Bu Kadının TBMM’de İşi Ne?

28 Şubat 2015 Cumartesi

Kadın, “Bu resim okunması gereken bir resim” diye başlayıp sürdürüyor 12.01.2015 tarihli sosyal medya paylaşımını. “Filistin’i vermediği bahanesiyle yıkılan Osmanlı İmparatorluğu ve Filistin Devlet Başkanı’yla Cumhurbaşkanımızın arka plan görüntüsü. Muhteşem bir zekâ. Tabii ki Sn. Cumhurbaşkanımızın zekâsı. 600 yıllık İmparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi”.
Sözünü ettiği arka plan görüntüsünü yeni Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın merdivenlerine dizilmiş, üzerlerindeki giysileriyle 16 batık Türk devletinin askerlerini simgelediği söylenen canlı figürler oluşturuyor. Önlerinde de Filistin Ulusal Yönetimi (Es Sulta el Vataniye el Filistiniyye) Başkanı Mahmud Abbas ile Recep Tayyip Erdoğan ayakta tokalaşıyorlar.
Kadının dış görünüşünde Osmanlı hayranı olduğunu ele veren herhangi bir ipucu yok. Tam tersine açık başı, makyajı, özenle dağıtılmış saçları, TBMM Genel Kurul Salonu’nda cesurca taşıdığı lacivert renkli, etekleri pantolonun üzerinde rahat bluzu, sırtında aynı rahatlıktaki beyaz ceketi, altında da lacivert-beyaz desenleri oldukça abartılı, taytı andıran pantolonuyla frapan bir kadın.
39 yaşında. İmam hatip lisesi öğretmenliğinden emekli bir babanın kızı. Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirmiş. Balıkesir’de “Afacan Babuşçular” adlı bir eczanesi var. Evli ve bir çocuklu. Eşiyle birlikte çiçek üretimi işine el atmışlar. Ankara ve İstanbul büyük şehir belediyelerine “Osmanlı Lalesi” satıyorlar. Balıkesir Belediye Meclisi’nde AKP üyesi olarak görev yapmış, daha sonra aynı partiden milletvekili seçilmiş.
Tüm bunlara bakıldığında Cumhuriyetin kadınlara getirdiği kazanımlardan layıkıyla yararlandığı görülüyor.

***

Fakat Osmanlı hayranı bir “Cumhuriyet karşıtı”.
Üç gün önce yine Twitter’dan “Bizans dostu kahpe İsmet İnönübaşlıklı bir ileti paylaşıyor. Tarafsız Haber adlı internet sitesinde yazan Dr. Mehmet Hakan Sağlam’dan aktarıldığı söylenen ileti metni şöyle: “Masa başında toprak nasıl kaybedilir içimizdeki hainleri anlatalım; Lozan Barış Antlaşması madde 129: Türk hükümetince Anzak (Arıburnu) bölgesindeki toprak parçaları İngiliz İmparatorluğu’na bırakılacaktır... Evet, uğruna 253 bin şehit verdiğimiz Arıburnu, İsmet İnönü tarafından İngiltere toprağı haline getirilmiştir. Gelibolu Arıburnu sahilinde Türk devleti asker bulunduramaz, hiçbir şey inşa edemez. İnanmayan Geziciler, ulusalcılar, CHP’liler Lozan Antlaşması’nın 129. maddesini okusun da Lozan’ın başarı mı yoksa hezimet mi olduğunu öğrensin. Cumhuriyetin lider sultası Lozanda; Suriye, Mısır, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Cezayir, Libya, 12 Adalar ve Balkanlar’ı verip geldi.”
Bu kuyruklu bir yalandır. Çünkü antlaşmanın 129’ncu maddesi, 128’inci maddenin açıklamasıdır. Okuyalım: “Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya hükümetlerine karşı kendi toprakları üzerinde bunların savaş alanında, yaralı olarak veya hastalıktan ölen kara ve deniz askerleri ile esir olduktan sonra ölen askerlerine, sivil tutuklulara ait gömülme yerleri, mezarlıklar, üstü kapalı yerlerdeki mezarlar, ölenler anısına dikilmiş anıtlar ve bunların içinde bulunduğu bütün arsa ve araziler ayı ayrı veya bütün olarak ebediyen bu üç devlete terk edilmiştir. (…) Bundan başka, bu defin yerlerine, mezarlıklara, üstü örtülü yerlerdeki mezarlara, ölenlerin anısına dikilmiş anıtlara girişler serbest olacaktır. Türkiye Devleti, bu yerlere gidişi gelişi sağlayacak yolları yaptıracaktır. (…) Yukarıdaki hükümler, terk edilen topraklarda Türkiye egemenliğine engel değildir (abç).”
AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu bu paylaşımı nedeniyle TBMM’de özür dilemiştir. Ne var ki iktidarın inatla yinelediği Cumhuriyet düşmanlığı “densizliğe”, “dil sürçmesine”, “gözden kaçmaya” indirgenerek üstü örtülecek türden eylemler değildir.
Babuşçu, “demokratik ve laik cumhuriyete bağlı kalacağına” dair ettiği milletvekili yeminini anımsamalıdır. Bir milletvekilinin ettiği bu yemine sadakati “namus ve şerefi” ile doğrudan ilgilidir. Babuşçu, davranış ve söylemlerini ettiği yemine göre ayarlayamıyorsa, istifa da bir yoldur, insanın namus ve şerefini koruyacak erdemli bir davranıştır.
Yoksa insanlar “Bu kadının TBMM’de işi ne” diye sorarlar haklı olarak.
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları