‘BİJİM APO’

28 Mart 2015 Cumartesi

Yıllardır kimi zaman verilen görev gereği, kimi zaman para karşılığı, kimi zaman kin yüzünden yazıyla, çiziyle, filmle, belgeselle, makaleyle, yayınla, kitapla sinsi sinsi yürütülen toplum mühendisliğinin kurguladığı büyük dümenin usanç verici nağmesi belliydi:
Atatürk diktatördü. Atatürk korkaktı. Atatürk zalimdi. Atatürk soykırımcıydı. Atatürk din düşmanıydı. Atatürk ayyaştı. Atatürk ırkçıydı...
Vardığımız nokta ortadadır. Atatürk’ün kurumlarından bile o ses yükselir oldu:
Bijim Apo.”
Bijim Apo”, Yunanistan’dan Suriye’ye, ABD’den Rusya’ya birçok ülkenin istihbarat servislerinin oyuncağı olmuş. Gelin görün ki; şakşakçılarca “önder” gibi, “özgürlük ve barış simgesi” gibi sunuluyor!
Dahası, Türkiye’nin geleceği sanki İmralı’daki “Bijim Apo” ile Kandil’deki “Bijim Cemil”in elinde biçimlenecekmiş gibi bir sanal ortam yaratılıyor.
Olur mu? Tutar mı? Yer mi?

CHP’yi Dışlama Dolduruşu
Demokrasinin gereği, seçime katılma hakkı kazanmış her partinin oy oranı düzeyinde Meclis’te temsil edilmesini savunuyoruz.
Ancak, haziran seçimlerine doğru birilerinin HDP’nin mutlaka barajı geçmesi için olağanüstü bir çaba içine girmelerine de anlam veremiyoruz.
HDP seçimlerde barajı geçerse nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalınacak?
Ülke, AKP-HDP koalisyonu ya da AKP-MHP koalisyonu seçenekleri arasında sıkışacak.
Dincilik yine esas oğlan olacak yani. Egemenler, hangi etnikçiliğin yardımcı oyuncu olacağını da duruma göre belirleyecekler.
CHP’den oy kaydırmak için yürütülen dolduruşa seçmenlerin dikkat etmeleri gerekiyor.

İttifaklar Çatlarken
“Ben, ben, ben
, özetle yalnızca ben” tutumu, tepeden buyrukçu yetke, üstünde durduğu zemini çatırdatıyor.

Önce, kin duyduğu Cumhuriyet devrimi kazanımlarını yok etmek için ortaklık kurduğu ABD’ye sığınmış Cemaat ile yetki anlaşmazlığına düştü.
Şimdi de “birlikte yürüdük biz bu yollarda” şarkısına eşlik edenlerle kapıştı.
Doğal bir süreç... Kendisini yetkilendirdikçe yalnızlaşıyor. Yalnızlaştıkça hırçınlaşıyor.
Diğerleri de, “Hani bana, hani bana?” diye ağlaşıyor.
İttifaklar çatladı. Bu demektir ki, yeni ittifaklar gözüküyor ufukta.

Dönüşün Nedeni 
Gelişmeleri
yakından izleyen kaynaklar benzer yorumlarda birleşiyorlar:

Çeşitli partilere bilgi ve veri sunan araştırma şirketlerinin çalışmalarına göre, “çözüm süreci” denen şeyle doğru işler yapıldığına toplumun çoğunluğu inanmıyor. Bu konuda, bir toplumsal uzlaşı yaratılamadı. Kamuoyu, süreci kaldırmıyor. Örneğin, Öcalan’ın serbest bırakılmasına karşı.
Ancak toplum, ayrışmanın üstesinden gelinmesini içtenlikle istiyor. Bu ayrışmanın sosyal ve ekonomik yanlarının göz önüne alınmadığı kanısında. Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e tüm ülkede, illerde, ilçelerde ve mahallelerde gerçek bir kaynaşma için gerekli koşullar sağlanmadan kapalı kapılar ardında, hukuka dayanmayan kirli pazarlıklarla birtakım “siyasi” dayatmalar yapılmasından hoşnutsuz.
Recep Sultan Saray, kendisine çok güvenen kitlenin bile bu konuda rahatsız olduğunu biliyor. Seçim öncesi bu duygunun giderek “başkancı” sistem tasarımına zarar vereceğini de gördü. Sürecin kontrolden çıktığının ayırdına vardı. “Bu iş giderek bir iç çatışma ile sonuçlanabilir” diye uyarıldı ve ciddi bir dönüş yaptı. Daha önce yaptığı gibi.
Çünkü, ayağı bir tökezledi mi, siyasi sonunun ne olacağını seziyor.

CHP’nin Kampanyası 
CHP, ekonomik ve toplumsal sorunları ana eksen alarak seçim kampanyasını yürütecek. Demokrasinin yıpratılmasını da sürekli işleme eğiliminde.
Ekonomik ve toplumsal sorun deyince, hiç kuşkusuz, öncelik işsizlik ve sosyal güvencesizlik geliyor.
CHP, iddialı bir sosyal devlet programı ile ortaya çıkacak. Bunun çatısını da daha öncesi seçimlerde de işlediği “aile sigortası” oluşturacak.
CHP’nin hedefi, toplumun en çok ezilen ve refahtan neredeyse hiç pay alamayan yüzde 20-25’lik bölümünün yoksulluk ve dışlanmışlık zincirini kırmak olacak.  

Parsel Parsel  
CHP 
Ankara Milletvekili Levent Gök, yaklaşık 15 yıldır Melih Gökçek’in uygulamalarının peşinde. 

Gök, yaklaşık 15 yıldır “Melih Gökçek parsel parsel Ankara’yı satıyor” dedi, ne oldu? 
Akay kavşağı ihalesinden tutun, Melih Gökçek’in yarım bıraktığı metro ihalesine; sık sık değiştirilen kaldırımlardan tutun CHP’ye oy veren semtlerin otobüs güzergâhlarının değiştirilmesine değin birçok konuda savcılığa sunduğu onlarca suç duyurusunun sonucu belli. 
İçişleri Bakanlığı soruşturma izni vermediği için Melih Gökçek tümünden sıyırdı. Levent Gök diyor ki: 
“Bülent Arınç’ın yaptığı ‘Melih Gökçek Ankara’yı parsel parsel satmıştır’ açıklaması, baraj kapağının patlatması anlamına gelir. Bugüne değin AKP iktidarının himayesinde belediye başkanlığı yapan Melih Gökçek’in yaptığı bütün ihalelerin hangi çıkar ağları ile bağdaştığı ortaya çıkarılmalıdır.” 
Çıkarılır mı? Çıkarılmaz. 
Gökçek’in dediği gibi, “Emir, demiri keser”. 
Bugüne değin emirle yapılan işler hiç faş edilir mi ortaya?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları