Atatürk Geleceğimizi de Değiştirebilir mi?..

11 Kasım 2008 Salı

Neden bu soruyu soruyorum?

Çünkü bu soruyu hiç sormadık.

Atatürk Türklerin tarihini değiştirmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti bir tasarıdan bir yaratıya dönüşmüştür.

Ama Atatürk artık sadece tarih midir?

Yol göstericiliği devam ediyor mu?

Onun yaptıklarını sürdürerek, yaptıklarını yineleyerek geleceğimizi kurtarabilir miyiz?

Kanımca bununla yetinemeyiz.

Bununla yetinmek Atatürkü anlamamaktır, onu dinlememektir.

Atatürk birkökten değiştiricidir.

İmparatorluk kültürünü temelden değiştirmiştir.

İmparatorluk kültürünün iki dayanağı olan saltanatveteokratik yapıtoplum yaşamından kaldırılmıştır.

Onların yerine birey iradesive laik yapıkonulmuştur.

Elbette bu değişim kolay yerleşebilecek bir dönüşüm değildir, olmamıştır da.

Kültürün yeni dayanakları, tarımın modernleşmesi ile, endüstrinin kurulması ile ve laik eğitim ile pekiştirilmiştir.

Ancak, demokrasi adı verilen, aslında ise toplumun eski kültürünün geri getirilmesine yardım eden bir dönüş yolu olan yöntemle bu gelişme durdurulmuştur.

Atatürkün yol göstericiliği şimdi nasıl devreye sokulabilir?

Bilişim devrimini yaşıyoruz.

Medya toplumları yönlendirmeyi bütün gücüyle sürdürüyor.

Uluslararası endüstri ve ticaret bütün toplumları etkiliyor.

Küreselleşme dünya ölçeğinde kapitalizmin gücünü yayıyor.

Biz ne yapabiliriz?

İşte Atatürk hareketitam da burada devreye girecektir.

1. Soğukkanlı ve doğru bir analiz.

Biz bu değişimi nasıl kendi çıkışımıza çevirebiliriz?

Hem barışçı bir politika izleyerek hem de komşularımız başta olmak üzere bütün ülkelerle dostluk bağları kurarak kendi duruşumuzu belirleyebiliriz.

Bunu yapmak için de BAĞIMSIZ ÜLKE olmak zorundayız.

2. Uzun süreye yayılan bir strateji kurmak ve bunu izlemek.

Önümüzdeki on yılı, yirmi yılı, otuz yılı, elli yılı gelişen projeksiyonlarla tasarlamak, buna göre her sürecin planlamasını yapmak.

Her alanı TUTARLI VE ZAMANLANMIŞ PROGRAMa bağlamak.

3. Bütün güçleri harekete geçiren ortak hedefler koymak. Hem ulusal hem sınıfsal hem de bölgesel güçlerin ortak noktalarını birleştiren ORTAK HEDEFLER koymak.

4. Toplumun her gücünü doğru yer ve zamanda harekete getirerek güç ve zaman kaybını önleyen bir ORTAK HAREKET PLANI yapmak.

Bu planda hangi güçlerin ne zaman nerede ne yapacağını belirlemek ve esnek bir uygulama ile öngörülen hedeflere ulaşmak.

5. Başarı ile gevşemeden, başarısızlık ile umutsuzluğa düşmeden KARARLI ORTAK İRADE ile duraksamadan hedeflere yürümek.

Atatürk geleceği böyle belirlerdi, böyle hedeflerdi, böyle karardı.

Şimdi ne yapalım ki bir Atatürk yok, karar verecek olanlar bunlarla uğraşmıyor, ülkenin her şeyi yabancılara teslim edilmiş, önümüzde pek ışık görünmüyor denecektir.

Şöyle bakılınca durum gerçekten de öyle.

Ekonomi, Dünya Bankası ile IMFye teslim edilmiş.

Politikanın merkezi Amerikaya kaymış.

Avrupa Birliği, bütünüyle kendi istemlerini dayatıyor.

Ulusalcı olmak, suçu çağrıştıran bir yere itilmiş.

Demokrasi, güya temeli sayılan siyasal partilere girememiş. Her parti başkanı kendi çapında bir diktatör olmuş.

Siyasal iktidar kendi yandaşlarının her yanlışını korur, kendi yakınlarını her alanda kollar bir tutumun sahibi olmuş.

Ülkenin geleceği tarikatlarla cemaatlerin iç kararlarına bırakılmış.

Bu durumda ne mi yapılabilir?

Bu durumda ne yapılırsa ancak Atatürkün ilkeleriyle yapılabilir.

Gene bu toplumla yapılır.

Gene bu toplumda yapılır.

Yeter ki ULUSUN ORTAK İRADESİ harekete geçirilebilsin.

Çözümü geçmişte Atatürk göstermişti.

Geleceğin çözümü de ATATÜRKÜN YOLUNDADIR...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ben başkan olamazsam? 11 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları