Basın Özgürlüğünün Sınırını Kim Çiziyor? Yasalar mı, Politikacılar mı?

19 Ocak 2015 Pazartesi

Geçen hafta hem gazetemiz için hem de Türkiye için kaygılarla geçen bir hafta oldu. Kaygılarımızın nedeni Cumhuriyetin ve Cumhuriyet gazetemizin açık kapalı saldırılarla karşılaşması ve bunun devam etmesidir. Cumhuriyetin temel özelliğini, karakterini belirleyen laikliğe yönelen pervasız ve “bu iş artık tamamdır” anlamı taşıyan saldırılar devletin en üst katlarından destek gördü. Cumhuriyet dönemini “90 yıllık reklam arası” olarak tanımlayan ne yazık ki Meclis kürsüsünde Cumhuriyeti ve laikliği koruyacağına yemin etmiş bir milletvekili oldu. Aynı günlerde köktendinci teröristler tarafından çalışanları vahşice öldürülen Charlie Hebdo dergisi ile dayanışmasını göstermek için dört sayfasını derginin saldırı sonrası yeni sayısından seçkilere ayıran Cumhuriyet gazetesi de yine devletin üst katlarından yükselen ne yazık ki “yol gösterici” sözlerinden ve gazete yayınını durdurmaya yönelik tutumundan cesaret alan, Charlie Hebdo’ya yönelen terörü açıkça öven, katilleri şehit ilan edenlerce basılmak istendi.
Cumhuriyet’e yönelen saldırıyı kınayan okurlarımız, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve meslektaşlarımız Cumhuriyet’i yalnız bırakmadılar. Bu arada Cumhuriyet’in yayını ile ilgili iyi niyetli, yapıcı, eleştirel kaygılarını bildiren ve köşelerinde yer verenler de oldu. Bu türden bir tartışmanın basın özgürlüğünün işlevine ilişkin yararlı bir tartışma olabileceğini düşünüyorum. Aynı konudan; Charlie Hebdo’ya saldırıyı kınama biçiminden kaynaklanan benzer bir tartışma New York Times gazetesinde de yaşandı. Gazete yönetimi olayı yalnızca haber olarak görmeyi seçti. Gazetenin Okur Temsilcisi Margaret Sullivan aynı kanıda değildi. Gazete yönetiminin tutumunu eleştirdi ve görüşünü gazetedeki köşesinde açık bir şekilde dile getirdi: İngilizce metni ve çevirisini yorumsuz sunuyorum:
“Here’s my take: The new cover image of Charlie Hebdo is an important part of a story that has gripped the world’s attention over the past week.
The cartoon itself, while it may disturb the sensibilities of a small percentage of Times readers, is neither shocking nor gratuitously offensive. And it has, undoubtedly, significant news value.
With Charlie Hebdo’s expanded press run of millions of copies for this post-attack edition, and a great deal of global coverage, the image is being seen, judged and commented on all over the world. Times readers should not have had to go elsewhere to find it.
“Ben şöyle bakıyorum: Charlie Hebdo’nun yeni kapağındaki çizim, geçen hafta boyunca bütün dünyaca ilgiyle izlenmiş olan bir haberin önemli bir parçasıdır.
Times okurlarının küçük bir bölümünün anlayışını rahatsız edebilecek olsa da, karikatürün kendisi ne şoke edicidir, ne de gereksizce aşağılayıcıdır. Ve hiç kuşkusuz, açıkça haber değeri taşımaktadır.
Charlie Hebdo’nun saldırı sonrası sayısı artırılarak milyonlarca basıldığı ve küresel ölçekte haber yapıldığı için, söz konusu karikatür dünyanın dört bir yanında görülüyor, değerlendiriliyor ve yorumlanıyor. Times okurları o karikatürü görmek için başka yerlere başvurmak zorunda kalmamalıydı.”
Bu konuyu gelen yüzlerce ileti içinden önemi nedeniyle seçtiğim kısa bir okur mektubuyla tamamlıyorum. Okurumuzun isteğine karşın adını yazmamayı uygun buldum:
“Merhaba, Charlie Hebdo ekini yayınladığınız için sağduyunuz, duyarlılığınız ve cesaretinizden ötürü tebrik eder, bizi değişen dünyadan haberdar ettiğiniz için teşekkür ederim. Saldırılara, eleştirilere ve hatta tehditlere rağmen, dindar biri olarak, bir türbanlı olarak yanınızda olduğumu bilmenizi isterim. Bu benim asıl mail adresim, gerçek bir insan olduğumun kanıtı da budur.”

Okurlardan kısa kısa
Gazete satışına engel
İnönü Üniversitesi Kampusu, şehir merkezine 10 km mesafede, yaklaşık 2000 akademik personel ve yakınlarının sürekli yaşadığı lojmanlara sahip bir yaşam merkezidir. Kampusta personelin genel günlük ihtiyaçlarını karşıladığı bir kantin/büfe, aynı zamanda gazete satışını da yapmaktadır. Kampusta yaklaşık her gün 20 gazete satılmakta idi. Ancak talimatın kimden geldiği bilinmemekle birlikte bu büfe çarşamba gününden beri Cumhuriyet satmamaktadır. Haber alma özgürlüğümüze vurulmuş bu darbenin büyük olasılıkla bir yerlerden gelen talimat sonucu olduğu kanısınd`'79ım. Gereği için bilginize sunulur. Prof. Dr. Murat Özmen

Kolay olmasın zor olsun
Bulmacalarınızın kalitesi çok tatmin edici. Bozulmadan devamını istiyoruz. Zorluk derecesi sakın ola ki düşmesin, yüksek kalsın ki kendimizi geliştirebilelim. Teşekkürler. M. Atilla Akkülah

Kanal hatası mı?
15.01.2015 tarihli gazetemizin Televizyon sayfasında “Çılgın Aptal Aşk” fotoğrafının üzerindeki “tv2 ekranlarına gelen yapımın…” ifadesi, alttaki televizyon kanalı (CNBC-e, 22.00) ile örtüşmüyor. Saygılarımla. Ali Durmaz

Tarım sektörünü ihmal etmeyin
Merhaba. Türkiye nüfusunun hâlâ çok büyük bir kısmı tarım sektöründe yer alıyor. Tarım sektöründeki en ufak bir gelişme sadece çiftçileri değil aynı zamanda herkesi ilgilendiriyor. Yıllar önce Cumhuriyet’in çiftçi dostu bir Sadullah Usumi Abisi vardı ve tarım sektöründeki gelişmeleri çok iyi aktarabiliyordu. Sadullah Usumi’nin aramızdan ayrılmasının üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına rağmen Cumhuriyet onun yerine bu konuları dile getirecek yeni birini gazeteye taşıyamadı. Oysa Cumhuriyet kültüre, çevreye gösterdiği kadar tarıma da ilgi gösterse tahminim daha geniş bir çevreye de hitap etmiş olur. Tamer Kayıkçı

Sizi destekliyorum
Yurtdışında yaşayan birisiyim. Okuduğum tek Türk gazetesi Cumhuriyet’tir. Bizler (bizler derken benim gibi düşünenleri kastediyorum buralarda, yoksa bu mesajı size tek başıma oturmuş yazıyorum) burada Türkiye’de olanları -artık hayretle değil ama- dehşetle takip ediyoruz. Sizi manevi olarak tabii ki destekliyorum ama bir gazetenin bu ekonomik koşullarda ve her türlü baskı ve sindirmeye rağmen sadece manevi okur desteğiyle hayatını sürdürmesi herhalde zordur. Sadece tebrik etmekle kalmayıp sizi kendi çapımda maddi olarak da desteklemek istiyorum. Mücadelenizde benim de bir katkım olsun. Size hangi yolla yardımda bulunabilirim? Bağışlar için kullandığınız bir hesap numarası? Ya da en kolay yoldan, abonelik? Bana yol gösterir misiniz? İyi çalışmalar, saygılar. Gonca Gökgöz
Okur Temsilcisi’nin notu: Güzel dilekleriniz için teşekkürler. Gazeteleri okurları yaşatır. Bunun da en iyi yolu, gazeteyi almak, okumak, abone olmaktır. Okurlarımız bunun yanı sıra aktif olarak önerileri, dilekleri, eleştirileriyle de gazeteye katkıda bulunuyorlar. Sağ olun.

Atatürk’ün imzası 
Atatürk’ün imzası ile ilgili haberinizde, değerli sanatçı Etem Çalışkan’a göndermeyle “Atatürk’ün imzasını çizen” nitelemesine yer verilmiş. Yanlış ve yanlış anlaşılmaya yol açacak bir tanımlama bu. Çalışkan Usta’ya göndermeyle yapılan bu yanlışlık, ne yazık ki Atatürk’ün imzasının tasarım ve seçimi üzerinden geçmişte yürütülen bir başka tartışmayı da akıllara düşürüyor. Dolayısıyla, konuya uzak okurun kafasını karıştıracak bir tanımlama bu!.. Ne olur, küçük bir araştırma- soruşturmayla önlenebilecek bu türden özensizliklere gazeteniz sayfalarında yer vermeseniz... Sonra, Etem Çalışkan’ın tarihsel/ sanatsal emeğine saygının da bir gereği bu. İçtenlikle. Ümit Sarıaslan

Dostlarımızı unutmamalıyız
Yıllarca yazılarını zevkle okuduğumuz Sayın Mümtaz Soysal ve Oktay Akbal’ı uzun zamandır gazetemizde görmüyoruz. Kendileri sağlık ya da gazetenin yayın politikası nedeniyle ayrılmış olabilirler. Bunu doğal karşılayabiliriz. Ancak beni üzen, gazetemizde bu konuda bir açıklama yapılmamış olmasıdır. Oysa gerek emeklilik gerekse ölüm nedeniyle gazeteden ayrılan bütün emekçiler için çok duyarlı yazılar yazılması gazetemizin gelenekleri arasındadır. Aynı duyarlılık onlar için neden gösterilmemiştir. Bu değerli iki insana karşı vefasızlık yapıldığını düşünüyorum. Bunu geç de olsa dile getirmekten kendimi alamadım. Saygılarımla. Ali Niyazi Öz Okur Temsilcisi’nin notu? Her iki değerli yazarımızı da ne yazık ki sağlık sorunları nedeniyle yazılarını yazamıyorlar. Yeniden yazacakları günleri biz de bekliyor ve kendilerini özlüyoruz. Daha önce yazarlarımızın sağlık durumları ile ilgili yayın yapılmıştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları