Arif Kızılyalın

Muz Cumhuriyeti Galiba

23 Kasım 2008 Pazar

Ülkenin Başbakan’ı önüne geleni fırçalar... Çiftçisi, işçisi, memuru, gazetecisi, kime denk gelirse, bir de ekler “Benim vatandaşım pompalıyla kedisini korur...”

Ülkenin benzincisi, alır eline tüfeği taşkınlık yapan gencecik taraftarı alnından vurur...

Ülkenin kulüp yöneticisi, işi aile boyu küfüre vardırır “Geçirdik mi” garnitürüyle...

Ülkenin bir başka kulüp yöneticisinin savunma mekanizması ilginçtir: “Seni evinden aldırırım...”, diğer yönetici kız basketbol maçında konuklara küfrederken başkanına yakalanır...

Ülkenin Kulüpler Birliği Başkanı aynı raconu keser: “Sus.. Seni stattan çıkartırım haaa” ...(*)

Ülkenin önemli bir kulübü, konuk ekibe aba altından sopa gösterir demeç yoluyla: “Ne başkanınızı getirin, ne taraftarınızı..”

Ülkenin önemli bir futbolcusu, rakip meslektaşına yenilip yutulmayacak küfrü basar sahada...

Ülkenin ulusal futbolcusu, maç bitiminde rakibini kovalar, yumruklamaya çalışır, tutturamaz...

Sahi nerede bu ülke?

Muz Cumhuriyeti’dir herhalde... Hani şu dünya haritasında yeri belli olmayan bir ülke var ya kesin odur...

Yoksa Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşansa yukarıdakiler, ‘suç’a varan eylemler ki cezasız kalır mı hiç!

Hem aslanlar gibi bir adalet sistemimiz, taraf gözetmeyen güvenlik güçlerimiz, sporda terörü önlemeye ilişkin 5149 sayılı yasamız da var. Hani şu Taksim’de masumane 1 Mayıs kutlamalarında üç-beş çelimsiz öğrenciyle gazetecinin kolunu bacağını kıran, sonra da Güneydoğu’da kafasına molotof atanlar karşısında tam siper yatan polisimiz kesinlikle izin vermez, bu kanunsuzluklara!.. Onların gözünden kaçsa, gücü açık tribündeki üç-beş garibana yeten 5149 sayılı yasanın uygulayıcısı İl Güvenlik Kurul’u basar cezayı başkan, yönetici demeden. Üstelik bu ülkede telefondaki sohbeti bile suç sayıp yazım dünyasının düşünürlerini içeri alan savcılarımız da mevcuttur.. Hadi diyelim, onlar da görmedi ama seçilmiş Türkiye Futbol Federasyonu’nun ‘tarafsız’ (!) GTK (Gözlemciler, Temsilciler Kurulu)’ce verilen rapor doğrultusunda PFDK ( Disiplin Kurulu) faturayı yazar.

Sahi biz nereden söz ediyorduk!

Hapishanede dayakla adam öldürülür, Adalet Bakanı ‘kuru’ bir özürle işi geçiştirir... Babadan kalma kara tren, hızlı trene dönüştürüldüğü için vagon devrilir 30’a yakın yurttaş hayatını kaybeder Ulaştırma Bakanı, “Allah rahmet eylesin”le işten sıyrılır... Gizli devalüasyon yaşanır, Sayın Başbakan “Hamdolsun, kriz teğet geçiyor” der... İstifanın falan lafı olmaz... Hem burası Danimarka, Fransa, İngiltere falan mı ki gitsinler canım!

Sahi Muz Cumhuriyeti ne tarafta bilen var mı?

(*): Vatan’dan İbrahim Seten’in haberine göre...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024
Kimin bayramı? 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları