Kırsalda Umut...

31 Ocak 2015 Cumartesi

İzmir Büyükşehir Belediyesi; tarım, kırsal kalkınma, kooperatifcilik açısından yıllardır örnek bir tutum sergiliyor.

İzmir ve çevresinde yaşayan üreticinin sütünü, peynirini, mandalinasını, çiçeğini, fidanını alıyor.

Organik tarımı destekliyor.

Türkiye'de ilk kez hayata geçirdiği “sözleşmeli üretim” modeliyle, yerli üreticinin desteklenmesi amacıyla kooperatiflerle anlaşmalar yapıyor.

Önemsiyorum.

Yerel yönetimin üretici kuruluşlara desteğinin zincirleme olumlu sonuçları var çünkü.

Serbest piyasa ekonomisinde tüccarların, şirketlerin, tekellerin insafına bırakılan üreticinin desteklenmesi, tek başına önemli bir yaklaşımken, son halkadaki tüketiciler açısından da yararalı bir yönelim.

Kırsal bölgelerde hayvancılık ve tarımla uğraşanların, çiçekçilik yapanların desteklenmesi piyasalarda da bir denge sağlıyor.

Aslında üreticiye, köylüye, tarıma yüzünü dönmüş iktidarın işlevini üsteniyor belediye.

Başkan Aziz Kocaoğlu, “Üretici ezilmesin, alın terini birileri yemesin diye kooperatifler kurarız. Kooperatif kurmak yetmiyor mu? Hayır. Ürettiğimiz malın alıcısı olması lazım. Alıcı sizin alın terinize değer veriyorsa, üretici de alıcı da kazançlı çıkar. Bu anlamda İzmir Türkiye’ye örnektir . İzmir’in ürettiği malı İzmir’de tüketeceğiz. Malın pazarlamasını yapacağız. Kooperatif ürünlerinde hile, katkı maddesi yok” diyor.

Bu çerçevede son olarak Ege Üniversitesi'yle yapılan bir anlaşma var.

Şimdi de Beydağ ve Kiraz’da organik tarım havzaları oluşturularak kestane, incir ve meyve üretimi geliştirilecek.

Kınık’ta sertifikalı tohum üretimi ve hayvancılığa bağlı sanayiyle, yöre insanı madenlere bağımlı olmaktan kurtarılacak.

Örneğin Karaburun, Urla ve Çeşme ilçelerinde keçi yetiştiriciliğini teşvik için en az 5’er tane damızlık işletme oluşturulacak.

Yarımada’ya özgü sepet ve kopanisti peynirine coğrafi işareti alınarak markalaşması sağlanacak.

Nergis çiçeği ve diğer soğanlı süs bitkileri ile kekik ve adaçayının pazarlama olanakları artırılacak.

Karaburun ve Bergama’daki bal, polen, propolis ve arı sütü gibi sağlıklı arı ürünleri üretimi artırılacak.

Devreye sokulan projeler özellikle yarımada için büyük önem taşıyor. Burada bir noktanın altını çizmekte yarar var.

Karaburun'da denizi kirleten balık çiflikleri ile RES'lerin aşırı yoğunluğu, bir biçimde yerel yönetimin bu projelerinin önünde engel.

Ayrıca nergis yetiştirilen tarlaların imara açılarak konut alanına dönüşmesi de bir başka sorun.

Umarım bu sorunların da üstüne gidilerek projelerin sağlıklı biçinde devreye sokulması başarılır.

...............

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları