Eğitim Kültürden Kopunca...

23 Mart 2015 Pazartesi

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) yapıldı.
2 milyon 126 bin 684 aday başvurdu.
Sonuç nedir? 575 bin 786 aday (yaklaşık yüzde 25’i) 180 puan barajını aşamayarak ikinci sınava girme hakkını kazanamadı. 145 bin aday ise 140 puan barajını aşamayarak tamamen başarısız oldu.
En düşük puanlar fen sorularında (3.9 puan) ve temel matematik sorularında (5.2 puan) alındı. 40 soru üzerinden alınan bu düşük puanlar neyi gösteriyor?
Bir konuyu “öğrenmek” ile “ezberlemek” arasındaki fark nedir?
ÖĞRENMEK, bir konuyu, nedenlerinden başlayarak süreci kavramak, eklemlenen bilgilerle sonuca ulaşmaktır. Bu yol, öğrenen kişinin “anlamasına” ve süreci “kavramasına” dayanır. Böyle öğrenilen konu unutulmaz ve öğrenen kişinin kültürüne katılır.
EZBERLEMEK, süreci anlamaya gerek kalmadan kalıp bilgileri belleğe yerleştirmektir. Bu bilgiler sorulduğu zaman gene kalıp olarak bellekten çıkarılır. Neden-sonuç ilişkisi sürecini kavramak gerekmez.
Çağın eğitim sistemi bütün gelişmiş ülkelerde “eleştirel düşünmeye dayalı öğrenme”ye dayanır. Öğrenciler bütün eğitim boyunca “Aydınlanma felsefesi” temelinde laik eğitim görürler. Nedensiz hiçbir olguyu kabul etmedikleri gibi, nedeni olmayan sonuçların da yanlış olduğunu bilirler.
Öğrenen” ile “ezberleyen’ öğrencinin farkı özellikle “fen” ve “matematik” gibi akıl-mantık yürütmeye dayalı konularda ortaya çıkar.
Eğitim sisteminizin neye dayandığını bu ölçütlere bakarak anlayabilirsiniz.
Aslında bu sonuçlar sizin toplumunuzun da nasıl davrandığını, olaylar karşısında nasıl hareket ettiğini, yorumlarının neye dayandığını ortaya koyar.

***

Ortaya çıkmış bir kamu yolsuzluğunu ele alalım.
Bir vatandaş topluluğu; “Bakalım, bizim adamımız ne diyor? Onu dinleyelim de öyle karar verelim” diyorsa, bu durum o topluluğun “neden-sonuç ekseni” dışına kaydığını gösterir. Matematik-fen temeli yoktur, ezberlediğini söylemektedir.
Eğer vatandaş topluluğu, olayı öğrendiği zaman “Demek ki bu yolsuzluğu yapmışlar, öyleyse biz adamımıza güvenmeyelim, onun peşinden gitmeyelim” diyorsa, akıl-mantık ekseninde öğrenebiliyor demektir. Matematik-fen temeli vardır.
Seçtiğiniz yetkili kişiler, başbakanlar, cumhurbaşkanları, bakanlar size bir şey söyledikleri zaman, düşünüp taşınıp değerlendirirseniz, akıl-mantık eksenine göre davranmışsınız demektir. Bu da matematik-fen bilgisinin temelidir.
Ama düşünmek yerine “Bizimki ne diyorsa doğru odur” diyorsanız akılmantık ekseni dışında ezberlediğiniz gibi davranıyorsunuz demektir. Matematik- fenden başarısız olursunuz.

***

Olay budur dostlarım.
Görünen köy kılavuz istemez” atasözümüzdür.
Cumhurbaşkanı, “Ergenekon ve Balyoz davalarında aldatıldık” demiş.
Gerçekte aldatılan onlar olmadı, aldatılan bütün bir toplum oldu.
Ama toplum, “madem bu denli aldatıldınız, neden görevi bırakıp gitmediniz ki; aldanmayanlar işbaşına gelsin de adalet yerini bulsun” demedikçe bu ülke daha çok sınıfta kalır.
Şimdi, önümüzdeki seçimlere bakalım...
Bir şey öğrenip öğrenmediğimizi görelim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları