İlhan Selçuk

Müslümanlık Ham Ervahlık Değildir...

13 Şubat 2003 Perşembe

PENCERE



Müslümanlık Ham Ervahlık Değildir...

Mehmet Barlas dünkü ‘Akşam’ da Prof. Bernard Lewis’ten bir alıntı yapmıştı:

“Amerika’da yerliler ve Avrupa’da Ortaçağ varken, Bağdat, müspet ilimler ve felsefe alanında ‘Aydınlanma Çağı’nı yaşıyordu... Ne oldu da, Batı Rönesans’a geçerken Bağdat’ta ‘Bab-ı İçtihat’ kapatılıp karanlık çağa geçildi? Tarih Batı’da neden ileri ve Ortadoğu’da geriye doğru çalıştı?”

*

Camilerimize bir bakın!..

Bir yenilere bakın..

Bir de eskilere..

Minareleri bir kıyaslayın, eski müminler geçmiş dönemlerin ilkel yapım koşullarında öyle minareler yapmışlar ki rüzgârda söğüt ağacı gibi nazlı nazlı salınıyor, ‘alem’ lerinin izdüşümü bulutlara vuruyor, şerefeleri dua için göğe açılmış avuçlar gibi duruyor...

Üç şerefeli kimi minarede üç müezzin ezan okumak için üç ayrı merdivenden tırmanabiliyor, yüzlerce yıl inile çıkıla aşınmış basamakları rüzgâr gülünün ortasında birleşen yapraklar gibi dönerek yükseliyor.

İnceliğin, mimarlık sanatının, estetiğin örnekleri eski minareler..

Ve camiler..

Ya yenileri?..

*

Yenilere çıkarcı politikacı gözüyle baktın mı cami kışla binası, minareler süngü, kubbeler miğfer gibi görünür; bu tür ham ervahlık, ancak iktidar piyasasında siyasetin pazarlanmasına yarar.

Ancak yapı dünyasında ve mimarlık sanatında bu kadar ilerleyen bir çağdaş dünyada yeni camilerin zevksiz, orantısız, estetikten yoksun görüntüleri nasıl açıklanabilir?..

Müslümanlık ticaret aracı mı?..

Camilerin altına dükkânlar dizerek, İslamcı şirketler kurarak, yeşil sermaye numarasına girerek, Müslümanlığı koltuk sevdasına alet ederek dincilik yapmanın kutsal inançla ne ilişkisi var?..

Peki, Müslüman nasıl Müslüman olacak?..

Ömer Hayyam’ın rubaisindeki gibi olacak:

“İnciyi isteyen dalgıç olacak;

Varı yoğu dosta verip salacak.

Canı avucunda, soluğu göğsünde;

Ayağı baş olacak, başı ayak.”

*

Bayram günleri televizyonlarda sergilenen görüntüler irkilticiydi...

Develerin, öküzlerin, sığırların ve sözüm ona insanların kameralara takılan acıklı fotoğraflarındaki işkembelerle bağırsakların yanı sıra politikacılarımızın suretlerini de yansıtan ham ervahlığın sinemasında Müslümanlığın soylu inceliğini ara ki bulasın!..

Eski zaman bilgesi bugünkü ham ervahları görse, Hayyam’a nazire, şu dörtlüğü yazmaz mıydı:

Girme şu alçalışın hizmetine

Konma sinek gibi pislik üstüne

İslamı kullanma bir koltuk için

Yazık kutsal dinin inceliğine

*

İslamı yüceltmek istiyorsak, bayram namazını siyaset reytingi yolunda pazarlayan politikacı ham ervahına ‘yuh’ demesini bilmeliyiz.

(13 Şubat 2003 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları