Asıl Sorunlara Dokunmadan

25 Nisan 2011 Pazartesi
\n

\n

Partilerin bugünlerde yayımladıkları seçim bildirilerinin bir ortak noktası var.

\n

Bildirilerin hemen hepsi 2023, yani Cumhuriyetin 100. kuruluş yılına ilişkin büyük ölçüde ekonomik önerilerde bulunuyor; uzağı görüyor. Ancak yine partilerin tamamı, genel olarak rejim özel olarak da Kürt sorunu adıyla bilinen soruna bir türlü gelemiyor; yakını görmüyor! Benzer biçimde bozuk olan vergi yapısını da veri alıyor.

\n

***

\n

Cumhuriyetin 100. yılına 12 yıldan fazla bir süre var. Seçimlerin dört yılda bir yapılacağı varsayımıyla 2023, üç seçim sonrası demek.

\n

Genellikle günlük yaşayan ve uzun dönemli sorunları oluruna bırakan siyasal partiler, bu seçimde bir büyük farklılık yaratıyor; üç seçim sonrasıyla ilgili öngörülerde bulunuyor; topluma özellikle ekonomik düşler sunuyor.

\n

Toplam ulusal üretimin ne kadar olacağı; yaratılabilecek ek iş olanağı sayısı; kişi başına gelirin düzeyi ve dışsatımın 2023te ulaşacağı büyüklük, bu öngörülerin eksenini oluşturuyor.

\n

Yalnızca CHP, ek olarak Doğu ve Güneydoğu için demiryolu, madencilik, petrokimya, güneş enerjisi ve şeker sanayisi projeleriyle, bölgesel gelişmeye ayrı bir önem verdiğini kanıtlıyor.

\n

Siyasal partilerin ekonomi konusunda da olsa bu derece uzağı görmeleri olumludur.

\n

Ancak bildirilerde vergi yapısına özellikle dokunulmuyor.

\n

Vergi, ekonomi ile demokrasinin kesişme noktasıdır. Devlet gelirlerinin nerelere harcandığı kadar vergilerin hangi toplum kesimlerinden toplandığı da çok önemlidir. Vergilerin, ödeyenin ekonomik gücüne göre artan oranlı olması, kamu maliyesinin en temel kuralıdır. Bu, aynı zamanda, bugün demokratikleşebilmiş toplumlarda geniş kitlelerin tarih boyunca ağır bedeller ödeyerek verdikleri demokrasi savaşımlarının bir sonucudur.

\n

Türkiyede bu kural çalışmaz; vergilerin yüzde 70e ulaşan bir kısmı, zengin-yoksul ayrımı yapmayan, dolaylı vergilerdir. Buna karşılık, kişilerden ve kurumlardan alınan gelir vergileri yüzde 30larda kalıyor.

\n

Ayrıca bu yüzde 30un, yani toplanabilen gelir vergisinin de yüzde 92 gibi bir bölümü, örneğin memurların ve işçilerin ödediği, yani kaynağında kesilen vergilerdir. Bu konudaki istatistik bilgileri yok denecek düzeydedir. Uzmanlara göre, gelir vergisinin yalnızca yüzde beşi beyanname verenlerin vergilerinden oluşuyor. Kısaca vergi yapısı aşırı oranda bozuktur ve devlet vergileri kimlerin ödediğiyle ilgili bilgileri açıklamaz; kendiliğinden beyan edenleri de, eğer adlarının açıklanmasını isterlerse, vergi rekortmeni diye ödüllendirir!

\n

Vergiyi çok büyük ölçüde sıradan tüketicilerin KDV ve ÖTV olarak verdiği bu dengesiz vergileme yapısının bir sonucu olarak, gelir dağılımında zengin-yoksul farkı çok büyüktür. Üstelik bu farklılık yıllardır daralmıyor; tersine, AKP iktidarı sırasında sıkça değiştirilen verilere göre bile artıyor.

\n

Sermayeyi ürkütmemeyi ortak ilke edinen partilerimiz, vergi yapısındaki bu büyük bozukluğa da yaklaşımların doğası gereği dokunamıyor. Oysa çok sözü edilen gerçek demokrasiye giden yolun taşları hakça bir vergi yapısıyla döşenebiliyor.

\n

***

\n

Geçen hafta bağımsız milletvekili adaylarıyla ilgili olarak yaşanan siyasal bunalım şimdilik çözüme kavuşmuş görünüyor. Sorun, geniş anlamıyla rejim ve bu bağlamda Kürt sorunudur. Olay tüm çıplaklığıyla bir kez daha kanıtlıyor ki Kürt sorunu 2023ün değil, 2011 seçimleri sonrasının gerçek sorunudur.

\n

Ancak, siyasi partiler, seçime giderken bile, her anlamda can alıcı olan bu sorunun çözümü konusunda görüş ve öneri geliştirmiyorlar. Bu ülkede, gerçek demokrasiye, özgürlüğe, eşitliğe ve barışa giden yolun taşları bir türlü döşenemiyor. Oysa asıl uzak görüş, Cumhuriyetin anlamına ve önemine uygun ve 100. yılında ulaşılması için üzerinde çalışılması, görüş ve öneri geliştirilmesi gerekli konu Kürt sorunu olmalıydı. 2023’e sadece ekonomik büyüklüklerle değil, asıl siyasal çözümle nasıl gidileceği açıklık kazanmalıydı.

\n

Siyasetin seçimlerden sonra da dar alanda kısa paslaşmalar biçiminde özetlenebilecek eski özelliğini sürdüreceği görülüyor.

\n

Partilerin vergi ve Kürt sorunundan uzak durmaya çalışmaları, yalnız siyasetin kendisini işlevsizleştirmekle kalmaz; bu konulardaki çözümsüzlük, on yıllardır olduğu gibi, siyasal, ekonomik ve toplumsal alanlarda ağır yıkımlara kaynaklık eder.

\n

Uzağa bakmak, 2023ü görmek, kuşkusuz çok olumludur.

\n

Ancak, uzağa bakıyorum derken hemen öndeki önemli sorunların göz ardı edilmesi, o uzağa bakışı da kolayca anlamsızlaştırır. Giderek ağırlaşan gelir dağılımı bozukluğu ve rejim+Kürt sorunu yok sayılarak sürdürülen siyasetle, ne siyaset istikrara kavuşur ne 2023ün ekonomik hedeflerine ulaşılabilir. Önemli olan hiç olmazsa seçimlere giderken siyasetin asıl büyük sorunları ötelememesi, onlara eğilmesinin sağlanmasıdır.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları