İ. Gürşen Kafkas

Eğitimde Başarısızlığın Nedenleri

20 Aralık 2013 Cuma

“Yurt savunmasının en güvenilir ve ucuz yolu eğitimdir.” BUCHNE

Eğitimde başarısız olmamız ve çağdaş ülkelere göre sınıfta kalmamız içimi acıtıyor. OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) 65 ülke öğrenci başarılarıyla ilgili düzenlediği raporda, matematik, fen, okuma-anlama becerileri düzeyinde Türk öğrencilerinin ortalamanın çok gerisinde kaldıkları açıklandı. 65 ülkeden, 15 yaşındaki 510 bin öğrencinin matematik, okuma becerileri ve fen bilimleri alanında küçük gelişmeler olduğu belirtildi. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) Koordinatörü Batuhan Aydagül, “Özellikle matematik öğretiminde ciddi sıkıntılar olduğunu ve ülkemizdeki öğretmen eğitimi çalışmalarının nitelikli olmaması dikkat çekicidir” dedi. Öğretmen eğitiminde devlet politikasında önceliğin nitelikli öğretmen yetiştirmek olmasını öneriyor. Eğitimde, sistemin yapısal değişikliğinde, nicelik kavramının bir yana bırakılarak nitelikli öğretmen yetiştirilmesi başarının gerçekleşmesinde etken olacaktır. Çünkü “eğitimin öznesi öğretmendir. Eğiten, öğreten öğretmendir.” Gençlerimize öğrenmeyi doğrudan öğretecek olan öğretmeni çok iyi ve donanımlı yetiştirmek kaçınılmazdır. Eğitimin niteliğine yapılan yatırımın karşılığı başarılı nesillerin yetiştirilmesi olacaktır.
Temel matematik işlemleri ve sorgulamaların yapıldığını gösteren seviye 1 ve altındaki sorularda Türk öğrencilerin başarı oranı yüzde 42; OECD ortalaması ise yüzde 22 olduğu görüldü. Öğrencilerimizin temel matematiksel kavramlarda başarılı oldukları, ancak daha karmaşık ilişkiler kurmaları gereken, daha üst düzey sorgulama, analiz ve yorum yapmada; yani seviye 5 ve 6’da başarılarının yüzde 5.9 olduğu görülmektedir. Seviye 6’da başarı oranı yüzde 1 gibi çok kötü bir sonuç elde edilmiş. PISA’nın sınavında seviye 5 ve üstü başarılı Türk öğrencilerin oranı yüzde 5’in altındadır. Şanghay’daki öğrencilerin yüzde 30.8’i, Singapurlu öğrencilerin ise yüzde 20’sinin seviye 6’da olduğu görülmektedir. Çin’in Şanghay eyaleti ile Singapur matematikte en üst sıraları paylaşmışlar. Bunu izleyen ülkeler: Hong Kong-Çin, Tonipei-Çin, AceoÇin, Güney Kore, Japonya, Liechtenstein, İsviçre ve Hollanda’dır.
OECD’nin PISA 2012 eğitim raporuna göre: Türkiye, matematik, okuma ve fen puanlarını bir miktar yükseltse de ortalamanın çok altında kalmış. 65 ülke arasında ülkemizin 42. sıradaki yeri değişmedi. 34 OECD ülkesi sıralamasında sondan üçüncü sırada yer almaktadır. Anlaşılan o ki eğitimde yine sınıfta kaldık. Asya ülkelerinin eğitimde zirvede olduğunu görmek şaşırtıcı olmamalıdır. İlkeli ve sistemli çalışan ülkeler kazanıyor.
Ülkemizin matematikte son sıralarda yer alması kaygı vericidir. İstatistiki veriler anlamlı bir ilerlemenin olmadığını gösteriyor. PISA 2012 sonuçları daha çok gelişme ve başarı gereksinimimizin olacağını gösteriyor. Meksika ve Şili’nin son sıralarda olmasıyla Türkiye ancak üçüncü sıraya ulaşabilmiştir.
Türkiye’nin 10 yıl önce matematik ortalaması 423 iken komşu ülkelerimiz İsrail, Yunanistan, Sırbistan ve Hırvatistan’ın gerisindeydi. Bugün daha da gerilerde oluşumuz, eğitim ve öğretmen politikamızın içerik olarak yetersiz oluşundandır. 2013’te matematik puanının 448’e yükseltilmesi ile ancak 42. sırada yani sondan üçüncülüğe ulaşabilmişiz. Matematikteki başarısızlığın yanı sıra okuma yazma alanında da hızlı bir yavaşlama dikkatleri çekiyor. OECD ortalamasının altında yazılıyor olmamız, küçük artışlarla avunmamız ne kadar acıdır. Kalkınmış ülkeler, gelişkinliklerini eğitime verdikleri öncelikle sağlıyorlar. Uzakdoğu’da yeni bir Çin efsanesi bu kez eğitim konusunda doğuyor. Ülkemizde fen alanında eğitimdeki başarımız, kalkınmış ülkelerin bir yıl gerisinde olduğu çok üzücü bir sonuçtur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları