‘Seçim Barışı’ mı?

03 Mart 2015 Salı

En kötü barış bile en iyi savaştan iyidir.
Bu köşede barışa böyle baktığımızı vurgulayalım; AKP ile HDP’nin bir bölümü arasındaki Dolmabahçe ...buluşmasını sütuna yatıralım.
12 Şubat günü Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin davetlisi olarak Diyarbakır’daydık. Sokaklarında dolaştık, salonlarında konuştuk. Bölge insanı barışın tadına varmış ama, ciddi bir umut yorgunluğu içinde. 10 seçimdir, seçimden önce her şeyin çok kısa sürede çözüleceğine ilişkin propaganda kokan yoğunlaştırılmış haberler yayılıyor, seçimden sonra aynı hamam aynı tas. Taa bir sonraki seçime kadar!
Dolmabahçe’de açıklanan 10 maddelik mutabakat metninde adı konmuş, somut düzenlemeler yok. Genel çerçeve var. Siyasetin demokratikleştirilmesi, bireylerin özgürleştirilmesi, demokrasi-güvenlik ilişkisinin kurulması, çoğulcu demokrasinin benimsenmesi deniyor, son maddede şu yer alıyor:
Bütün bunların gerçekleştirilmesi için yeni anayasanın yapılması.
Cümleyi ters çevirdiğimizde şunu söylemek mümkün:
Mutabakat metninin yaşama geçmesi için yeni anayasa şart.
Yeni anayasa nasıl yapılır?
AKP’ye 400 sandalye verilirse.
Bu nasıl olacak?
Halk seçimlerde Erdoğan’ın peşinden giderse...

***

Bu tabloda şu soruyu da sormak durumundayız:
AKP ile HDP seçim tahterevallisi mi oynuyor?
AKP, düşüşteki oylarını yükseltmek için suni de olsa bir hamle peşinde. HDP, iktidarla pazarlık gücünü yüksek göstermek için masada fotoğraf verme peşinde.
Pazar günü AKP’nin yarı ve tam resmi yayın organları ile merkezde görünen gazetelerin manşetleri o kadar tanıdıktı ki... İlk aklımıza Mart 2013 geldi. O günlerde de “silahlara veda” edilmişti, “barış zamanı” idi, “gerçek bahar” başlamıştı.
Aradan 2 yıl geçti. Yine “silahlara veda”, yine “barış zamanı”...
Daha gerilerde de benzer manşetler vardı; onları bir kenara koyuyoruz. Bellek sorununun yaşandığı bir ortamda gereği yok.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş gerçekçi konuşan ender kişilerden. Dolmabahçe görüşmelerinin biraz da dolma olduğunu düşünüyor olmalı ki, aynı gün “Hükümet yürütüğü politikayla barış konusunda zerre kadar umut vermiyor” dedi.

***

Erdoğan tek hedefe kilitlenmiş durumda; genel seçimlerden anayasayı değiştirip, baş-kanlık sistemini getirecek çoğunlukla çıkmak. AKP’de hafta sonu eğilim yoklaması vardı ama, bunlar hikâye. Asıl olan Erdoğan’ın yapacağı liste. Davutoğlu’nun bu listenin neresinde yer alacağını şimdiden kestirmek zor. İster misiniz Erdoğan, Davutoğlu’nu listeye koymasın!
HDP’nin ise henüz tam karar veremediği anlaşılıyor. İmralı ile Kandil arasında sıkışan HDP, seçimlere parti olarak katılmaktan vazgeçebilir. Zira tüm araştırmalarda oyları yüzde 8-8.5’in üstüne çıkmıyor.
HDP’nin pazarlıkları AKP ile yapıp, oyu da CHP’nin tabanından istemeye niyetlenmesi ne ölçüde kabul görür?
Bunu HDP’nin de kendi içinde tartıştığını sanıyoruz.
Girişteki özlemimizle noktayı koyalım; Güneydoğu’dan kanlı haberlerin gelmemesi iyidir. Bunu kalıcı bir barışa dönüştürmeyi siyasi pazarlık konunu haline getirmek kötüdür. Buradan da karşıtlık üretip eldeki yüzde 50’yi pekiştirmeye çalışmak çirkindir.
Tablonun “iyi, kötü ve çirkin”i budur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları