Hüseyin Baş

Obama'nın İşi Kolay Değil

11 Kasım 2008 Salı

Barack Obamanın çetin bir seçim sürecinin ardından Birleşik Devletler Başkanlığına seçilmesi, gezegenin hemen tümünde coşkuyla karşılandı. Beyaz Eve tarihinde ilk kez bir siyahın adım atması, kuşkusuz, dünyayı saran coşkunun önde gelen nedenlerinden biri. Bu aynı zamanda çok sayıda yorumcunun altını çizdiği gibi ırk ayrımının tetiklediği ürkünç iç savaşın sonunun da noktalanması anlamına gelmektedir. Coşkunun bir başka önemli nedeni de kolaylıkla anlaşılacağı gibi sekiz yıllık iktidar döneminde gezegeni savaş alanından çevirerek yaşanası bir yer olmaktan çıkarması yetmiyormuş gibi aç gözlü vahşi sermayeci ultraliberal ekibinin katkılarıyla başta Birleşik Devletler olmak üzere tüm gezegeni içinden çıkılması zor bir finansal bunalıma ve ardından zorunlu olarak gelen resesyon belasına sürükleyen W. Bush yönetimine son vermesi ve onun izinden gitmeye çalışan cumhuriyetçi aday McCainin önünü kesmesidir.

Barack Obama söylemleri, kişiliği ve davranışlarıyla finansal krizle daha da artan W. Bushun ağır mirasına karşın ülkeyi ve dünyayı belli oranda da olsa düze çıkaracak bir restorasyonu başarıya ulaştırabilecek bir lider olarak algılanmaktadır. İşi kuşkusuz kolay değil. Obamanın rüyası, ülkesinin değişime olan ihtiyacını karşılamaktır. Amacı öncelikle Bushun bıraktığı enkazı daha fazla hasara neden olmadan kaldırmaya, ülkesinin ve bu arada dünyanın normal”, olabildiğince dürüst bir yörüngeye oturtulmasını sağlamaya çalışmaktır. Restorasyon kavramının sıklıkla gündeme gelmesi, aslında yapılmak istenilenin sınırlarını da ortaya koymaktadır. Kapitalist yanının özüne ilişmeden aşırılıklardan arındırılarak yeniden yapılandırılmasını sağIamaktır. Restorasyona, kuşkusuz, iç ve dış politikalarda da ihtiyaç vardır. İçte uzun yıllardan bu yana ihmal edilen sosyal sorunlar, işsizlik, eşitsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik, özellikle de sağlıkla ilgili sorunların öncelikle ele alınması söz konusudur. Dışta süren savaşlarından, fazla yıkıma neden olmadan sonlandırılması Obamanın önünde çözüm bekleyen sorunlar arasında ilk sırada yer almaktadır. Irak işgalinin sonlandırılması, Afganistan çıkmazında olduğu gibi artık kemikleşen ve Ortadoğu barışının olmazsa olmazı Filistin sorunu konusunda barışçı çözümler üretilmesi giderek W.Bushunılımlı İslammodeline dayalı Büyük Ortadoğu projesi BOP saçmalığının rafa kaldırılması da keza, yeni başkanın önceliklerinin arasında sayılması gerekmektedir.

***

Ama Barack Obamanın tüm iyi niyetine karşın özetlemeye çalıştığımız bu devasa sorunların üstesinden ne ölçüde geleceği tartışmalıdır. Başkanın bu konuda seçenekleri sınırlı görünmektedir. Zira ne yapsa yakın çalışma ekibini bugün içinde devinilen olumsuzluklarda payı olanlardan devşirmek zorundadır. Clinton ekibi ya da kapitalizmin güçlü temsilcisi Goldman Sachın eski yöneticilerinden oluşan danışmanları dışında ekip oluşturmak ne yazık ki mümkün görünmemektedir. Zira, ülke yönetiminin asıl sahibi kapitalizmle, establismentdenilen kurulu düzen iç içedir. Örneğin bugünün Hazine bakanı Henry Paulson, Goldman Sacfa devinin eski patronudur. Banka kurtarmanın başında olan Neel Kashari de keza Goldman Sachın eski yöneticilerinden biridir. Askersel sanayi devlerinin en büyük siparişçisi Pentagonun çok sayıda emekli generali ise dün olduğu gibi bugün de sözü edilen askersel sanayi komplekslerinde yöneticidir.

Peki Obama bu engelleri nasıl aşacaktır? Seçenekleri ne yazık ki fazla değil. Yeni başkan için tek çıkar yol kurulu düzenin de onca yıkımın ardından belirli bir restorasyona ihtiyaç duymasıdır. Böyle bir olasılık aynı zamanda Obamanın eylem sınırlarını da belirleyecek, tam istediğini veremese de ona belli bir manevra alanı sağlayacaktır. İç ve dış politikada yapacakları da yine bu sınırlar içinde olacaktır.

Asıl tehlike bu yetenekli ve içten adamın değişimpeşinde koşarken değiştirmek istedikleri yerine, kurulu düzenin acımasız çarkları arasında kendisinin değişmesi, örneğin İngilterede işbaşına gelmesi büyük umutlar yaratan Tony Blair gibi, olmak istediğinin tam tersine dönüşerek defteri sıradan bir politikacı gibi kapatmasıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tunus Nereye?.. 12 Mart 2012

Günün Köşe Yazıları