HDP 100 Milletvekili Çıkarır, Eğer...

03 Şubat 2015 Salı

HDP Meclis’teki Yolsuzluk ve Rüşvet Araştırma Komisyonu’ndan üyelerini çekince şaşırmıştım... Öyle ya, lafa gelince adamların ne hırsızlıklarını bırak ne yolsuzluklarını, üstelik “ben sadece saz çalarım” diye caka sat.. Komisyonda bu işin mücadelesine sıra gelince, yan çiz, oradan geri çekil...
Aha, demiştim, anlaşma gereği mi bu, RTE’ye destek mi, Kürt Hareketi’nin aman RTE’ye bir şey olur, yargılanır falan diye bir korkusu mu var?
Gezi Parkı Direnişinde, Selahattin Demirtaş eyvah hükümet yıkılacak, RTE ile yaptıkları alışveriş yarıda kalacak diye korkuya kapıldı, bu, hükümete karşı bir komplo; dedi.. Şaşırmıştım! Sonra ise bu sözlerinden çark ettiler.

Müzakere taslağı ortadan kalktı
Şu sıralarda, Öcalan’ın hazırlayıp sunduğu “Barış ve demokratik müzakere taslağı”ndan söz eden var mı? En son, 13 Aralık’ta Diyarbakır’da yapılan Demokratik Toplum Kongresi’nin eşbaşkanı Hatip Dicle, Öcalan’ın mesajını okumuştu:
Hükümete söyleyin, ben kimseyi tehdit etmiyorum ama bu son şanstır. Bu barış ve demokratik çözüm taslağı üzerinde.. en geç Nisan 2015’e kadar tüm aşamaları bitmek zorunda. Mutlaka bir siyasi çözümü yakalamalıyız. Aksi takdirde sabrımın son sınırındayım...”
Taslak üzerine konuşma yapılıyor mu? Nedenine gelince, taslakta ileri sürülen “Kürt kimliği” üzerine isteklerin gerçekleşmesi için, RTE’nin elinde yasal ve anayasal yetkiler yok. Bir anayasa değişikliği şart. Başbakan Yardımcısı ve Cumhurbaşkanı’nın en yakını Yalçın Akdoğan İmralı-HDP-Kandil arasında resmi gidiş gelişleri ve görüşmeleri sürdüren kişidir.
Kürt tarafı, müzakere konularının nisana kadar kesin bir takvime bağlanması ve hükümetin de buna imza atması gereği üzerinde dururken... Akdoğan kendilerine “Bunlar ancak anayasanın değişmesi ile gerçekleşebilir, takvime bağlayıp söz vermek anlamsızlıktır, Cumhurbaşkanı size kesin söz vermektedir, seçimlerde Başkanlık Anayasası’nı gerçekleştirecek bir çoğunluk yakalarsak, sözler hemen yerine getirilecektir.Öcalan’ın en azından ev hapsine çıkarılacağı kesindir...” dedi mi?
Sanki...

Analiz doğruysa, anlaşma var
Eğer böyleyse, Kürtler isteklerinin gerçekten yeni bir anayasa ile yerine getirilebileceğini görüyor ve RTE’nin bunu başarmasını beklemekten de başka çareleri yok... O halde, HDP’nin kaybetme riskini göze alarak seçimlere parti olarak girme kararının ciddi bir yönü de bu “anlaşma” olabilir.
Eğer barajı aşamazlarsa AKP kazanacak, Meclis’te 367’yi bulamasalar bile RTE Anayasası en azından referanduma götürülecek. Evet oyu alırsa, böylece RTE yasal diktatör olarak, Kürt Meselesi’ni çözecek. Hem RTE hem İmralı kazanacak...
Yok eğer barajı aşarlarsa, Meclis’te güçlü bir parti olarak yeni anayasa konusunda kilit parti olacaklar. RTE’ye yönelik pozisyonları güçlenecek. HDP-AKP ittifakına varıncaya kadar bir dizi olay yaşayacağız. (Tabii RTE yan çizmezse...)

HDP’nin çok basit aritmetik hesabı
HDP’nin barajı geçmesi için AKP’nin yüzde 44’ün altına düşmesi şart. HarranÜniversitesi’nden Nazım Kadri Ekinci’nin analizine göre AKP’nin yüzde 5 oy kaybı halinde, HDP “iyi” senaryoya göre tam yüzde 10; “makul” senaryoya göre 8.18 ve “mutat” senaryoya göre ise yüzde 7.49 oy alır. Ekinci, HDP hesabını “getirisi de riski çok yüksek karar” diye nitelendiriyor.
Bekir Ağırdır’a göre HDP’nin ağırlıkla AKP’den 2 milyon kadar oy devşirmesi gerekiyor.
HDP ise basit bir aritmetik hesap yapıyor: Cumhurbaşkanlığı seçiminden 3.9 milyon oy aldık; 4.5 milyon oy alırsak barajı geçiyoruz, topu topu 600 bin oya ihtiyacımız var ki, bunu rahat alırız... Ama hesap çok basit, hiç karmaşaya yer yok onlarda.
Korkut Boratav, dünkü Hürriyet’te Çamlıbel’e, BDP bu kararıyla RTE Anayasası’na ve diktatörlük isteğine yardımcı oluyor, görüşünü savundu.
Peki, HDP’nin hiçbir hesabı tutmazsa? “Yüksek siyaset” sahnesinden silinme bedeline karşılık, PKK kozu mu devreye girecek?

HDP 100 milletvekili bile kazanabilir
HDP bir “Türkiye partisi, Türkiye’yi bölmeyecek, tam tersine birleştirecek, demokratikleştirecek, özgürleştirecek, Kürt kimliği meselesini, tüm Türkiye ile tartışarak makul ölçülerde çözüm arayacak, RTE diktatoryal anayasasına hayır diyecek” bir kimlikle ortaya çıksa, kimsenin kuşkusu olmasın ki, 100’ü aşkın milletvekili ile Meclis’e girer ve Türkiye’nin özgürlük yolu açılır...
Ama HDP, Türkiye kimliğiyle, ülke geleceğiyle ilgilenmiyor, karanlık bir gelecek için RTE ile işbirliği yapıyor ve “Kürt kimliğinin esiri” oluyor. RTE otoriterliğine karşı mücadele lafla yürümez... Fiiliyatta sonuç verecek politikalarla yürür.
Taa 2013’te, Öcalan Tutanakları patladığında ilk yazmıştım ve bu çok tartışılmıştı: Kürtler kendilerine özgürlük, Türklere ise RTE diktasını öngörüyor... “Benim meselem başka, sen kendi meselenle uğraş...”
Siyaset hiç de böyle bir şey değil... Kürt siyasi ve silahlı hareketi bunu er geç, hayatın pratiğinde öğrenecek...
Hep birlikte ağır bedel ödeyerek...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları