TRABZON - Takım oyunu, savunma ve hücum prensiplerinden oluşur. Top rakipteyken, hangi bölgede savunma yapıyorsanız, takım halinde tek yumruk olacaksınız. Top sizdeyken de hücumda organize olacaksınız. Yani bir bütünlük arz edeceksiniz. Napoli’de bunları net olarak görebiliyorsunuz. Ne zaman genişlik, ne zaman derinlik verilir.
Tempoyu ayarlama. Eş Zamanlı pres. Ayağa pasla oyunun kontrolünü elinde tutma... Her şey bir plan dahilinde. Ve organize... Her oyuncu bir motorun bir parçası.
Ersun Yanal ve öğrencileri, bu maçın kasetini tekrar tekrar izlesinler. Futbol nasıl oynanır, ders alsınlar...
Öyle milyon Avro’ları almakla, oyuncu transfer etmekle bu işler olmaz. Türkiye gibi FIFA sıralamasında dünya 52.’si olan bir ülkenin liginde durumu idare edebilirsiniz. Alırsınız Cardozoları. Sizden daha kötü takımları yenersiniz. Yalan rüzgârıyla kendinizi kandırırsınız. Ancak karşınıza takım gibi takım çıkınca bütün defolarınız ortaya serilir. Tıpkı dün akşam ki gibi. Gerçekler suratınızda bir tokat gibi patlar...
Trabzonspor rakibi karşısında o kadar zor duruma düştü ki... Adeta çaresizliği yaşadı. Kıpırdayamadı. Napoli ne kadar izin verdiyse o kadar oynadı. Ve maç ilk yarıda ‘The End’ (bitti) oldu... Bu arada 30 futbolcu transfer eden bir takımın, maç kadrosunu 15 kişiden oluşturması bir başka rezillik...