Meclis K-adını Arıyor

24 Nisan 2011 Pazar

Millet Meclisi’nin önemine ayrı bir vurgu yapma gereği duyduğumda şu sözü sıklıkla kullandım:

\n

İlk günlük yazı yazmaya başladığım 1993 yılından bu yana, Türkiye Büyük

\n\n\n

En kötü Meclis bile kapalı bir Meclisten iyidir.

\n

TBMMnin açılış yıldönümünde bu sözü bir kez daha anımsatmış olalım.

\n

Parlamenter sistemin doğuşunun kısa-basit öyküsü şudur:

\n

İngilterede kral, gücü eline geçiren her densiz yönetici gibi halktan toplanan vergilerden oluşan hazineyi istediği şekilde, istediği yerde kullanıyordu.

\n

Bir vergi arttırımı sonrasında halk arasında homurtular başladı. Halk kimi önde gelen temsilcileri aracılığıyla krala haber saldı:

\n

Bizden topladığın paraları nereye harcadığını bilmek istiyoruz.”

\n

Kral bu isteğe karşı çıktı, “Ne hadlerine dedi, bu memleket benim. Benim milletim bana vergi verir, ben de istediğim gibi kullanırım.”

\n

Uzun süren mücadelelerin ardından kral, harcamaların denetimini kabul etmek zorunda kaldı. Böylece bütçe kavramı doğdu. Onu denetlemek için insanlar seçildi. İşte o denetim ortamından parlamento oluştu.

\n

***

\n

Türkiyede Meclis bu denetim işlevini yerine getirebiliyor mu?

\n

Ne yazık ki getiremediği gibi tam tersi bir işlev üstleniyor. Adeta denetleme değil, denetlememe mekanizması haline getirilmiş durumda.

\n

Parlamentonun en temel işlevi olan kanun çıkarma yetkisini hükümete devretmesinin başka bir anlamı olabilir mi?

\n

Meclis, hükümete, sen tıpkı ben çıkarmışım gibi istediğin kadar kararname üret, adı da kanun hükmünde kararname olsun dedi ve şu anda hükümetin elinde böyle bir yetki var.

\n

***

\n

TBMMnin 12 Haziranda oluşacak 24. Döneminin bu konuda daha sorumlu olmasını dileyelim, Meclisle ilgili bir başka güncel tartışmaya geçelim.

\n

Yeni Mecliste geçmiş dönemlere oranla rekor düzeyde kadının yer alacağı öngörüsü var. Listelerdeki dağılıma bakılırsa 550 kişilik Meclisin yaklaşık yüzde 15i kadınlardan oluşacak.

\n

Artış elbette önemli ama, bu rakam pek çok bakımdan yetersiz.

\n

Rakam mühendisi Erol Tuncerin oluşturduğu verilere göre, Türkiyede öğretmenlerin yüzde 44ü, akademisyenlerin yüzde 40ı, eczacıların yüzde 38i, avukatların yüzde 35i, yargıçların yüzde 28i kadın.

\n

Tüm kamu personelinin de yaklaşık yüzde 30u kadın.

\n

1 Mart 1935te TBMMnin 5. Döneminde ilk kez Meclis sıralarına oturan kadın sayısı 18 idi. 399 kişilik Meclisin yüzde 4.5i.

\n

Kadınlar Kurtuluş Savaşının ardından verilen kuruluş savaşı ile birlikte yaşamın her alanında yerini aldı.

\n

Yukarıdaki veriler geldiğimiz noktayı gösteriyor.

\n

Meclisler dünyanın her ülkesinde var. Libyada da Fildişi Sahili’nde de, Yemende de...

\n

Asıl olan niteliği, toplumun tüm kesimlerini temsil etme ölçüsü, temel denetim işlevini yerine getirme başarısı.

\n

Eğer Millet Meclisi, milletin içindeki kadın-erkek dengesini yansıtmıyorsa, adında bir sorun var demektir.

\n

Her şeye rağmen TBMMnin 91. yaşı kutlu olsun...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Seçimden sonra! 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları