Seçim Sonrasına Bakış - 1

13 Mart 2015 Cuma

CHP yanlış mı yapıyor? Bir adım ötesi önemlidir. Bir adım seçimlerse, ötesi seçim sonrası sonuçların yaratacaklarıdır. Parti veya birey, adımını atarken sonrasında nasıl bir görüntü ortaya çıkacağını düşünmek zorunda. İlk adımı atarken politikaların ve mesajların, oluşmasını istediğin tabloya uygun nitelikte olmalı.
Bu girişi neden yaptım anlatayım?
Kılıçdaroğlu’nun yardımcılarından Mehmet Bekaroğlu, 1 Mart’ta Diyarbakır’da Altan Tan’ın düzenlediği “Nasıl Bir Ortadoğu, Nasıl Bir Türkiye ve Nasıl Bir Kürt Çözümü” başlıklı panelde “Ulus devletin bana göre miadı doldu. Tekçilik, bu coğrafyada bana göre huzur, refah ve mutluluk getirmedi, getirmiyor dadedi ve AKP’yi de ulus devleti ayakta tutmakla suçladı!
“Bu tamamen benim görüşümdür, CHP’yi bile ulus devletçilikle suçluyorum” demediğine göre, temsil ettiği partiyi de bağlayıcı konuştu. Parti yönetimi resmi bir açıklama yapmadı.
Bu şu anlama gelebilir: CHP olarak utangacız. Biz de aslında ulus devletle bu işin sürmeyeceğini biliyoruz ama seçmenimizden korkuyoruz... Tek çözüm çokçu bir devlet-yönetim yapısı oluşturmaktır... Seçim sonrası bu konudaki girişimlere destek verebiliriz, Bekaroğlu’nu cepheye sürerek seçmeni test ediyor, tepkiyi ölçüyoruz..
Öyle mi, bilmiyoruz. Ama öyleyse, vakit gecikmeden seçimlere yönelik politikasını hemen değiştirmeli CHP! HDP ile şimdiden bu konuda anlaşmalı, seçimlere birlikte girmeli ve Meclis çoğunluğunu sağlayarak ulus devletin yerine çoklu devlet yapısını geçirmeli... Mesele iktidara gelmekse...

Tabandan HDP’ye kayış
Ama öyle değilse, Bekaroğlu gibilerin söylemleri, parti politikası, CHP tabanını zayıflatıyor, CHP-HDP tabanındaki geçirgenliği artırıyor... Tabii ki HDP lehine!
HDP’nin / PKK’nin tezleri konusunda da CHP yönetiminden politik bir yanıtın zerresinin görülmemesi, bu geçirgenliğin artmasına yardımcı oluyor.
Çok temel bir stratejik yanlış var: Tamam, oyunuzu arttırmak için ana hedefiniz AKP tabanı. Ona seslenecek bir program hazırlığı içindesiniz... Bu doğrudur. Ama varolan seçmeninizi “konsolide” etmek gibi bir sorununuz var mı, yok mu?
Bu kadar uçlarda seyreden ve ülkenin geleceğini önemli ölçüde “yeni Türkiye” bağlamında etkileyecek bir seçime girerken seçmenin AKP’ye yönelik sert tepkisini yanınıza aldığınızı düşünerek, ama seçmeniniz için ikincil ve çok daha önemli politikalarda susarsanız, seçmeninizi kaybedebilirsiniz.
Hele AKP’den seçmen kapma planlarınız umduğunuz gibi gerçekleşmezse, üstüne üstlük duyarlığı üst derecede önemli seçmen kitlenizin bir kesimini de MHP’ye ve HDP’ye kaptırırsanız, sonuç CHP için hüsran olabilir.
Şimdi şu geçirgen seçmenlere gelelim. CHP’ye oy veren seçmenler arasında sol-sosyalist eğilimli önemli bir oran var. Bu kesim CHP’yi sol politika eksikliğinden dolayı eleştirir ama AKP’ye karşı mücadelede blok durmak gerektiğine inandıklarından, pek çoğu eleştirel oyunu CHP lehine kullanır.

Ama şimdi yeni bir durum var
Bunların bir kısmının tutum değişikliğini çevremde net görüyorum:
a) HDP-Demirtaş’ın söylemlerinden etkilenerek Meclis’e girmesini istiyorlar.. “CHP’den HDP’ye oy akmaz” düşüncesi yanlıştır.
b) Ayrıca ikinci bir güçlü tercih daha var: “AKP’nin tek adam anayasasını-diktatörlüğünü önlemenin tek yolu, HDP’nin mutlaka Meclis’e girmesinden geçiyor” düşüncesi güçlü. Bunu HDP, CHP tabanında yayıyor. Öyle ki, Ankara parti yapısında görevli bir işletmeci üyeniz de aynı düşünceyi çevresinde yaydığını belirtiyor.
CHP’nin HDP ile “ayrılıkları” zayıfladıkça HDP’ye akış kaçınılmazdır.
CHP’nin diğer bir “ortak tabanı” MHP’dir. Yukarıda HDP’ye karşı söylemsizliğin ve üstelik ulus devlet bitmiştir (Davutoğlu-RTE) söyleminin ikinci yönü de CHP ile MHP arasında geçirgenliği arttırıcı yönüdür... Tabii güçlü bir propaganda ve söylem tutturan Vatan Partisi’ne de, eğer yüzde 2-3 oy çıkarsa, bunu önemli ölçüde CHP’den kopartacağını da söyleyebiliriz.
HDP, CHP oylarıyla mı Meclis’e girecek, yoksa AKP’li Kürt seçmeni yeter ölçüde çekerek mi?.. Devamı, Metin Feyzioğlu’nun görüşleriyle birlikte Pazar’a...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları