İlhan Selçuk

Kör İnancın Robotu...

08 Mart 1998 Pazar

PENCERE


Kör İnancın Robotu...

Samuray gözlerini kısmış, elindeki kılıcı ileri doğru uzatmış, bir saniyede sonsuzluğa uzayacak zamanlamanın hesabını yapıyor; karşısındaki düşmanın hamlesini kestirmek için içgüdüsel radarını çalıştırmaktadır; bir anda her şey değişecek...

Bir Kurosava filmi...

İzleyici soluğunu kesmiş, samuray efsanesine yoğunlaşmış, sinemayla efsunlanmış...

Şimdiye dek beyazperde ya da ekran üzerine hep samurayın görüntüsü yansıdı.

Bir tek yeniçeriye rastladık mı?

*

Samuray kim?..

Japonya’nın derebeylik çağlarında oluşan askeri kastın serdengeçtisi...

İşi gücü savaşmak...

Kimle?..

Japonya bir ada!.. Samuray bu adacık kapsamında, bitmez tükenmez derebeylik çatışmalarının silahlı aracıdır. Köylü ile derebeyi arasında bir askeri sınıf oluşturuyor samuray, iki kılıç taşımak ayrıcalığına sahip...

Ama yeniçerinin yanında samurayın esamisi okunur mu?..

Yeniçeri olağanüstü bir buluşun sonucunda ortaya çıkan bir asker türü ki eşi menendi yeryüzünde yok!.. Osmanlı, Avrupa’nın köylerinden Hıristiyan çocuklarını çok küçük yaşta devşiriyor, eğitiyor, askeri öğretimden geçiriyor; artık ideolojik koşullanmanın bir robotudur yeniçeri...

Nedir o ideoloji?..

Osmanlı ‘nizam-ı âlemi’ oluşturacak; yani ‘Dünya Düzeni’ni kurmak gerekiyor; şeriatın geçerli olmadığı yer ‘Dar ül Harp’tır, küffara karşı sürekli savaş, Osmanlı’nın dünya görüşüdür; yeniçeri de bu amacın askeridir.

*

Hıristiyan çocuğu serpilip büyürken tepeden tırnağa yeni bir inanç eğitiminden geçiriliyor, savaş sanatını da öğreniyor...

Yeniçeri bir ‘terminator’dur...

Hollywood filmlerine taş çıkartan yaman bir senaryo karşısındayız.

Yeniçeri dünyayı fethedecektir; Yemen, Mısır, Balkanlar, Nemçe yetmez; Avrupa’nın altını üstüne getiren yeniçeri ordusu, sipahilerin yetersizleştiği yerde savaşa fırtına gibi katılıp işi bitiren güçtür.

Hıristiyan Avrupa’yı dize getirenlerin Hıristiyan çocukları olması, inanılmaz bir çelişkiyi vurguluyor, Osmanlı dehasını gözler önüne seriyor.

*

Yeniçeriden alınacak ders ne?..

İki sözcük:

Öğretim..

Eğitim..

Kırk yıldan beri imam hatip okullarıyla Kuran kurslarında çocuklarımızın taze beyinlerini çamaşır makinesinde çitiler gibi yıkayan şeriatçı öğretimin tezgâhından yetişenlerin laik cumhuriyete düşmanlaşmaları ve Atatürk’e diş bileyerek Gazi’nin kişiliğinde ‘deccal’i görmeleri bizi neden şaşırtıyor?..’

Osmanlı kurnazı, İmam hatip okullarını meslek okulları niteliğinden çıkarıp temel öğretim kurumlarına dönüştürerek kızları da bu öğretime katarken seyretmiş olanlar, şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlar.

Osmanlı, Hıristiyan çocuklarını eğiterek Hıristiyanlara karşı kullanıyordu; zamane şeriatçısı, Müslüman çocuklarını eğiterek Müslümana karşı kullanıyor.

(8 Mart 1998 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları