Bekleyiş

13 Kasım 2008 Perşembe

LİBOŞ garnitürlü dincilerle dinci soslu liboşların şu sıra kafası epeyce karışmış durumda. Amerikada iktidarı değiştiren başkanlık seçiminden sonra memleketteki İslamcı Başbakanlarını hangi kefeye oturtacaklarını bilemiyorlar.

Son zamanlarda gelişen pompalı tüfek merakı ile ya sev ya terk et söylemine bakarak Amerikadaki Obama gibi gelip Bush gibi mi oldu yoksa Arabistandaki Ömer gibi gelip Muaviye mi oldu, bir türlü kestirebilmiş değiller. Kestiremedikleri için de İslamcı Başbakanlarını çok fena kızdırdılar.

RTE de haklı olarak kendisinin en azından bir Yavuz Sultan Selimle haydi bilemedin Kanuni Sultan Süleymanla, o da olmuyorsa Osman Gazi ile kıyaslanmasını beklediği için hop oturup hop kalkıyor; Kimmiş Obama, Bush da neymiş diye söyleniyor.

Ama Sezarın hakkını Sezara vermek gerekirse RTEnin Obama gibi gelip Bush gibi olmadığı bir gerçektir. Çünkü bir kere, RTE geldiğinde Obama yoktu. İkincisi RTE gelmeden önce hiçbir sıfatı yokken Bushu ziyarete gitti ve öyle geldi! Bu bakımdan RTE için şu saptama daha doğru olacaktır:

Bushtan geldi, Bushtan sonra gidebilir.

Washingtondan özel olarak beslenen bizim liboş garnitürlü dincilerle dinci soslu liboşlar bu acı gerçeği mutlaka fark etmişlerdir. Fakat yüzüne karşı söylemeye cesaret edemedikleri için Obama-Bush benzetmesi ile işi kıvırmaya çalışıyorlar.

Kıvırma deyince... RTEde bir değişim varsa o da artık takıyyeye gereksinim duymadığı. Türbanı üniversiteye sokmak için yaptığı anayasa değişikliğinin iptal edilmesine ve partisinin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğunun mahkeme kararı ile tescillenmesine karşın Ahh diyerek iç geçiriyor ve türban için sabır istiyor. Hesapları iyi yapacağız. Meyve olgunlaşınca yiyeceksiniz ki, tadını alacaksınız. Ham meyve yenmez diyor.

Onca yüksek yargı kararına karşın devletin laiklik ilkesine açıkça meydan okuyor. Necmettin Erbakan kadayıfın altının kızarmasını beklemişti; RTE meyvenin olgunlaşmasını bekliyor. Ve bütün liboş garnitürlü dincilerle dinci soslu liboşlar yeni liderleri Obamanın işbaşı yapmasını bekliyor!

 

Kongo’nun ‘koltan’ı, Türkiye’nin ‘bor’u

AFRİKANIN Kongosu nere Türkiye nere demeyin; Ümit Sarıaslanın Türkiye Kongolaştırılıyor mu sorusunu dikkate alın:

Kongo’nun koltan madeni ve diğer varsıllıkları için Afrika’nın yıllarca kanını içen Belçika’nın elleri kirli, tanrısı beyaz emperyalizmi, şimdi Avrupa Birliği emperyalizmi bürosuna dönüşmüş, bizim bor madenimize gözünü dikmiştir. Türkiye’nin bor konusunda gösteregeldiği ve uzun bir öyküyü gerektiren ataleti yetmiyormuş gibi, şimdi tam da zamanında(!) topraklarımızın bor zehrinden temizlenmesi(!) için ilk ateş yakılmıştır. Arkası kartopu gibi gelecektir. Toplumsal ve tarihsel bilinçten, dolayısıyla siyasal bilinçten Atatürkü kazımak için yüz yıla yakın bir süredir uğraşanlar, şimdi ülkemizin zaten ülke yararına kullanılamayan bor rezervini de bir gün koltan gibi kendi tezgâhlarına toptan çekecekleri güne kadar kilit altına almaya soyunuyorlar. Trajiktir, ironiktir; içerde eşzamanlı olarak cumhuriyet devrimi ve aydınlanmasının önderinin taşıdığı tarihsel ağırlık ve kimlikten yıkanarak (sterilize edilerek) herhangi bir adam haline getirilmesi ile topraklarımızın bağrında yatan bor madenlerimizin sterilize edilmesi tartışması aynı süreçte başlatılmaktadır.

 

Obama

Erbil Tuşalp: Değişimci Obama, bunca yıldır Amerika hesabına çalışıp Türkiyeyi yıkamayan beceriksiz işbirlikçileri de değiştirsin!

Yağmur Deniz

Aleviler haklarını istemiş...

AKP de

haklamış!

 

Karga

Engin Balım: Mustafa Kemal Atatürk tabii ki kargaları kovalar! Besle kargayı oysun Dündar gözünü!

 

Zula

A. Tarık Emre: İşadamlarının iki yıllık zulası olduğunu söyleyen RTEnin erketeciler sayesinde kaç yıllık zulası vardır!

 

Parmak

Melih Dağ: “Tacizci arkadaşları Hüseyin Üzmez için şeriat hukuku isteyen Vakitçilere: Adaletin kestiği parmak üzmez!

- Dengir MM Fırat

istifa etmiş...

“Belgesi var mı!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nasır mıymış? 5 Şubat 2009
Gladyo 29 Ocak 2009
İse 22 Ocak 2009

Günün Köşe Yazıları