Anayasanın Üzerindeki Kılıç...

15 Kasım 2008 Cumartesi

Soru:

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nı en çok kimden korumak gerekir?

Yanıt:

Anayasa Mahkemesi Başkanı’ndan!

Kara mizah ama gerçek... Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, anayasanın değiştirilemez hükümlerinin de tartışmaya açılması için bir doz daha cesaret arıyor.

Konuya girmeden önce değiştirilemez ilk 4 maddeyi özetleyelim:

Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

Madde 3: Türkiye Devleti, bölünmez bir bütündür. Resmi dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı, başkenti Ankaradır.

Madde 4: İlk 3 madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez.

Yasalar, anayasalar toplumla birlikte değişir, gelişir. 1982 Anayasasının üçte biri geçen 26 yıllık zaman diliminde değişti. Sendikal haklardan siyaset alanının genişletilmesine kadar pek çok düzenleme olabildiğince çağa uyduruldu.

Ancak yukarıda sıraladığımız ilk 3 madde, devletin temel yapısıyla ilgili. Bunları tartışmaya açmak isteyenlerin neyi hedeflediğini açıkça paylaşması gerekir.

***

Hafta başında Bilkent Üniversitesi ile Alman Uluslararası Hukuki İşbirliği Vakfı Anayasadaki Değiştirilemez İlkeler konulu sempozyum düzenledi. Kılıç burada yaptığı konuşmada dedi ki:

Bu konuyu nisan ayındaki Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıldönümü sempozyumunun başlığı yapmayı düşünüyorum. Ancak ne kadar cesaretli olabilirim, biraz endişeliyim.

Son davalarla birlikte adeta Haşim Kılıç’ın özel raportörü unvanını hak eden Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can da aynı sempozyumda yaptığı konuşmada, bizim anayasamızdaki değiştirilemez ilkelerin, öteki anayasalardan uzak olduğunu söyledi.

Can da değiştirilemez ilkelerin tartışılması için can atıyor! Başta vurguladığımız gibi hukuk da canlı, değişime gelişime uğrayan bir bilimdir. Ancak Kılıç-Can çıkışının önerdiği, anayasal düzenin adının da tartışılmasının önünü açacak bir düzenleme...

Sonradan yapılan açıklamalardan anlıyoruz ki Kılıç, mahkemenin öteki 10 üyesinin bilgisi dışında değiştirilemez ilkeler sempozyumu tasarlamış.

Demokrasinin sınırlarının olabildiğince geniş olmasını isteyen Kılıç, aynı demokrasiyi mahkemenin içinde de uygulamayı ve ben başkanım, hangi konuyu benimsersem o konuşuluryaklaşımı sergilemek yerine üyelerin de değerlendirmesini almayı düşünmez mi acaba?

***

Biraz daha geniş açıdan bakınca şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:

Kılıç, AKPye yönelik kapatma davasının karar oturumuna saatler kala AKPnin seçtiği Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı ile gizlice buluştu ve 5 saat görüştü.

Mahkeme kararında AKPnin odak olmadığını savunan tek kişi Kılıç oldu. Kılıç karşı oy yazısında Anayasa Mahkemesinin, sınırlarının dışına çıkmamasını istiyor, anayasanın her maddesinin tartışılmasından yana olduğunu söylüyordu.

Rastlantı olsa gerek; AKP de aynı şekilde düşünüyor. Mahkemenin yetkisinin daraltılmasını, anayasanın iktidarca istendiği gibi oynanmasını istiyor.

Bunu kendisi dile getirse, yine odak tartışması başlayacak...

Tartışmayı Kılıç başlatıyor ki, karşı çıkılabilirliği az olsun!

Bu sırada AKP ne yapıyor?

Tek devlet, tek millet, tek bayrak, diyor!

 

ankcum@cumhuriyet.com.tr

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları