Şiddete Şiddetle Karşı Çıkma Şiddeti!

18 Şubat 2015 Çarşamba

Papaz pazar ayini için evden çıkarken eşine, “Bu hafta zengin-fakir ayrımına işaret edeceğim...
Zenginlerin servetlerini fakirlerle bölüşmesi gerektiğini söyleyeceğim. Bu kadar büyük dengesizlik sürdürülemez. Bu gerçeği herkesin kabul etmesini isteyeceğim” demiş.
Akşam eve dönünce eşi sormuş:
-Nasıl düşünceni herkese kabul ettirdin mi?
“Yüzde 50 başardım.
-Nasıl oldu?
Fakirlerin tümü beni haklı buldu, sıra zenginlere kabul ettirmekte...”
Kadına şiddet sorununun çözümü için kadınların seferber olması, duyarlılığını yükseltmesi elbette önemli. Kaldı ki, Anadolu’da pek çok kadın, “kocam değil mi, döver de sever de” diyecek kadar kabullenmiş yaşıyor. Buna ilişkin ata sözlerini sıralasak sütun yetmez. Öncelikle kadınların kararlılık gösterip şiddetin kader olmadığını görmesi gerekiyor.
Ancak sorunun çözümü duyarlılığa erkeklerin de katılmasından geçiyor. Dün vurguladığımız gibi sorun, özünde bir erkek sorunu.

***

Özgecan vahşetine yönelik tepkiler sorunun gerçekten şiddet ve otoriterliğin egemen olduğu bir ortamda büyüdüğünü gösteriyor. Başta Başbakan olmak üzere hükümet üyeleri sorunu çözme değil, katile ceza verme yarışına girdiler.
Öyle bir yarış ki en şiddetli cezayı bulan kazanıyor.
Bir taraf adım adım hadıma doğru gidiyor. Tartışma devam ederse hadım ötesi adımın ne olacağını da kestirmek zor değil.
Bir taraf da elde ip, idama yöneldi.
İdamcılarla hadımcılar ortak bir nokta aramaya girişirse, tecavüzcü katillerin neresinden asılacağı konusunda da anlaşabilirler!
AKP’nin Cumhurbaşkanı’ndan başlayarak yükselen “hesap sorulacak” naraları aslında Özgecan’lara kıyanların nasıl bir ortamda yetiştiğini, onları nelerin beslediğini gösteriyor.
Bereket Özgecan’ın babası şiddetli şiddetçilerden daha sağduyulu çıktı. Şu sözler acılı baba Mehmet Aslan’ın:
İdam da çözüm değil. Asıl erkeklerin kadınlara bakışındaki çarpıklığı düzeltmek gerekiyor. Hiç kimse nefreti dile getirmesin. Bunları konuşmasın.Eğer bunlar konuşuluyorsa başka Özgecan’ların başka meleklerin kanadı kırılacak demektir...”

***

Baba Mehmet Aslan’ın duruşunun iktidara, güç sahiplerine, her şeyi kol koparma, el kesme mantığıyla çözmek isteyenlere ders olmasını diliyoruz. Ancak Meclis’in gündemi hiç de bu yöndeki dileklerin gerçekleşeceği yönünde değildi.
Kamuoyunda günlerdir konuşulmakta olan İç Güvenlik Paketi (İGP) şiddeti şiddetle bastırmaktan öte, her türlü muhalefetin üzerine şiddetle gitmeyi hedefliyor. 21 yasada değişiklik öngören bu paketin yasalaşması halinde polis, vali, kaymakam, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayan yetkilere sahip olacak. Bir aydır bölüm bölüm aktarmaya çalıştığımız bu paket polislere de haksızlık. Herkes yetki kullanma gücünü aynı dengede uygulayamaz. Polise, amirinden izin almadan doğrudan öldürme yetkisine varan bir güç yüklediğinizde onu nasıl kullanacağını Türkiye koşullarında kim kestirebilir.
Vali ve kaymakamların belediye ve tüm kamu malları üzerinde söz sahibi olmaktan kente yasasız yasaklar getirmeye kadar varan yetkiler kullanmasının sonuçlarını kestirmek hiç de zor değil.
Bütün bunlar toplumda şiddet olgusunun daha da yerleşmesine neden olacak gelişmeler.
Bir yandan her türlü şiddeti yasasına uyduracaksınız, bir yandan kadına şiddet uygulayan alçaktır deyip siz de şiddetin parçası haline geleceksiniz.
İşimiz zor...
Ama asıl olan bu zorluk değil, yükselen bilinci sağlıklı ve kalıcı bir duruşa kanalize etmek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları