Yılın En iyileri

25 Aralık 2013 Çarşamba

Aralık başından beri gazeteler, dergiler, internet siteleri sanatta yılın en iyilerini seçiyor. Bu seçim bazen uzmanlara, bazen okurlara sorarak oluyor, bazen de o yayının mutfağında kotarılıyor. Yılın ilk günlerinde en iyilerle ilgili haberler daha da çoğalacak. Yıl içinde ise daha çok televizyonda bizim de adımız anılsın, ödül bahanesiyle ünlüler okulumuza gelsin düşüncesiyle okulların hangi kıstasla yaptığı belli olmayan seçimlerle dağıttığı ödüllere şahit olacağız.
Yılın en iyileri seçiminde en hızlı davranan sabitfikir.com oldu. Yazar ve gazetecilerden oluşan 55 isme yılın romanlarını sormuşlar. Sonuçları da 2 Aralık’ta yayımladılar. O nedenle de tarihi Kasım 2012 ile Kasım 2013 tarihleri arasında yayımlanmış olanlarla sınırlamışlar.
Aynı durum Dünya Kitap için de söz konusu. Kasımdan kasıma her ay şeçilen kitaplarla oluşturulan kısa listeden yılın kitaplarını, yayınevini jüri belirliyor.
Aralıkta yayımlanan romanlar, örneğin Elif Şafak’ın “Ustam ve Ben”i ya da Türkçeye ilk kez çevrilen dünya edebiyatının başyapıtlarından Thomas Mann’ın Doktor Faustus”u listeye girme şansını yakalayamamış. Kasım ayında yayımlanan romanların da ismi, ancak okunmadan kanaatle verilmiş olabilir ya da daha doğrusu okunmadıkları için göz önüne alınmamışlardır, deniyor. Haklılık payı var.
Hakkında çok konuşulan bir anket de Radikal’in okurlara yönelik olarak yaptığı Yılın En İyileri” anketi.
Yılın sergisi, oyunu,
romanı da var yılın magazin olayı da, yerli dizisi de. Radikal hem seçilen anket konuları hem de oylanan isimler açısından sosyal medyada eleştirildi. Popüler olanla olmayanı karıştıran bir yaklaşımı vardı Radikal’in. Üstelik listeler 15 - 20 isimden oluşuyordu. Yani kısaydı ve atlanan çok isim vardı. Seçim okura yaptırıldığı için popüler olanların daha şanslı olduğu düşünülüyordu. Yıl sonunda sonuçlar açıklanınca bu eleştirilerin haklı olup olmadığını göreceğiz. Bunlar uygulamaya yönelik eleştiriler. İstenirse çözülebilirler.
En doğrusu sanırım sayısal verilerle varılan sonuçlar. Geçen hafta sözünü ettiğim hangi filmi kaç kişinin seyrettiği bilgisi üzerinden sıralama yapan boxoffice.com’un listeleri ya da MÜYAP’ın CD satışı ve internetten indirilme adetleri üzerinden verdiği müzik ödülleri gibi ödülleri daha çok önemsiyorum. Ama bunlarda da kazanan popüler eserler oluyor. SİYAD’ın sinema eleştirmenlerinden oluşan tüm üyelerinin oyları ile verilen “Türk Sineması Ödülleri” de olumlu örnek olarak verilebilir, ama çıkan sonuçların bu kez de popüler sinemayı memnun etmediğini, ödüllerin ağırlıklı olarak bağımsız sinemanın temsilcilerine gittiğini hatırlatmalıyım.
Yıl sonunda durup bir değerlendirme yapmayı, neler okumuşum, dinlemişim, seyretmişim diye hatırlamayı, hatırlatmayı önemsiyorum. Bu sayede zamanında gözden kaçırdığım kitabı okuma listeme ekliyor, filmi ya da oyunu izlemeye çalışıyor, müziği dinliyorum.
Karşı görüş ise şöyle; “yılın kitapları”, “en iyi on film”, “en başarılı sanatçı” gibi seçimlerin sanata da, sanatçıya da bir katkısı olmadığı öne sürülüyor. İzleyiciyi, okuru yanlış yönlendirdiği, yine popüler olanın öne çıktığı, parlatıldığı, değerli olanın göz ardı edildiği düşünülüyor.
Ben de böyle seçmeler, listeler yapılmazsa nasıl hatırlayacağız, diye soruyorum. Gösterime giren binlerce film, yüzlerce tiyatro eseri, on binlerce kitap ve şarkı arasında “değerli” bulduğumuz zaten gözden kaybolmadı mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları