Meriç Velidedeoğlu

Yüzleşmek!

20 Şubat 2015 Cuma

“İnsan” görünümündeki yaratıklarca “Özgecan”ımıza yapılan “vahşet”i kınayan toplumsal tepkiler yoğunlaşarak, yaygınlaşarak sürüyor.
“R.T. Erdoğan” da, bir “tecavüzcü”yü, ilk kez bu çapta coşup taşarak kınadı...Üstelik kınamakla kalmadı; “cinsel ayrım”ı kaldıracak çalışmalarını (!) daha kap-samlı sürdüreceğini bildirdi; “çalışma yaşamında” -ücrete yönelik- kadının durumunu iyileştirecek yasalar yaparak büyük adımlar attığını, bunu daha da ileriye götüreceğini, böylece “cinsel ayrım”ı bitireceğini, dinleyenlerin gözlerine baka baka, “coşa-taşa” dile getirdi...
Demek “R.T. Erdoğan”, cinsel ayrımcılığa “son” verip “erkek”le “kadın”ı eşitleyecek; doğrusu “coşup-taşıp” sevinmemek elde değil...
Ne var ki, “Erdoğan”, “referansımız ‘İslam’dır!” dediğinde de -bırakın eşitliği- “Erkeklerin, kadınlardan üstün olduğu”nu da (Nisa-34) söylemiş olu-yordu.
İnsan bu durumda “ikilem”e düşüyor “takıyye mi yapıyor” diye...
Dahası, insan -ister istemez-“acaba hangisi takıyye?” sorusunu sormadan da edemiyor.
Ayrıca, “R.T. Erdoğan”: “Elhamdülillah ben ‘ŞERİ-AT’çıyım!” diye haykırdığında; “Ancak erkeklerin kadınlardan bir ‘üstün’ dereceleri bulunduğunu”; “Bir’ erkek yerine ‘iki’ kadın tanıklığı”nı (Bakara 228-282) ve “Mirasta erkeğin hissesi ‘iki’ kızın hissesi kadar” (Nisa-11) olduğunu, yasalaştırıp günlük yaşamda uygulanmasını bütün içtenliğiyle istemiş olmuyor mu?
Bu üç-dört örnekten de anlaşılacağı gibi “şeriat”, “kadın-erkek eşitsizliği”ni, dolaysiyle kadının “ikinci sınıf kul” oluşunu tanıyan, böylece temelinde bu eşitsizliğin de olduğu “adalet-siz” bir “düzen”dir.
Bunu şu veya bu yolla -tefsirle, yorumla- yadsımanın, ne de “Cennet anaların ayaklarının altındadır!” gibi deyişlerle yumuşatmanın olanağı yoktur.
“Kadın”ın bu “ikinci sınıf-lığı”, “Özgecan”ı uğurlayan “ibadet”te de, hep olduğu gibi, uygulandı; cenaze namazının kılınması için “saflaşırken”, camiye gelenlerin büyük çoğunluğunu oluşturan kadınlara, “ön saflarda durmayın, lütfen arkalara gidin!” uyarısı geldi; kadınlar kıpırdamayıp direndiler;namaz böylece kılındı... “Özgecan”, mutlu olmuştur diye umalım...
“Özgecan” toprağa verildikten sonra da tepkiler sürdü; bunlar arasında “ayna eylemi” de vardı; bu eylemde erkekler kendileriyle “yüzleşmek” için yanlarında getirdikleri aynaları yüzlerine tutmuşlardı.
Bu “yüzleşme”yi, gencecik bir delikanlı da, “Tecavüz erkeklikse, ben erkek değilim!” yazılı koskoca bir pankartı taşıyarak ortaya koyuyordu.
Kuşkusuz bu “yüzleşme” çok ilginçtir; ama o denli de önemli ve çok yerindedir; ne ki, başka “yüzleşmeler”e de kapı açmanın artık zamanıdır.
Dinsel çıkışlı “AKP” iktidarının son “yedi” yılında öldürülen kadınların oranı yüzde “1400” artmış... İnanılır gibi değil.
Bilmem ki anımsanır mı, çok önceleri “Emine Erdoğan” ile yapılan bir söyleşide, “tesettür”e girişini kendisi şöyle açıklamıştı: “Ağabeyimden yediğim bir tokat üzerine”...
Erkeğin tutumunun, kadını böyle bir “baskı” altına ala-bilmesinin dayanaklarından biri olan “dinsel bağlamdaki” kimi söylemlerle de “yüzleşmeliyiz.
“Diyanet İşleri Başkanı Görmez”, bir konuşmasında; “İn-san yetiştirme düzenimizi sıkı bir şekilde gözden geçirilmesini düşünüyorum!” demişti.
Kuşkusuz yerden göğe haklı.
Henüz daha okula bile başlamamış, ama “tesettür”e sokulmuş kız çocuklarımızın “Kuran Kursları”nda işi ne?
Anneler, onları “tesettür”e dolarken bu bebelere ne diyorlar acaba?
“Saçının bir telinin bile açıkta kalması günah kızım!” mı?
Peki ya erkek çocukları... Kısacası daha o yaşlarında onlara “cinsel ayrım” öğretiliyor; böylece de “üstünlükleri”(!) kafalarına “kazınmış” olmuyor mu?
“Özgecan” vahşetini yazanlar, yorumlayanlar; yazılarının sonunda özetle şunu dile getiriyorlar: “Bu işlenen cinayet, yarın ve yarın ve yarın yine işlenecek!” diyerek.(*)
Haklılar!..
Çözüm yollarından birinin de “dinsel bağlam”da da “yüzleşme” olduğunu artık dikkate almalıyız; bilmem ne dersiniz?
Yarın, kara, soğuğa pabuç bırakmadan Beşiktaş’ta bir araya gelelim!
(*) Mine Söğüt, Cumhuriyet (17.2.2015)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları