Zehir Laboratuvarı!..

30 Mart 2015 Pazartesi

AKP iktidarıyla birlikte madencilik sektörü bir sıçrama yaşadı. Dağlar, taşlar, ormanlar, koylar, öyle ki SİT alanları, özel çevre koruma bölgeleri, hassas alanlar bile madencilere açıldı.
Altıncılar, nikelciler zehir saçtı, mermerciler ve taşocakları işletmecileri, en ilkel yöntemlerle doğaya saldırdı.
Ağır bir yıkıma, vahşi bir yağmaya, talana tanık olduk.
Ne insan sağlığı, ne de doğal yaşam gözetildi.
HES’lerle birlikte madencilik sektörünün yarattığı yıkım, geri döndürülemez zararlara yol açtı. Faturanın parasal karşılığını ölçmek mümkün değil.
Sermayenin, iktidarın kârdan başka düşündüğü yok...
Geçen hafta İzmir’de dünyanın 3. büyük doğal taş fuarının açılışında konuşan Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, mermercilere “doğa katliamcısı” gözüyle bakıldığından yakındı. “Ben sırtıma konulacak ‘hadi aslanım’ diyen bir el dokunmasını beklerken, doğayı katleden olarak görülüyoruz” dedi. “Biz yeni yasalarla rehabilitasyonumuzu da yapacağız” sözleriyle de yaşanan gerçeği itiraf etti.

***

Vahşi madenciliğin en ilkel örneği bugün Gediz havzasında, Çaldağı’nda yaşanıyor.
Halkın, bilim insanlarının uyarı ve tepkilerine karşın nikel işletmesi için başkanlıktan onay alındı.
Projeye imza atmayan AKP’nin eski Çevre Bakanı Osman Pepe’yi koltuğundan eden felaket kapıda.
Şimdiden 300 bin ağaç kesildi. Yaklaşık 1.5 milyon ağaç da sırada.
Sorun, salt ağaç kesimiyle sınırlı değil. Daha büyük bir bela var. Açık maden işletmesinde Afrika’da bile kullanılmayan “sülfürik asit liç yöntemiyle” üretim gerçekleştirilecek.
15 yıl boyunca bu bereketli topraklarda 18 milyon ton sülfürik asit kullanılacak. Günde 8 bin ton civarında nikel cevheri, açık ocak işletmesinde delerek, patlatarak, kazarak çıkarılacak. Yaklaşık her gün, 24 saat boyunca ve her 3 dakikada bir 15 tonluk kamyon dolusu cevher, madenden tesise gönderilecek.
Gediz Havzası’nda çevre felaketi yaşanacak. İnsanlarımızı bekleyen kanser tehdidi için de davetiye çıkarılacak.
Toprak kirlenecek, yeraltı suları, Gediz zehirlenecek.

***

Vahşi madenciliğin en uç örneği... Dünyanın hiçbir yerinde Çaldağı’nda uygulanacak yöntem kullanılmıyor.
Bilim adamları, uzmanlar ve halk uyarıyor. İşletme devreye girerse, bu güzelim coğrafyayı bekleyen tablo şöyle oluşacak:
Gediz vadisi, açık bir kimya laboratuvarına dönüşecek.
Asit buharlaşmaları ve ardından da asit yağmurları nedeniyle Eşme’den Çeşme’ye kadar çok büyük bir alan, ciddi çevre felaketiyle tanışmış olacak.
Dünyanın en büyük asit fabrikalarından birisi, dünyanın en bereketli topraklarından Gediz vadisinin göbeğine kurulacak.
Geriye ise sadece çölleşmiş bir arazi kalacak.
Tarım bitecek, içme suyu bile sorun olacak.
Felaketimiz kapıda...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları