Oturuyorlar

28 Aralık 2013 Cumartesi

Rüşvet dağıtma makinesi haline getirilmiş Rıza Sarraf’ın kuryesi Ahmet Murat Öziş, Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu vakfa, 2 siyah çanta ile girmiş, eli boş çıkmış. Babası Recep Tayyip Erdoğan kükrüyor:
“Oyuna gelmedik, gelmeyeceğiz!”
Özel kurye, danışman Mehmet Sarı’ya Çırağan Sarayı’nda 352 bin lira teslim etmiş... Bakanı Zafer Çağlayan diyor ki:
“Büyük bir tuzakla karşı karşıyayız.”
Barış Güler, kasalarca para ile basılmış. Babası Muammer Güler, isyanlarda:
“Karalama kampanyası.”
Minare alınmış bir kere, bir kılıf bulacaklar da... Asıl imam, toptan camiyi götürmüş, onu anlatmak zor işte...

Yedi Kere Yedi
Onu yedirmemmmm!
Bunu yedirmemmm!
Şunu da yedirmemmm!
Çünküüü...
Yalnızca ben yiyeceğimmm...

Hayır İşiymiş
Rıza Sarraf’ın verdiği, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Arslan’ın ayakkabı kutusuna sakladığı milyonlar, imam okulu açmak içinmiş...
Adamları bir rahat bırakmıyorsunuz ki, hayır işlesinler, tıpkı bugün olduğu gibi geleceğin imanlı başbakanlarının yetişmesine vesile olsunlar...

Usta
Haftanın kıssadan hissesi, CHP’li Ali Haydar Öner’den:
“Operasyonda acemiler yakalanmış, ustalar henüz ele geçirilememiştir. Ustalara giden süreç tıkanmaya çalışılmaktadır.”

Savaş ve Tasfiye
Eski Cumhuriyet Savcısı, CHP milletvekili Ömer Süha Aldan, son gelişmeleri “siyasal boyuttaki bir çatışmanın legal yansıması” diye özetliyor:
“AKP koalisyonunun uzunca süren bir bilek güreşi vardı. İki taraf kendi zenginini yarattı, belli bir sermaye birikimi oldu. Onlara göre, daha çok ekonomik gelir elde etmenin yolu, devlete daha çok egemen olmaktan geçiyor. Son yaşananlar, bu pastadan pay alma savaşı. Savaş, ilk sinyallerini İlker Başbuğ’un alınmasıyla verdi, 2011 seçimlerinde cemaatten kaç milletvekili yapılacak pazarlığı ile sürdü, dershane kavgası ile ipler koptu ve koalisyonun bir kanadı çöktü.”
Aldan’a göre, savaş durmayacak:
Bir taraf son derece kontrolsüz. Polis ve savcılar, kamikaze gibi. Hedefleri doğrudan Başbakan. Onun canını acıtacak birtakım yeni gelişmeler beklenmeli.
Başbakan ise, tümüyle hukuku ayaklar altına alan, Türkiye’nin idari yapısını kökten reddeden yöntemlerle karşılık veriyor. Bir suç işlenmişse, soruşturma yaparsınız, işlem yaparsınız, gerekirse meslekten atarsınız. Ama o, ‘Tasfiye edeceğiz’ diyor. Yani, ‘Bunlardan haberdardım, bunlarla birlikte bir şeyleri kotardım, şimdi bunları tasfiye edeceğim’ demeye getiriyor. Anlayacağınız, karşıdevrim çocuklarını yiyor.”
Değmeyin, yesinler birbirlerini...

Büyük Patron
Soruşturmadan sızanlara göre, ne demiş telefonda Ali Ağaoğlu?
“Ben Başbakan’a yaptırdım. Açık ve net söylüyorum. Yapmadınız, yapmadınız, Kadir Bey’e söyledim, olmayınca ben de gittim büyük patrona, o da bakana talimat verdi.”
Başbakan’ın ne yaptırdığını CHP’li Umut Oran, geçen nisan ayında soru önergeleriyle gündeme getirmişti.
Başbakan’ın, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a talimat vererek yaptırdığı iş, İstanbul Bakırköy Kartaltepe Mahallesi 22 pafta 869 ada 35, 36, 88, 93 ve 112 sayılı parsellerle ilgiliydi.
Umut Oran’ın, 1 Nisan 2013 tarihli Erdoğan Bayraktar’a soru önergesi “büyük patronun” yaptırdığı işin ne olduğunu da ortaya koyuyordu:
“İşadamı Ali Ağaoğlu, Veliefendi Hipodromu’nun karşısında bulunan bu araziyi 2011’de satın aldıktan sonra söz konusu 1/5000’lik Nazım İmar Planı’nın değiştirilmesini talep etti mi? İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hangi gerekçeyle bu talebi reddetti?
- Bakanlık olarak buradaki park alanını 26 bin 418 m2’ye indirirken, 47 bin 539 m2 konut alanı ekleme ve ‘Toplam alanın maksimum yüzde 10’u kadar da bir ticaret alanı yapılabilir’ plan notu getirme, önceki planda 2 olan emsal değerini ise 2.5’e çıkarma gerekçeleriniz nedir?
- 64 bin m2’lik inşaat alanını 190 bin m2’ye çıkararak inşaat yoğunluğunda yaklaşık 3 kat artış yapmanızın gerekçesi nedir?
- Arazinin yarıdan fazlası yeşil alan iken 27.3.2012 tarihinde yaptığınız plan değişikliğiyle yeşil alanı yarı yarıya düşürme gerekçeniz nedir?”
Bu sorulara doğru dürüst yanıt verilmemişti. Ta ki, Erdoğan Bayraktar geçen hafta istifa ederken “Ne yaptıysam Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yaptım” diyene kadar...

Yeğen Koruması
Başbakan’ın “koruması” olduğu ileri sürülen yeğeni Ali Erdoğan, Trabzon’da karakol basıp gözaltına alınmış bir öğretmeni suçlamış:
“Başbakan’a hakaret etti, ayakta dikin.”
Hani bıraksalar, hemen orada cezasını verecek...
Öğretmen ne yapmış? İddiaya göre, Recep Tayyip Erdoğan’a yumurta atmış. Karakol amiri ne yapmış? Öğretmeni oturtup ifadesini alıyormuş ki... Yeğenin gözü dönmüş, “Ayağa dikin” diye bas bas bağırıp karakoldakilere küfürle karışık “Öldürürüm” diye tehditler savurmuş.
Sıradan bir yurttaş olsa, anında görevli memura hakaretten ve direnmekten içeri atarlar.
Ama, adalet ve kayırma dönemindeyiz; yeğen amcayı, amca da yeğeni koruyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları