e hakaretin daniskasını sergilemişlerdi. Hazreti Muhammet’e hakareti aklından bile geçirmeyen ama düşünceyi ifade özgürlüğünü korumayı ödev bilen Cumhuriyet’in yaklaşımını tersine çevirmeye niyetlendiler.
Bunu gerçekleştirmek için de suç uydurma furyasına giriştiler.

***

Adalet ve Kalkınma Partisi, anayasanın kendi değiştirdikleri de dahil neredeyse tümünü yok sayma yolunda.
2004’ten başlayarak yenilediği yasaları da aynı yaklaşımla ya yok sayıyor, ya değiştiriyor, ya da kimi maddelerini görmezden geliyor.
Kimi davalarda ortaklaşa kurulan kumpasın sorumluluğunun da ortak olması gerektiğinden, bundan kurtulmak için elinden geleni ardına koymuyor. Hedef şaşırtıyor.
Soruşturmalar yürütülüyor ama kimsenin aklına, Türk Ceza Yasası’nın bir köşede unutulmuş maddesi gelmiyor, Maddenin başlığı “Suç uydurma”, metni de şöyle:
“Madde 271- İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir... 

***

Laik Cumhuriyet’i, tam bağımsızlığı, ifade özgürlüğünü korumak Cumhuriyet’in genlerinde var. Değil Peygamber’e, kişilere bile hakareti de yayın ilkelerimiz engelliyor.
Suç uyduranlar ise ülkede kol geziyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları