Düşlerimizi Çalamazsınız!..

20 Ocak 2015 Salı

İnsanlık, şiddet sarmalında.
Dünya, kanlı cinayetlerle, vahşi saldırılarla sarsılıyor.
Onca bilgiye, deneyime, tarihsel derse karşın insanın “insanlaşma” süreci, aydınlanmayı sağlayamadı.
Egemenlerin boyunduruğunda, değişik coğrafyalarda çıkarlar uğruna, kutsal değerler adına ölümlerin kutsandığı bir dönem yaşıyoruz, ne yazık.
Ancak direneceğiz, güzel bir dünya istemimiz sönmeyecek, düşlerimizi, hayallerimizi yaşatacağız.
Çünkü güçlükler karşısında vazgeçmeyen, istekleri için çabalayan, düşlerinin, hayallerinin ardından koşanlara ihtiyacımız var. Bu yolda iyi ve güzel örneklere...

***

Bu karamsar günlerde güzel bir gülümseme olarak karşımıza çıkıyor Dilek Ergün...
Hayallerinin peşinde koşan bir kadın. Okyanusu yelkenlisiyle tek başına geçen ilk Türk kadını olmak için yola çıktı İstanbul’dan 8 ay önce.
Darüşşafakalı kız öğrencilere maddi destek sağlamanın peşinde. Umutlu, iyi, güzel, devrimci bir yolculuk.
Henüz onlu yaşlarda kızların evlendirildikleri bu coğrafyada, çocukların okuması için, onların düşlerini paylaşmak için bütün tehlikeleri göze aldı Dilek.
Kardelenler yetiştiren Türkan Saylan gibi. “Her eğitimli kadının bu cumhuriyete borcu vardır” düşüncesiyle.
Hemcinsleri bu ülkede hiçe sayılmaya çalışılırken; bu topraklar acı, keder, ölüm dağıtmasına rağmen, “hayatın her alanında ben varım” diyen kadınlarımızın sözcüsü olarak.
Kadınların düşlerimizin, umutlarımızın ışıkları olduğunu, dik ve onurlu duruşuyla, hayatın her alanında biz de varız kararlılığıyla.
Tıpkı yelkenleriyle dünya seyahatleri sırasında kanser olup, ameliyatının ardından Sadun Ağabey’in yanında yolculuğa devam eden Oda Boro gibi.
Yine dünya yolculuğunda Yeni Zellanda’da Deniz’i dünyaya getirdikten hemen sonra, bebeğini ve düşlerini yanına alıp yolculuğunu sürdüren Zuhal Atasoy ve okyanusta bir Türk kızı Hülya Leigh gibi...
Coğrafyamız gibi kadınlarımız da zorludur bizim... Kolay kolay yılmazlar. Hayallerinin peşlerini bırakmazlar. Dilek de bunu başarmak için yelkenlerine rüzgârı doldurmadı mı?

***

Ancak yarım kaldı.
Atlantik çıkışından 20 saat sonra 5 metreye varan dalgaların arasında teknesi Symina’nın dümeni bozuldu.
Dilek süreklendi, direndi, hayallerinin ortağı Symina’yı terk etmek istemedi.
KP Albatross adlı tankerden yardım istemek zorunda kaldı.
Canı kurtuldu ama teknesi büyük dalgaların kucağında kaldı.
Şimdi Rotterdam yolunda. Çok üzgün ama “Bu bir hayalin sonu değil... Aksine yepyeni bir başlangıç... Vazgeçmeyeceğim! Asla...” mesajını gönderdi arkadaşlarına.
Kadınları ikinci sınıf gören, evlere kapatmaya çalışan, hamilelerin sokaklara çıkmasını edepsizlik sayanlara, 90 yıllık Cumhuriyete “reklam arası” diyenlere cevabıdır Oda’nın, Zuhal’in, Hülya’nın, Dilek’in duruşu...
Onların ışığını taşıyacak nice umutlar daha var ülkemizde; geleceğine, hayallerine, çocuklarına sahip çıkacak, bu kara düzene inat...
Hayallerinizi koruyun. İyi ve güzel bir gelecek isteği, hiç sönmesin. Her ne olursa olsun direnin, dayanışın, mümkünse bir düş arkadaşınız olsun...
Umutsuz yaşanmıyor... Ahmet Atakan’ın dudaklarında kalan tebessümüyle; “Ne oldu, büyük adam olamadıysak hayallerimizi satmadık ya!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları