İlhan Selçuk

Baş, Kafa ve Kelle...

15 Nisan 1997 Salı

PENCERE

Baş, Kafa ve Kelle...

Osmanlı döneminde şeyhten geçilmiyordu; şeyh­lik -bugünkü gibi- bir geçim kaynağıydı. İşte o gün­lerde, Üsküdar dolaylarında gür sakallı, pos bıyıklı bir şeyh ortalığı haraca kesmiş; esnafı parmağında oynatırmış; kasap, bakkal, manav, kömürcü, oduncu şeyhin karşısında çaresiz kalmışlar. Esnaf ne zaman alacağını istemek için tekkenin kapısına varsa, şeyh postuna bağdaş kurup oturur, elinde doksandokuzluk tespihi, gözleri kapalı, dudakları kıpırdar dururmuş...

Manav borcunu anımsatmak için sesini çıkaracak olsa, şeyh yavaşça:

- Allahümme...

Kömürcü:

- Efendi hazretleri malum-u ihsanınız...

Şeyh:

- Allahümme salli alâ...

Alacaklı pısarmış...

Bakkal öne çıkacak olsa...

- Allahümme salli alâ seyyidina...

Kasap:

- Efendi hazretleri, iki koyunla bir kuzudan kulunu­za borcunuz...

Şeyh kükrermiş:

- Allahümme salli alâ seyyidina Muhammet...

Esnaf korkup sinermiş...

Sonunda mahalle esnafı bakmışlar ki olmayacak, bir gün hep birlikte “Allahümme salli alâ seyyidina” diyerek şeyhi postundan toparladıkları gibi yere yık­mışlar:

- Ulan borcunu verecek misin, vermeyecek mi­sin?..

Şeyh:

- Ne kızıyorsunuz ağalar, demiş, ben şakacı ada­mımdır, şaka yapıyordum.

Bizim Refahçılar da şakacı...

Tövbe estağfurullah Allah’ın adını kullanarak, haşa huzurdan Hazreti Muhammet’i siyasete malze­me yaparak iktidar koltuğuna bir güzel oturdular...

Peki, şimdiki durumlan ne?..

*

Anlatacağım olay Rus-Japon savaşında yaşandı: Japonlar bir kasabayı ele geçirdiler; kilisenin başpapazıyla çömezlerini toparladılar; sıraya dizdiler; bir Japon geldi, kılıcını çekti, teker teker kafalarını uçurmaya başladı, ama usta olmadığı için kimi kafayı iyi kesemiyor, kurban yerlerde debeleniyordu.

Başpapaz:

- Durun, diye bağırdı, bu adam çok acemi, bari bir usta kişi bulun da acı çekmeyelim...

Bir usta Japon geldi, süslü kınından kılıcını çekti, kafaları uçurduktan sonra kılıcını kınına soktu.

Başpapaz sordu:

- Ya benimki?..

Japon:

- Seninki mi?.. dedi, kafanı oynatsana!..

Papaz kafasını oynattı..

Kellesi yere düştü.

*

Kiminin başı omuzlarının üstünde görünür, ama ka­fasını oynattı mı kellesi yere düşer.

(15 Nisan 1997 tarihli yazısı)

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları