Sahi, Tanrı Kötülüğe Neden Müsaade Ediyor?

20 Ocak 2015 Salı

Filipinler’de 12 yaşındaki kimsesiz bir kız çocuğu Papa’ya, inançlı olsun olmasın herkesin aklının bir köşesinde hep duran o en önemli soruyu sordu:
“Bir sürü çocuk uyuşturucuya bulaşıyor, seks işçisi olarak çalışıyor. Tanrı neden bizlerin başına bunların gelmesine göz yumuyor?”
İslami inancın hassasiyetleriyle hızla empati kurup, Charlie Hebdo katliamını tereddütsüz bir şekilde mantıklı bulan dini lider, küçük kızın bu sorusu karşısında tereddüt etti ve “Yanıtı olmayan soru” dedi.
Oysa bu sorunun yanıtı var ama Papa için vermek mümkün değil.
Çünkü dünyayı bu sorudan değil, bu sorunun yanıtından incinen insanların hassasiyetlerine sırtını dayamış kirli para yönetiyor.
O yüzden iktidar ortağı dini otoriteler, çocukların açlıktan ya da uyuşturucudan ölmesine; seks ticareti için alınıp satılmasına göz yumuyorlar.
O yüzden bu soru binlerce yıldır farklı coğrafyalarda soruluyor ve hep yanıtsız kalıyor.
“Neden” zaten başlı başına tehlikeli bir soru.
İnancın düşmanı, felsefenin temel meselesi.
Neden’le başlayan soruların cevabını hazır cümlelerle veremezsiniz; her cevap bir başka “Neden” sorusuyla geçersiz kılınır.
İnanç için en yakın cevaba hızla varmak; felsefe içinse o uzun yolu ağır ağır almak önemlidir.
İnanç, o yüzden “Neden” sorusunu hiç sevmez, onun yerine “Nasıl”ı tercih eder.
İnsan nasıl yaratıldı?
Nasıl ibadet edilecek?
Günah ve sevap nasıl işlenecek?
Bunların cevapları kitaplarda hazırdır.
Aynı soruları bir de “Neden”le sorun; yanıt bulamazsınız.
Onun yerine “Nasıl”a cevap veren bir sürü alengirli hikâye dinlersiniz.
Eğer hikâyeler arasında bir bağ kurmaya kalkışırsanız da hiçbir yere varamazsınız.
Neden”, cevaptan mantık talep eden bir sorudur.
Ama inancın mantıkla işi olmaz; sorgusuz sualsiz kabulden beslenir.
İnanç mitolojilerinde o yüzden “Neden”e yer yoktur ama mitolojilerin varlığının bir nedeni ve hatta bir sürü de sonucu vardır.
Papa o küçük kızın “Neden”le başlayan sorusuna “Yanıtı olmayan soru” dedikten sonra konuşmasına şöyle devam ediyor:
“Buradaki herkesi, kendisine şu soruları sormaya davet ediyorum: ‘Aç bir çocuk gördüğümde, sokakta uyuşturucu kullanan bir çocuk gördüğümde; evsiz bir çocuk, terk edilmiş bir çocuk, istismara uğramış bir çocuk, toplumda köle olarak kullanılan bir çocuk gördüğümde, nasıl ağlamam gerektiğini öğrendim mi?’”
Neticede, sağ gösterip sol vuran politik liderlikle dini liderliğin akrabalığı her zaman ve her yerde göz yaşartıcı.
Bertrand Russell, “Bu dünyanın sorunu, akıllılar şüphelerle doluyken, aptalların özgüvenle dolu olmasıdır” der.
Papa sana söylüyorum, baba sen anla...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları