İlhan Selçuk

Dün - Bugün - Yarın...

27 Nisan 1997 Pazar

PENCERE

Dün - Bugün - Yarın...

Tam 34 yıl önce, 18 Eylül 1963 günü, bu köşede çıkan yazıdan küçük bir alıntı:

İmam-hatip okullarına bu yıl 600 öğrenci alınacak!.. Pek güzel!.. Ya tarım okullarına?..

1600 mü?.. 2600 mü?.. 4600 mü?..

Hayır, hayır..

Sadece 500..

İmam-hatip okullarına 600, tarım okullarına 500...

Yapılan hesaplara göre 40.000 tarım eğitimi görmüş elemana ihtiyacı var bu ülkenin!.. Demek ki seksen yıl ya da yüz yıl sonra bu rakama ulaşacağız.

İmamlarına okul açıp tarımcılarına boşveren milletiz; tarlalarımızdan çok mezarlarımızı düşündüğümüz için birbirimizi kutlayalım.

*

Yine aynı yazıdan bir alıntı daha:

Yol yaptık, araba ithal ettik, arabalara mavi nazar boncukları, at nalı, sarmısak, maşallah, bismillah diye Tanrı sigortaları takıp bastık gaza!.. Hal-i pürmelalimiz şöyle:

Dünün adamları, bugünün yollarında, yarının arabalarını kullanıyorlar.

Ve sonra kaza, kaza, kaza...

Melih Erginin son şiir kitabında Gâvur İcadıdiye bir şiiri var:

Hoparlörlü ezan vakti

Hac seferleri reklam saati

Tanrı yoluna en ucuz araç

Konforlu güven otobüsleri

Yatar koltuklu.

*

Görüldüğü gibi gide gide bir arpa boyu yol almışız; ama arpa ektik de darı mı çıktı?..

Ne ekmişsek onu biçiyoruz.

İmam-hatip okullarında öğrenci sayısı yarım milyona tırmandı.

Trafik kazaları da katbekat arttı.

Son bayram tatili, bugünün yollarını, yarının arabalarıyla mezbahaya çeviren dünün insanlarıyla dolup taştı. İmam okulları ise bıçak sırtındaki Şeriat mı laiklik mi?sorununda can damarı...

1960’lı yıllardan bu yana yaza yaza hokkada mürekkep, söyleye söyleye dilimizde tüy bitmişti...

Ne bitmez tükenmez işmiş bu!..

*

Ancak geldik bir yol ağzına!..

Türkiye seçimini yapacak, adam gibi çağdaş düzeni yeğleyecektir.

Konu yüzeysel siyasetle, asker-sivil gargarasıyla, soyut politika tartışmasıyla kavrayamayacağımız ve çözemeyeceğimiz bir aşamaya ulaştı. 1960’lı yıllardan bu yana şeriatçılığa yapılan yatırımın yanı sıra az çok gelişen sanayi burjuvazisi büyük kentlerde oluştu; Avrupa Birliğine katılmak için laikliğe dayalı çağdaş demokratik düzeni temellerine oturtacak bir atılım gerekiyor. Çünkü bir yandan Avrupanın Hıristiyan yobazları Türkiye İslam ülkesidir; istemezükdiyorlar; öte yandan bizim şeriatçı takımı ülkeyi dinci devlet düzenine sürüklemeye çabalıyorlar; bu ikilemi sıfırlamak için gerekli kararın verilmesi gerek...

*

Halkı yukarıdan aşağıya parselleyerek laik yüzde 80 çoğunluğu, dinci yüzde 20ye teslim eden lider takımı aklını başına toplamadıkça halk ordunun arkasında toplanacak...

Anadolu halkı, yarınki dünyanın eşiğinde, bugünkü Türkiye politikasını oluşturan dünkü liderlerin elinde bir trafik kazasına kurban olmak istemiyor.

(27 Nisan 1997 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları