Hikmet Çetinkaya

Öfke Patlaması!..

20 Şubat 2015 Cuma

İnsan omuzlarında taşımalı dünyayı, sevgiyi bir yumak gibi çoğaltmalı, bir çocuğun elindeki kartopu tüm güzellikleri içinde toplamalı...
Kan akmamalı, ölümler olmamalı!
Şiddet sarmalında yaşıyor benim ülkemde, kadınlar, çocuklar, erkekler...
Köşe başlarına kurulan tuzaklar, tetikçiler...
Kadına şiddet!
Söyleyin bana devletin baba olduğunu anlatanlar, bu acımasızlık niye?
Savaşlar, kıtlıklar, evde aile kavgaları, töre cinayetleri, çocuklara tecavüz...
Zindanlarda yatan çocuklara şiddet, kadınlara işkence...
Bana hayatın nasıl sürüp gittiğini, kim özgür, kim değil anlatabilir misiniz?
De Andrade’nin şu dizeleri ne anlatır size, ey bu ülkeyi yönetenler, acımasızlığın faturasını halka kesenler:
“Bir gün gelir ölüm de işe yaramaz
Bir gün gelir bir komut olur yaşamak.
Yalnızca yaşamak, hiç kaçış olmadan.”
O kaçış hayatın anlamı değildir, bunu bilmeniz gerek ey siyasetçiler!
Özgecan, bu milletin, cinnet halinde olduğunu hatırlattı vahşice katledilmesinden sonra.
Herkes uzman kesilmiş, her konuda bilgi sahibi olanlar televizyon ekranlarında saçmalamaya başlamış.
Oysa binlerce çocuk, kadın var geride...
Onların sessiz çığlığı...
Annelerinin, babalarının dinmeyen yürek sızısı...
Toptancı medya esnafı, Özgecan’ın öldürülmesinden sonra ahkâm kesiyor:
“Darağacı kurup asalım böylelerini!”

***

Özgecan içimizde dinmez bir acı, hüzün çiçeği...
Tepkiler büyük oldu, demokratik kitle örgütleri, kadın kuruluşları ayağa kalktı...
Tam bu sırada hazret konuştu:
“Özgecan’ın arkasından fatiha okuyun!”
Merak etme hazret okundu fatiha...
Bil ki 20 yaşlarında bir kız, erkek vahşetinin, sapığın kurbanı oldu...
O fatiha Gezi olaylarında öldürülen çocuklarımız için de okundu.
Berkin için, Ali İsmail, Ahmet, Ethem için de...
Cemevinin bahçesinde vurulan taziye için giden 30 yaşındaki Uğur için de...
Sen ne çabuk unuttun Hrant Dink cinayetini?..
Açık açık konuş bakalım, Hrant’ın öldürüleceğini bu devlet önceden biliyor muydu, bilmiyor muydu?
Devletin bilmediği ne var hazret!
Senin sokaklara çıkıp, demokratik tepki koyan yurttaşlarla ne alıp veremediğin var, önce onu anlat bana...
Sen, biat eden toplum yaratmak istiyorsun, evrensel demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri aklının ucundan geçirmiyorsun!
Şu idam ve hadım çıkışlarıyla, cinayetlerdeki devletin rolünü ortadan kaldırmak istiyorsun...
Kadına yönelik cinsiyet temelli suçları bireyleştirmek, devletin bu suçlardaki payını örtbas etmek ne işe yarar?

***

Özgecan’ın öldürülmesinin ardından Türkiye’de toplumsal patlama oldu, kısa sürede öfkeye dönüştü...
Sapık katili lanetlemek bir işe yarar mı?
Elbet yaramaz!
Burada toplumsal yapının irdelenmesi gerekir...
Unutkan bir toplum olduğumuz için cezaevlerinde çocukların karşılaştığı tecavüz olaylarını unuttuk...
Pozantı zindanında yaşananlar nelerdi, anımsamıyoruz bile...
Güneydoğu’da özellikle Batman’daki genç kızların, kadınların intiharları karşısında, devleti yönetenlerin aldığı tavır neydi?
Batman’a psikolog göndermek yerine imamlar gönderildi tedavi amaçlı.
Ahlak ve toplumsal yapı son 13 yılda çok değişti Türkiye’de...
Kadının “evinin kadını” olması istendi; bu yetmedi kimileri üç, kimileri dört çocuk yapın buyruğu verdi...
Türkiye’nin töre cinayetleriyle sarsıldığı yıllarda, ülkeyi yönetenler, “katli vaciptir” diyen şıhları koruma altına aldı...
Babalar, kız çocuklarını öldürdü, sinemaya gittiği için...
Şiddet ve cinayet bir toplumun alın yazısı olamaz...
Ne yazık ki Türkiye’de oluyor!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları