Hikmet Çetinkaya

Yassah Hemşerim!..

19 Kasım 2008 Çarşamba

Önce bir soru bizim liboş tayfaya?

AKP sizin için demokrasinin ve özgürlüklerin hâlâ simgesi midir?

Gerdan kıvırmadan yanıt vermeliler bu soruma!

Ankaralı genç meslektaşlarımızın bazıları Başbakan Tayyip Beyin hışmına uğradı...

Başbakanlıkla ilişkileri kesildi!

Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki bakın ne diyor bu konuda:

Siz doğru haber yapmıyorsunuz ve bu yüzden de Başbakanlık’a giremeyeceksiniz!

Güler misiniz ağlar mısınız?..

Vatan gazetesi Başbakanlık’a yanıt verdi, zaten doğru olanı da buydu:

Biz Başbakanın buyruğuyla muhabir değiştiremeyiz!”

Ben akreditasyondenilen uygulamanın ne olduğunu anlamış değilim!

Gazeteci görevini rahatlıkla yapabilmeli.

Çünkü gazeteci kamuyu aydınlatma ve bilgilendirme görevi yapıyor.

Anladığım kadarıyla Tayyip Bey, gazeteci değil yandaş arıyor; havadan sudan haber yapan ya da kendisini öven başbakanlık muhabiri arıyor.

Genelkurmayın ayrımcı akreditasyon uygulamasına karşı çıkan liboş tayfa, Başbakanlık’ın yedi gazetecinin başbakanlığa girmesine yassah hemşerim! demesine nedense ses çıkarmıyor!..

Akreditasyonun, çalışma izni olmadığını herkes bilir!.. Gazetecinin haber alma özgürlüğü ise kısıtlanamaz!.. Bunun adına da basın özgürlüğü denir!..

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü de bu konuda karar almıştır, şöyle:

Akreditasyon gazeteciler için çalışma izni değil, çalışmalarını kolaylaştırmaktır. Hükümetler bunu çalışma izni olarak görmemelidir.

İşte bu nedenle soruyorum liboş tayfasına yazımın başındaki soruyu.

Başbakanlık gazetecilerin haberlerini izliyor, tarikat şeyhlerini korumak için Milliyet, Hürriyet, Akşam ve Evrensel gazetelerinin muhabirlerine yassah hemşerimyöntemini getiriyor!

***

Asker medya kuruluşlarının bazılarına yassah hemşerimuygulaması yaparken yeri göğü inleten liboş tayfa”, Tayyip Beyin uygulaması karşısında -bir ikisi dışında- süt dökmüş kedi durumunda...

Hani bunlar demokrattı, özgürlükçüydü?

AKPnin ve yandaşlarının, Fethullahçı müritlerin kendilerine göre demokrasi ve özgürlük anlayışı olduğunu kaç kez yazdım, anımsamıyorum.

Türkiye imza attığı anlaşmaları (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü) çiğniyor; Fethullah Gülene bağlı bir derneğin yöneticisiyle görüşmesini haber yapan Milliyet muhabiri Abdullah Karakuşun Başbakanlık’a girişine yasak konuluyor.

Ben hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin hem de AKP iktidarının ayrımcı akreditasyonuygulamalarına karşıyım...

Onlarla çatışmama karşın Zaman ve Akit gazetelerinin temsilcilerinin TSK toplantılarına alınmamasını yadırgıyorum öteden beri.

Ayrımcılık neyi çözer?

Hiçbir şeyi!

AKP iktidarı ayrımcılığın daniskasını yapıyor, farklı düşünen gazetecileri ve yazarları dışlıyor, kendine yakın olanlar Başbakanın, Cumhurbaşkanının uçağına binebiliyor!

Sanki o uçaklar babalarının malı!

Demokrasinin bir yaşam biçimi olduğunu bilmeyenler bu ülkeyi ne çağdaşlığa ne de uygarlığa taşır!

Engin Çeber işkenceyle öldürüldü Metris Cezaevinde...

Bakalım tutuklu gardiyanlar ne zaman salıverilip tutuksuz yargılanacak?

Hrant Dink cinayetinde yeni bulgular ortaya çıktı, acaba Başbakan sorumluları için ne yapacak?

Hrant Dinkin öldürüleceğini jandarma ve polis biliyor... Bildiği halde caydırıcı önlem almıyor, katilleri önceden yakalamıyor...

***

Akreditasyon filan derken nerelere geldim!

Türkiyede yaşananlar insanın canını sıkıyor, hüzünlendiriyor...

Acaba Hrant Dink cinayeti, MalatyadaZirve Yayınevikatliamının üstü örtülecek mi?

Hrant Dink cinayetiyle ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunun kimi bölümlerini geçen hafta yazmıştım.

Hrantın öldürüleceğini bir yıl önceden sivil ve askeri istihbarat birimleri biliyordu!

Bu cinayetin bilinmesi, Başbakanlıkta görev yapan kimi genç meslektaşlarımızın işlerinin engellenmesi kadar önemli değil miydi?

[email protected]

Faks numaramız: 0212 343 72 69



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları