Aydın Engin

IŞİD’den Temizlenen Sadece Kobani Kentidir

28 Ocak 2015 Çarşamba

Birisinin, hatta “takım”ın tümünün “Kobani düştü düşüyor” duası tutmadı. Kobani destansı bir savunmanın ardından IŞİD çetelerinden temizlendi.
Sevinilir mi?
Eğer İslamı kan dökmek, kelle kesmek, rahim temizlemek, tutsak Ezidi kadınlar ticareti yapmak olarak anlamıyorsa herkesin sevinmek ne söz, bayram etmesi gerekir.
Biri tutup “Ne seviniyorsunuz yav? Sevinecek ne var ki” diyorsa (demişse) safını seçmiş demektir. Ne diyelim, hayırlara vesile olur inşaallah(!)
Ama sevincin, hele bayramın abartılmaması da gerekir. Gözden kaçıramayız, IŞİD’den temizlenen, püskürtülen uç mahallelerinde bile kan dökücü çetelerin artık barınamadığı sadece Kobani kentidir. Irak’ın önemli bir kesiminde, mesela Musul’da, hele hele Şengal bölgesinde ve Suriye sınırından içeri Kobani kantonunu çevreleyen kentlerde IŞİD temizlenmedi.

***

Çünkü IŞİD gelip geçici bir olgu değil.
Afganistan’da 1970’li yıllarda Sovyet Kızıl Ordusu’na karşı savaşmak üzere eğitilmiş; Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra işsiz kalıp profesyonel katil çetelerine dönüşmüş; Cezayir’de “laik Arap” gırtlaklamaktan, Pakistan’da Taliban şubesi açmaya kadar bir dizi kanlı marifetten sonra El Nusra ya da El Kaide saflarında yeniden “iş bulmuş”; sonunda en sert, en gözü dönmüş ve en bol “mangır” sunan IŞİD’de karar kılmış; cennetin anahtarının ya kafa kesmek ya şehit olmaktan geçtiğine ikna olmuş savaşçılardan ibaret de değil.
Hele hele Avrupa (Türkiye dahil) kentlerinden kopup gelmiş, biraz macera, biraz içlerindeki derin kini akıtacak bir kanal bulmuş, ruhsal dengeleri allak bullak, öğrenci argosuyla söylersek “kafayı sıyırmış” gençlerden ibaret hiç değil...
IŞİD, Saddam’ı devirip toprağın altındaki petrol okyanusunu güvenceye almak için Irak’ın üstüne çullanıp, sayıları yüz binlerle ölçülen Iraklının ölümüne yol açmış ve zaten bıçak sırtında duran ülke dengelerini bir daha düzelmemecesine kırıp atmış ABD ve suç ortaklarının yarattığı bir canavar.
Şii Arap çoğunluk, Sünni Arap, Kürt, Türkmen ve Ezidi azınlıklı Irak’ta, BAAS partisi iktidara geldiği ilk yıllarda dengeleri gözetirken Saddam, iktidarını sadece Sünni Araplar üstüne kurdu. Bu, devletin olanaklarının, fırsatlarının bir azınlığın elinde toplanması demekti. Bu, Saddam ve BAAS rejimi devrilince, petrol bölgelerinin (Musul, Kerkük, Basra) ve bitek topraklara sahip Dicle kıyılarının uzağında, çöl benzeri topraklarda yaşayan, devletin petrol gelirleri ile beslenen, başkaca geçim kaynakları alabildiğine kıt olan Sünni Arap azınlık için iktidar gücünün yitirilmesi demekti.
ABD ve ortakları Irak’tan çekilir çekilmez, o güne kadar başkaldıramaz haldeki Sünni Arap aşiretler ağır ağır toparlanmaya başladılar. IŞİD’in çekirdeği o sırada doğdu. Saddam ordusundan arta kalmış ve işini yitirmiş, Irak - İran savaşı (1980 - 1988) sırasında zengin deneyler biriktirmiş subaylar, aşiretlerden devşirilmiş genç ama acemi askerleri bugünün ölümüne savaşan, hafif ve ağır silahları hünerle kullanan ölüm aygıtlarına dönüştürdüler.

***

Bu kanlı süreç nereye bağlanacak, nereye evrilecek?
Bilmiyorum. Bilen olduğunu da pek sanmıyorum.
Bildiğim bir avuç gözü dönmüş savaşçıyı havadan bombalayarak karadan vurup kırarak yok edebilirsiniz. Ama sayıları 6.5 milyonluk bir halk kitlesini, yani Sünni Arapları silemezsiniz. Silmeye kalkışırsanız bunun adı bir tür soykırım olur.
Bildiğim, Suriye - Irak’ın yapay sınırlarla ayrılmış toprakları üstünde daha çok kan akacağa benzer.
Bildiğim, o bölgenin kadim halklarından olan Kürtler, Ezidiler, Türkmenler için barışa giden yol epey uzun ve uzak...
O yüzden Kobani’nin IŞİD çetelerinden temizlenmesine sevinilir ama bu buruk bir sevinçtir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları