Eyvah! Dolar Yükseliyor...

10 Mart 2015 Salı

Eyvah! Doların önlenemez yükselişinin ateşi düşürülemiyor... Muhalefet, kasımdan bu yana gerçekleşen yüzde 15’lik yükselişin, dünyadaki ekonomik dengelerin tersyüz oluşunun değil, iç siyasal çekişmelerin, açıkçası AKP içi İktidarları savaşlarının ürünü olduğu gereçesiyle, Cumhurbaşkanı, Başbakan, ilgili bakanların sorumlulukları üzerinden siyasi hesap soruyor...
Şaka değil, Türkiye’nin döviz pozisyonu açığı 431 milyar dolar. Kurdaki her 1 kuruşluk artış açığı 4.3 milyar lira büyütüyor. İki ayın açığı 130 milyar lira. Türkiye önümüzdeki bir yılda 167 miyar dolar dış borç ödeyeceğine göre son iki ayın açığının karşılığı 50 milyar liralık ek fatura anlamına geliyor. Cumhurbaşkanı’nın Merkez Bankası ile açtığı faiz savaşlarının sonuçlarının çarpıcı sonuçları, derken Başbakan’ın ekonomik, yatırım girişimi içerikli ABD’ye resmi olmayan ziyaretinde yatırım beklentilerinin suya düşmesi, doların bizim gibi gelişmekte olan ülkelerle kıyaslanmayacak oranlarla yükselişi, dünkü Saray zirvesinde İktidarlarının zorunlu ortak arayışlarını gündeme getirdi.
Ancak çatışmacı havanın yumuşatılması, Merkez Bankası’nın doların ateşini düşürmek üzere aldığı bir dizi önlem, yükselişin ateşinin düşürülmesinde bir işe yaramadı. Bu kez ABD’den gelen son ekonomik göstergeler, doların değerinin yükselişi, paranın ABD’ye akışına ilişkin dengelerin gelişmekte olan ülkeleri çok daha ağır zorlayacağını ortaya koydu. Kestirmeden AKP İktidarlarının Türkiye’nin Ecevit koalisyon iktidarları sürecinde yaşadığı bize özgü bankalar ağırlıklı krizden çıkış, toparlanma ile birlikte; tüm gelişmekte olan ülkelerin işine çok yarayan ABD, merkez odaklı krizin arkadan estirdiği rüzgârlara kapandı. Savaş ganimetleri ile akan suç ekonomisinden payları hiç saymadan, oluk gibi akan sıcak parayı İktidarları gerçek ekonomik büyümeye, yatırıma dönüştüremediler...
İktidarlarının ekonomik büyüme mucizesi(!) zaten yakalanmış şanslara karşın aynı konumdaki ülkelerin gerisinde kalmıştı... Şimdi ters esen rüzgârlarda, siyasal iç çatışmalarla, en çok salanan ülke konumuna geldik. Türkiye kendi konumunda olan ülkeler içinde parasının değerini kaybetmede 2. sırada. Saray’daki toplantıdan çıkacak kararlarla doların ateşi düşürülebilecek mi? Dolar nereye koşuyor?

***

Eyvah! 8 Mart etkinliklerinde kadın haklarımıza ilişkin sorunları masaya yatırıp, kadına yönelik şiddetin vahşet boyutlarına varması ile sokağa dökülüşümüz, olumsuz korkutucu geriye gidişten yükselen çığlıklar... Ülkemizde kadına yönelik şiddetin vahşete tırmanan boyutları ile birlikte, çocuk hakları, insan hakları, insani gelişmişliğin ölçümlendiği tüm yaşam alanlarındaki hak kayıplarına ayna tutuyor... Tersine uçuruma yuvarlanışımızın kanıtlarını, kirli çamaşırları ortalığa saçıyor... 8 Mart gündemli örgütlü kadın hakları savaşımında ABD’de kadın işçilerin katledilmesi ilk yola çıkıştı. İkinci yaşamsal atak, tüm kadın hakları savunucularının örgütlülüğünde 1980’li yıllarda yeniden çok etkin bir savaşımın fitilinin yakılması ile gündeme girmişti.
Hakların dibe vuruşuyla gelen ikinci atak, küresel krizin ülkemiz ve dünya emekçilerini yeniden çok ağır ezdiği, solun, sendikal örgütlülüklerin kırıldığı yıllarda, iki cins arasında daha çok ezilen kadın ile çaresiz kalan çocuğun ezilmesi, sosyal damping, kuralsızlaştırma, milyarlarca dünyalının yoksullaştırılma, yoksunlaştırılmalarıyla çakışmıştı... İngiltere’de madencilerin direnişi, medya tekelleşmesinde acımasız Demir Leydi dönemi politikalarına karşı kadın örgütlenmesinin direngenliği...
Ülkemizde artı 12 Eylül’ün tüm insandan yana, sol örgütlenmeleri silindir gibi ezmesi ile direnen kadın dinamiği... Ülkemizdeki kadın hakları savaşımında görev almış örgütlenmelerin 80’den günümüze verdikleri güçlü savaşımın, örgütlü, hukuk alanı başta pek çok anlamlı kazanımlarına karşın, yaşanan tersine geriye gidişinin sorgulanması yapıldığında ortaya çıkan çıplak gerçek önemli... İktidarlarının yürüyüşünde yaşamın her alanında cins, kimlik, inanç ayrımcılığı üzerinden yeniden üretilen çağdışı değerlerle çıkan sonuçlarla nasıl da çakışıyor!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları