Tedbir: Pompalı Tüfek!..

07 Kasım 2008 Cuma

Geçen pazar günü İstanbulun göbeği

Taksime yürümek isteyen PKK yanlısı grup polisle çatışmaya başladı ve Beyoğlunun arka sokaklarına dağıldı Bir bölümü Hacı Ahmet Mahallesinde ateş yakarak yolu kesti ve PKK lehine slogan atmaya başladı. İşte tam bu sırada elinde pompalı tüfekle bir yurttaş beliriverdi ve göstericilerin üzerine doğru ateş etmeye başladı Ardından polis geldi ve göstericileri biber gazıyla (dikkat: silahla değil!) dağıttı ve olaylar sona erdi. Peki, pompalı tüfekli yurttaşa ne oldu?.

- Yok oldu!..

Olay son derece vahim, akıl almaz derecede kaygı vericiydi. Bir yurttaş, eline silahı almış, evinin önüne çıkmış ve toplu halde bulunan insanların üzerine ateş açmıştı. Vahimdi, çünkü neredeyse 50 yıldır toplumsal kavgaların içinde çalkalanıp duran, yüzlerce provokasyona ve çatışmaya sahne olmuş, katliamlar yaşamış bu ülkede ilk kez bir yurttaş elinde silahla sokağa çıkıyordu

İnsanı dehşete düşürecek denli kaygı vericiydi, çünkü Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı, olaydan bir gün sonra aynen şu açıklamayı yaptı:

- Vatandaşlarıma sabır tavsiye ediyorum. Ama bu sabır nereye kadar olacak, onun endişesi içindeyim. Mağazasının camlarını indirir, hayatına kastederseniz, vatandaş da elinde eğer böyle bir tedbiri varsa kendini savunma yoluna gidecektir!..

Gerçekten pes!..

***

Bu konuşmayı, herhangi bir mahalle kahvesinde, burnundan soluyan emekli Ahmet Bey yapmadı

Ülke yurttaşlarını, eline silah alıp sokağa çıkmaya alenen teşvik eden bu sözlerin sahibi ne yazık ki başbakan sıfatını taşıyor!. Üstelik söylediği sözcüğe bakın:

- Tedbir!..

Vatan gazetesinde Güngör Mengi çok güzel yakalamış; Bunun adıtedbir ise vatandaşın elinde 4 milyonu aşan sayıda tedbir yani pompalı tüfek var!”. Diğer kayıtlı, kayıtsız silahları saymıyorum bile Uzun yıllardır yandaşlarını silahlandıran yasadışı örgütlerin varlığını da bunun üzerine koyun ve Tayyip Beyin sözlerini bir kez daha düşünün!..

CHP lideri Deniz Baykal grup toplantısında son derece haklı bir biçimde soruyordu:

- Halk kendini pompalı silahla koruyacaksa sana niye ihtiyaç var, sen niye Başbakansın, niçin iktidarsın?..

Ama en çok içimi acıtan açıklama DTP Genel Başkanı Ahmet Türkten geldi. Günlerdir, haftalardır ortalığı savaş alanına çeviren, gerginliği en üst seviyeye çıkaran, hiç sıkılmadan soykırım”, “Serhildan-ayaklanma sözcüklerini kullanan, Öcalana özgürlük isteyen kendileri değilmiş gibi, Başbakanın sözlerine sarıldı ve haklılık koltuğuna oturuverdi!. Söyledikleri ne yazık ki ürpertici bir olasılığı işaret ediyordu :

- Başbakan, katliniz vaciptir fetvası veriyor!..

Ne kadar acı değil mi?.. Ülkeyi kaosa sürükleyen sakat kafanın sözcüsü, ülkenin Başbakanının asla söylememesi gereken zavallı sözcükler sayesinde bir anda mazlum sıfatına bürünüverdi.

Bu sözlerin sarf edildiği andan itibaren, ateşlenen her silah, zarar gören her yurttaş, akacak her damla kan Başbakanın sorumluluğunda olacaktır Olacaktır da, bunlar Başbakanın umurunda olacak mıdır, asıl sorulması gereken soru budur?!..Tabii, sorulması gereken çok önemli bir soru daha var:

- Tarihinin en ağır siyasi ve ekonomik bunalımıyla yüz yüze olan, karanlıkla aydınlık arasında tutunmaya çalışan Türkiye, böyle bir Başbakana müstahak mıdır?..

İyice düşünün, ey halkım

e-posta: [email protected]



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ülkemizi Geri Almak 3 Ekim 2013
Ülkemizi Geri Almak 11 Temmuz 2013
İhanet!.. 4 Temmuz 2013

Günün Köşe Yazıları