Çölleşme Ekosistemi Tehdit ediyor!

10 Kasım 2008 Pazartesi

Çölleşme, Somali ve benzeri ülkelerde siyasi istikrarsızlık, iç savaş, dengesizlik, açlık ve toplumun parçalanmasına, felaketlere , insanlık dramlarının yaşanmasının başta gelen nedenlerinden de  birisidir. Aynı zamanda, küresel ısınma ve biyolojik çeşitliliğin kaybolması gibi çevre koruma ve sürdürülebilirlik sorunlarını da ağırlaştırdığı gerçeği de başka bir nedendir. Yakın bir zamandan beri başta sivil toplum örgütlerinin, bilim çevrelerinin ve dünya kamuoyunun duyarlı, ısrarlı çabaları, çevreci örgütlerin eylemleri ve aktiviteleri Birleşmiş Milletleri harekete geçirme noktasında etkili olmuştur.

1992 Dünya Zirvesi’nde dünya liderleri tarafından kabul edilen, anlaşma metninde de yer alan çölleşme tanımlaması “ iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dahil olmak üzere muhtelif faktörlerin etkisi altında kurak, yarı kurak ve az yağış alan bölgelerdeki toprağın doğal özelliklerini yitirmesi veya kısaca toprağın aşınması, erozyona uğraması” şeklindedir. Hava, toprak, su ve bitki örtüsü, birbirlerine sıkı sıkıya bağlı bir zincirin halkalarıdır. Halkalardan birinin kopması veya zayıflaması diğerini de olumsuz yönde etkiler. Bu sebeple bütün tabi kaynakların sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde korunması ve kullanılması hayatiyet taşımaktadır. Yoksulluk, göç, işsizlik, gıda kıtlığı ve güvenlik sıkıntıları gibi olumsuzluklara yol açan çölleşme ortak sorundur, tabi afettir, belirsizliktir. Dolayısı ile bütün insanlığın ortak tedbir alması kaçınılmazdır. Bu nedenlerle, çölleşmeye çözüm aramak için, özellikle de Türkiye topraklarının yüzde 60 ‘nın erozyon ve çölleşme tehdidi altında bulunduğu göz önüne alındığında, 4 Kasım’da başlayan ve 14 Kasım’a  dek sürecek olan Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle  Mücadele Sözleşmesi 7. Gözden Geçirme ve Bilim Teknoloji Komiteleri’nin ( UNCCD ) toplantıları , sözleşmeye taraf 193 ülkenin temsilcilerinin katıldığı toplantının ana konusu küresel ısınmanın etkilerini en aza indirgeyecek çözümlerin belirlenmesi, toplantıyı Türkiye açısından da çok önemli bir konuma getirmektedir.  UNCCD idari sekreteri Luc Gnacadja , dünyanın büyük bir tehdit altında bulunduğunu ve çevresel olarak önemli değişimler yaşandığını , çevrenin tahrip olması sonucunda biyoçeşitliliğin azaldığını , insan  ve canlı yaşamının tehdit edildiğini belirten Gnacadja 150 yıl içinde Dünya’nın bir karbon medeniyeti haline dönüşeceğini, çölleşmenin akut bir tehdit olduğu bu nedenle daha acil çözümler alınması gerektiğini  belirtti. Çölleşme ile küresel olarak mücadele edebilmek için geçen yıl Madrid’de 10 yıllık stratejiler belirlendi. İstanbul toplantıları Madrid’de alınan kararların denenmesi açısından önem taşıyor dedi. Çölleşmenin dünya genelinde 4 milyar hektardan fazla olduğu 110 ülke ve 1 milyardan fazla nüfusu tehdit ettiği Dünya ekonomisine yılık maliyetinin  42 milyar dolar olduğu, farkında olmadığımız doğal afetlerden birisi. Canlı yaşamı tehdit eden çölleşme küresel bir ortaklıkla azaltılabilir, önlenebilir,  bozulmuş olanları yeniden kazanabilir, yeniden dengeye kavuşturabiliriz.  Özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasının yarı nemli ya da       kurak-kurak iklim rejimi içerisinde yer aldığını da düşünürsek ülke topraklarımızın yüzde 86’sının erozyon tehdidi altında olması da çölleşmeyle karşı karşıya olduğunu da  aklımızdan çıkarmamız gerekmektedir. İklimsel verilere göre ülkemizde Iğdır ve Konya ovaları ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi kuraklık ve çölleşmeye en hassas bölgelerimizdir. Çöl ve cennet arasındaki hassas, ince çizginin kıldan ince kılıçtan keskin olduğunu ve çölleşmenin ekosistemi nasıl tehdit ettiğini görmenin en kolay yollarından biri Konya ovasındaki Karapınar ilçesinin güneybatısında yer alan TEMA vakfının çölleşme ile mücadele alanına gitmek yetecektir. Karapınar’daki çölleşme özverili çalışmalarla durdurulmuş olmasaydı belki de Ankara’ya kadar genişleyip bütün Anadolu’yu çölleşmeye maruz bırakacaktı. Bu örneğe rağmen, erozyon ve diğer nedenlere bağlı çölleşme Türkiye’yi ve dünyayı tehdit etmeye devam etmektedir, tedbiri elden bırakmamak gerekmektedir.

[email protected]
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları