İlhan Selçuk

1917 - 1991

30 Temmuz 1996 Salı

PENCERE

1917 - 1991


1917, Bolşevik Devrimi..

1991, Sovyetler’in dağılması..

Bu iki tarihin parantezi içinde kalan olgu, insanlık tarihi açısından daha uzun süre tartışılacak!..

1789’un tartışması bile sürüyor. Ancak Anadolu Türklüğü bakımından bu iki tarih ne anlam taşıyor?..

*

Yıl 1920..

Mustafa Kemal 5 Şubat günlü ‘Durum Tartışması’nı önemli kişilere ve kolordu komutanlıklarına yolluyor; bu belgeden altını çizdiğim satırları aktarıyorum:

“Türkiye, Kafkasya’da Bolşevik istilasını kolaylaştırma ve onunla eylem birliği yapmakla, batıdan doğuya doğru Anadolu, Suriye, Irak, İran, Afganistan ve Hindistan kapılarını müthiş bir surette açmış olacaktır. Bu açık kapıları kapamak için Müttefikler taarruzi stratejik hareketler yapacak kuvvetleri hızla sağlayamazlar...

İtilaf Devletleri, Bolşevikler ile Türklerin arasını Kafkas milletleri vasıtasıyla kesmek planını bulmuşlardır. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan belki de Kuzey Kafkasya hükümetlerinin bağımsızlıklarını onaylayarak onları kendilerine çektiler. Şimdi Bolşeviklerle vuruşmalarını bir oldubitti haline sokmak için onları her yoldan kışkırtmakta ve pekleştirmektedirler. Bizzat kuvvet yollamaya da başlamışlardır ki bu kuvvet etkisiyle (...) Türklerle Bolşeviklerin temaslarını önlemek ve kontrol etmek fikrindedirler. Plan büyük bir ciddiyet ve acele ile uygulanmaktadır. Eğer bu plan başarıya ulaşır ve Kafkas milletlerinin bize karşı kesin bir sed durumu almasıyla memleketimiz sarılı kalırsa, artık Türkiye için dayanma olanakları kökünden yıkılmış olur. Ondan sonra politik varlıklarını tamamen kaybetmiş Anadolu Türkleri, İtilaf Devleti Subayları komutasında sömürge askeri olarak ordular teşkil edecek, hem Kafkasya milletlerinin İtilaf Devletleri itaatinde tutulması ve hem Bolşevik istilasının durdurulması için kan dökeceklerdir.”

5 Şubat 1920 tarihli belge, Bolşevik Devrimi’nin Türkiye’nin kurtuluş tarihindeki önemini belirler. 1917 Devrimi Anadolu’nun emperyalist düşman tarafından kuşatılmasını engelledi.

Atatürk’ün dehası bunu değerlendirdi.

*

Yıl 1991...

Berlin Duvarı 1989’da yıkıldı.

Soğuk savaş noktalanıyordu.

1991’de Sovyetler dağıldı.

“Soğuk Savaş” süresinde Türkiye “komünizm tehlikesi”ne karşı “ileri karakol”du.

Anadolu çok partili rejim boyunca, bu yolda şartlandırıldı. Amerika’nın Sovyet tehlikesine karşı oluşturduğu “Yeşil Kuşak” coğrafyasında yerimizi almıştık. ‘Komünizm tehlikesine karşı en etkili panzehir İslam’dı; laik cumhuriyeti yok etmek için yapılan her şey bu şemsiye altında yürütülüyordu.

“Türk - İslam sentezi” laik cumhuriyete karşı “alternatif” olarak ortaya atıldı; 12 Eylül döneminde yürürlüğe kondu.

Laikliği savunan aydınlar birer birer faili meçhul cinayetlere kurban gidiyordu.

1991’de Sovyetler dağılınca dünya kapsamında strateji değişti.

Laik cumhuriyet kurtuldu.

*

Kurtuldu mu?..

1917 Bolşevik Devrimi, Türkiye’nin kurtulması için bir tarihsel dönüm noktasıydı.

1991’de Sovyetler’in dağılması, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtulması için talihtir.

Dengeler, 1991’den sonra kökünden değişti. İrtica “komünizme karşı panzehir” değil, uygarlığa karşı bir tehlike konumuna düştü.

İrtica konusunda “durum tartışması” yapan siyasetçiler, şeriatçılarla işbirliği yaparak iktidara geçme hesabının bundan böyle hayal olduğunu anlamalıdırlar.

(30 Temmuz 1996 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları