‘Özelleştirmeleri Geri Alacağız!”

03 Şubat 2015 Salı

‘Podemos’un Kurucusu Monedero

Demokrasimiz var olmasına var da, bu demokrasinin hiçbir yoğunluğu yok” diyor Juan Carlos Monedero bir yılda dokuz baskı yapan kitabı “Namuslu İnsanlara Hızlandırılmış Siyaset Dersi/Curso urgente de politica para gente decente” adlı kitabında ve ekliyor:
Seçimler, yapabilecek tercihlerin sınırını ‘oyunu kullan ve siyasete karışma!’ düsturuyla belirliyor. Siyaset, ardından bir çatışma alanı olmaktan çıkıp uzmanların çözümler ürettiği teknik bir alana dönüşüyor…
Dişleri çekilmiş ve evcilleştirilmiş demokrasilerde işte böyle salt “teknik çözümlere” indirgenen siyasete yeniden içerik kazandırmayı hedefliyor İspanya’nın yeni solu Podemos.
Podemos”u kuran Madrid Complutense Üniversitesi akademisyenlerinden Monedero, partinin ideoloğu olarak yeni solun programının önde gelen tüm noktalarını Cumhuriyet okurlarına değerlendiriyor.
Egemenliği Ele Geçirmeliyiz” ve “İspanya’nın Yeni Solu Podemos” başlıklarıyla yayımladığımız ilk iki bölümün ardından partinin kurucusu Monedero ile söyleşimiz sürüyor…

45 bin öğrenci harç ödeyemedi
-Ortalama İspanyol ısınma masraflarını karşılayamıyor mu? Böyle bir sorun mu var İspanya’da?
Evet. Tabii. Medyada büyük yer tutan bir sorun bu. Kaçak elektrik kullanmak zorunda kalanlar var. Bu yıl 45 bin öğrenci sırf harçlarını ödeyemediği için kayıt yaptıramadı ve üniversiteye gelemedi.Madrid Complutense Üniversitesi’nde master için 4000 Avro, lisans için yılda 1200 Avro ödemeniz gerek. Bunu her aile ödeyemez. O nedenle biz özelleştirmeleri geriye çevirmek istiyoruz. Rajoy hükümete geldiğinden beri (üç yılda) elektrik faturası yüzde 60 arttı. Artışın gerekçesini kimse anlamıyor. Bu konuyu şimdi tartışmaya açmak istiyoruz. Elektrik şirketleri kamudayken bu hizmetler herkese etkin biçimde verilirken, nasıl oluyor da özelleştirme sonrası aynı hizmetler verilemiyor? Ortada bir sorun var. Soruna biz Marksist düşünceyle yaklaşmıyoruz. Ben doktoramı Almanya’da yaptım. Tez konum, Doğu Almanya’nın çöküşüydü. Devlet kapitalizminin ne olduğunu ve hatalarını da çok iyi biliyoruz. Konuyu bugünün şartlarıyla düşünmek zorundayız. Ama amme çıkarını nasıl teminat altına alabilirizin yanıtını da bulmak zorundayız. Biz şimdi çıkıp “Bir kamu bankası kuracağız. İspanya’da bunun için 140 milyar Avro’ya ihtiyaç olduğunu saptadık” desek; bize hemen Bolşevik, Marksist, Chavezci, komünist derler. Oysa İspanya’da bu miktarı biz zaten banka kurtarma operasyonu için ödedik. Hem parayı ödedik, hem o bankalar özel olmaya devam ediyor. Bedelini ödediğimiz şeyin bizim olmasını istiyoruz hepsi bu. Büyük şirketler ayrıca denetimde tutulmalı. Rusya’da özelleştirmelerle mafyalar palazlandı. İspanya’da mafyalar Rusya’dakilerden zarif. Ama bu mafya oldukları gerçeğini değiştirmiyor.
Telefonica, Indesa… bunların hepsi tüm İspanyollar için fayda yaratan kamu şirketleriydi. Bugün çok pahalı elektrik, çok pahalı internet ve çok pahalı bir telefon sistemine sahibiz.

Geçici değil kalıcıyız
-Podemos’un salt öfkeden ibaret olduğunu söylemek bu durumda fazla özet oluyor…
Evet doğru... Bizim sadece bir öfke hareke-ti olduğumuzu söylemek, ekonomi iyileştiğinde oyların yeniden PSOE-sosyalist işçi partisine geri döneceğini söylemek anlamına gelir ki; bu aldatıcı. İspanyol toplumundaki derin yapısal değişimlere verilen bir yanıtız. Biz geçici değil kalıcıyız.

Sokakla buluşan profesörler
-Podemos kadrosunda çok profesör var. Profesörler genelde fildişi kulelerde yaşar, halkla siyaset yapmakta güçlük çeker. Bu nasıl mümkün oldu?
Biz eleştirel konumdan geliyoruz. Nesnel ama renksiz değiliz. Hep kurbandan yana tavır aldık. Bu nedenle hep duyarlı, uyanık olduk.
-Parti çekirdeğinde sizin gibi kaç profösör var?
5-6. Fakültede hocalık yapmaya da devam ediyoruz. Ben 51 yaşındayım, en yaşlılarıyım.
-Podemos’la ne zaman kolları sıvadınız?
Geçen yılın ocak ayında. Ama Podemos düşüncesi daha eski. Arkamızda beraber katettiğimiz uzun yol var. Biz on yıldır beraberiz.
-Marksist kökenden mi geliyorsunuz?
Ortodoks olmayan Marksist bakışla değerlendirme yapıyoruz. Önce de söyledim: Doktora tezim Doğu Almanya’nın sonu üzerineydi. Otoriter,bağnaz Stalinizme aşılıyım. Öğrencilerime de hep bu yaklaşımı aşılamaya çalıştım. Podemos öncesi yazdığım “Namuslu İnsanlara Hızlandırılmış Siyaset Dersi” adında bir kitabım var. O kitabı yazdığımda henüz Podemos’u kuracağımızdan habersizdim. Orada düşüncelerimi anlattım. Biz daima çok geniş pratiğe dönük düşünceler geliştirdik. 15-Mayıs hareketinin (İspanya’nın Gezi’si) çok önemli parçasıydık. Bizde orada sokaktaydık. Öfkelilerle Puerta del Sol meydanında yaşadım.
-Kamp kuranlardan mıydınız?
Tabii Puerta del Sol’da yaşadım. Sıfırdan gelmiyoruz. Katettiğimiz bir yol var. Geçmişte 20 yıl (Komünist) “Birleşik Sol” Parti’de politika ve danışmanlık yaptım. Orada hiçbir şey yapılamayacağını anladığım yerde ayrıldım. Bugün Podemos’la yaptığımı vaktiyle Birleşik Sol’da yapmaya çalıştım. Ama başaramadım. Parti yapıları esnek değildi, İspanyol komünistleri 15 Mayıs hareketiyle öfkelileri anlamadılar. Birleşik Sol’un militanları anladı ama yönetim anlamadı. Ortaya çözümsüz bir gerilim çıktı…
(SÜRECEK)
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları