Uyuyan Güzel

18 Kasım 2008 Salı

Bunalım, karabasan gibi halkın üstüne çökerken başta Türk-İş, işçi kesimi yüzyıllık uykuya dalmış prenses gibi...

Arada gözünü açıp iki çift laf et bari, o bile yok. İşçi horlanacakmış, fatura emeğe yüklenecekmiş; umurunda değil, horluyor...

İşsizlik artıyormuş, işyerleri kapanıyormuş, vız geliyor, tırıs gidiyor.

Niye? AKPnin dizi dibinde çünkü, teğetçi çünkü.

Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın, emeği temsil eden örgütlerin bir kez daha sınıfta kaldıkları kanısında. Geç kaldık, ama fırsatı kaçırmadıkdiyor:

Yaşadığımız olgunun kapitalizmin krizi olduğunun işçiye, halka anlatılması birinci ödevimiz. İşçi, memur, esnaf, mühendis, mimar tüm çalışan örgütlerinin ortak hareket etmesi, ortak strateji belirlemesi ve ortak mücadele etmesi gerekiyor. Bu krizden çıkış için emeğin alternatif önerilerini ortaya koymalıyız. Yok edilen sosyal devlet uygulamalarına dönülmesi için güçlü bir baskı unsuru olmalıyız. Kazanılmış haklarımıza, kıdem tazminatına, sosyal güvenliğe, asgari ücrete, ücretlerimize sınırlandırma getirilmesine, bunalımın faturasının emeğe çıkarılmasına karşı koymalıyız. Ciddi bir toplumsal tepki geliştirmeliyiz. Önümüzdeki yerel seçimleri de dikkate alarak açık ve net politikalar ortaya koymalıyız.

Uyuyanı uyarma, miskini dürtme, aymazı aydırma zamanındayız.

 

Ahbap - Çavuş

CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu, Türk Telekomun ahbap-çavuş ilişkileri ile yönetildiğini örneklerle açıklıyor:

Örneğin, telekom veya teknoloji konusunda hiçbir birikimi olmayan ama AKPden milletvekilliği yapmış birisi geçen sene seçimlerde milletvekili olamayınca Türk Telekoma danışman atanmıştır. Örneğin, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Oger Telekomünikasyonun ataması gereken makama, Türk Telekomun Denetim Kurulu üyeliğine atanmıştır. Örneğin, Başbakanın damadının yakını Ahmet Çalık, Arnavutluk devlet telekom şirketi Albtelekomun yüzde 76lık hissesini, 2006 yılında yüzde 55i Oger Telekomünikasyon şirketine ait olan Türk Telekom ile ortaklaşa satın almıştır. Örneğin, Türk Telekomun sahibi olduğu AssisTT şirketine genel müdür olarak yine AKP milletvekili olarak seçilememiş bir kişi atanmıştır.

Bir önemli savı daha var Coşkunoğlunun. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırımın yasa gereği 2004te serbestleşmiş olması gereken telekom sektöründe düzgün ve adil bir rekabet ortamının oluşmasını engellediğini ileri sürüyor ve dediğini de örnekliyor:

Örneğin, sabit telefonda şehiriçi aramalarda hâlâ Türk Telekom tekeli vardır. Örneğin, şehirlerarası ve uluslararası aramalarda Türk Telekom dışında servis sağlayanlara sözüm ona izin verilmesine rağmen hâlâ tüm kamu kuruluşları uzak mesafe telefon hizmetlerini ihaleye bile çıkmadan Türk Telekomdan almaktadır. Örneğin, en önemli geniş bant altyapısı olan fiber kablo şebekesi serbestleştirilmemiştir. Bunun sonucu olarak tüm ülkemizi saran kablo şebekesi atıl dururken, geniş bant hizmetleri Türk Telekom tekelindeki ADSL ile verilmektedir.

Daha ne olsun?..

Umutsuz Mutsuzluk

Çağdaş Türk Dili dergisinin son sayısında Hakan Akdoğan pop kültürü yazmış:

Çevresiyle anlaşmak için üç yüz sözcükten fazlasına gereksinim duymayan bireylerin oluşturduğu bir toplumda kutsanan popstarların, siparişle hazırlanan kahramanların, yerküreyi yönetenlerin isteklerine göre dayatılan politikacıların, her konuda düşüncebeyan edeniçi boş uzmanların sahneden çekileceği, hem bedensel hem düşünsel emeğin çikita muzya da naneden daha fazla önemseneceği zamanlar uzaklaştı iyice.

Yuvarlanıp giderken insanlar, Hakan Akdoğanın dediği gibi umutsuzlukları mutsuzluğadönüşüyor:

Fay daha da çok kırılmakta, dikenli teller daha da büyümekte insanlar arasında. Ötekilerveberikilerfarklı ulusların insanları gibi görürken birbirlerini, dünyanın kalanıyla attıkları köprüleri kendi insanlarıyla da atmakta.

Sirk alanına dönüştürülen yaşamın içinde aşındırılan kişiliklerin uçurumun kıyısından dönebilmesi bir yana, uçurumun kıyısında olduğunu fark edebilmesi bile büyük bir yetenek gibi duruyor. Sürekli kaygı ve umarsızlık egemenlerin işini kolaylaştırıyor.

Söylediği doğrudur. Bir farkla: Yaşananların ayrımında olanlar daha koyu bir mutsuzluğa sürükleniyor.

Sıyrılmak gerek siyah şaldan... Yırtmak gerek karanlık gözbağını... Yakın kılmak gerek uzağı...

Sohbet İsteği

Mektubun üzerinde Görüldü damgası var. Cezaevinden, İzmir F Tipinde yatan Raşit Dörtyoldan geliyor:

Aradan yaklaşık iki yıl geçti... Adalet Bakanı Cemil Çiçek aynen Haftalık sohbet saatini 10 saate çıkardık ve ilerde 20 saate çıkarma durumumuz da olacakdemişti. Evet, bize ve aslında tüm dünyaya bir söz verildi ve genelge çıkarıldı, ancak iki yıldır bu genelge uygulanmıyor. Sohbet hakkı uygulanmıyor, tecrit işkencesi devam ediyor.

Dinleme

Gazeteci Hrant Dink davası sanığı Yasin Hayalin kimlerle görüştüğüne ilişkin telefon kayıtlarının araştırılmasına izin verilmezken... Ergenekon savcısı, AKPnin kapatılma davası öncesi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksütün eşini hem izlettiriyor hem de dinletiyor.

Ayrıca bir yoruma gerek\t var mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları