Bu Bir Erkek Sorunudur!

17 Şubat 2015 Salı

Türkiye’yi yasa boğan, körelmiş vicdanları bile titreten Özgecan vahşetini tartışma zemini bizi şaşırtmadı.
Hükümet bu ve benzeri konularda, hedef haline gelmemek için her şeyi yapıyor; kabul etmek gerekir ki büyük ölçüde başarıyor.
Toplumu derinden sarsan bir olay olduğunda bunun birinci sorumlusu ülkeyi yönetenlerdir. Örneğin, yıllar önce Almanya’da bir gencin polis tarafından öldürülmesi üzerine içişleri bakanı anında istifa etti.
Türkiye’de ise bu tür durumlarda istifa değil, istifade yöntemi geçerli. Hemen krizden fırsat çıkarılıyor, suçlular güçlü duruma geliyor.
Daha 3 hafta önce hükümet sözcüsü dedi ki: 
“Toplumda büyük bir nefret ortamı var. Yüzde 50 bizden nefret ediyor!” 
Siz, karşıtlık üretmeyi temel politika haline getirirseniz, “sokağa çıkan yüzde 50 varsa, ben de öteki yüzde 50’yi evde zor tutuyorum” derseniz... Bunun devamı olarak kadını sadece “cinsel tahrik unsuru” gibi görüp çocuklarla ilgili düzenlemeleri bile bu kafaya indirgerseniz... Sanattan gençlik buluşmalarına kadar her şeye bu cinsel açlık güdüsüyle bakarsanız...
Özgecan’ı vahşice katleden nesillerin yetişmesini sağlayacak bataklıklar oluşturmuş olursunuz...

***

AKP zihniyeti 13 yıldır adım adım yarattığı bir bataklığın hedefi haline gelmemek için ortaya hemen “idam” tartışmasını attı.
AKP’nin bakanlarından il yöneticilerine kadar herkes koro halinde, “idamı tartışmak gerekir” demeye başladı.
Oysa asıl, AKP zihniyetinin yarattığı ortamı tartışmak gerekir. Eskiden bir söylem vardı; sallandıracaksın üçünü, bak bakalım bir daha oluyor mu, diye.
Bu da toplumsal şiddetin bir başka yansıması... Sadece ülkemizde değil, tüm dünyadaki örnekler gösteriyor ki ölüm cezası suçların ortadan kalkmasına, azalmasına yetmiyor.
Buna ilişkin çarpıcı bir örnek vardır. Yüzyıllar önce İngiltere’de hırsızlık, yankesicilik artmış. Çözüm, bu suçlara idamda bulunmuş. Yankesiciler ibret olsun diye Londra’nın merkezi meydanlarında halkın önünde asılırmış. Zamanla bakmışlar ki en çok yankesicilik olayı, yankesicilik suçundan idam edilenleri merakla izleyen insanların bulunduğu topluluklar arasında yaşanıyor!
İdam Türkiye’de, DSP-MHP-ANAP koalisyonu döneminde, o günlerde yeni kurulan AKP’nin de desteğiyle kaldırıldı.
Özgecan vahşeti Türkiye’nin her noktasında yankı bulunca AKP idam ipine sarılıyor.

***

Özgecan vahşetine tepki gösteren AKP’lilerin verdiği demeçlerdeki ortak paydalar şunlar:
 “Kadına şiddet uygulayanlara en ağır cezaları vereceğiz.” 
“Kadınlarımızın korunması için her türlü girişimde bulunacağız.” 
Evet, olayın bir yönü bu ama geldiğimiz noktada yaşadıklarımız “erkek” sorunudur.
Daha önceki günkü gazetelerde, tecavüze ilişkin haberlerden biri şöyleydi: Genç kız internetten tanıştığı arkadaşının evine gidiyor, daha önce tanıyıp reddettiği bir kişiyle karşılaşıyor, tecavüze uğruyor. Hâkim olayın ayrıntılarını dinledikten sonra ilk şunu söylüyor: “Sende de amma cesaret varmış be kızım!” 
Genç kız bir bakıma tecavüze uğrama suçu işlemiş oluyor!
Kadın cinayetleri, kadına şiddet, kadına taciz...
Bütün bunlar özünde erkek sorunudur.
Kadınların bu yöndeki mücadelesini desteklemek, omuz vermek gerekiyor. Ancak bu yetmez.
Çözüm idamı geri getirmek değil, toplumsal hoşgörüyü, barışı, kadınerkek eşitliğini geri getirmek.
Bu da sadece kadınlarımızın mücadelesiyle olmaz, herkesin katılması gerekli...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları