Erinç Yeldan

Anadolu Rönesansı'nın Yıldönümleri

27 Nisan 2011 Çarşamba
\n

\n

Geçen hafta Anadolu devriminin en önemli köşe taşlarından birisinin, 23 Nisan Egemenlik Bayramının yıldönümünü kutladık. Bu ay içerisinde genç Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından bir diğeri ise 17 Nisan 1940 tarihinde kurulmuş olan Köy Enstitüleri idi.

\n

Köy Enstitüleri projesi, okuma yazma oranı yüzde 5i dahi bulmayan Anadolu gerçeğinin kendi tarihini yaratma mücadelesidir desek yanlış olmaz. Tamamen Türkiyeye özgü olan bu eğitim projesini 28 Aralık 1938 tarihinde Milli Eğitim Bakanı olan Hasan Âli Yücel ile dönemin Milli Eğitim Müdürü İsmail Hakkı Tonguç bizzat yönetmişti.

\n

Köy Enstitüleri, geleneksel derse ve kitaba dayalı eğitim yerine, yaşamın pratiği içinde, iş için, iş içinde eğitim ilkesi eğitim anlayışıyla kurulmuştu. Dahası, her Köy Enstitüsünde öğrenciler kendi okullarını ve üretim atölyelerini kendileri inşa ediyor; kendi öğretmenlerini yetiştiriyordu. Öğretmenleri ise gerek öğrencilere, gerekse köylülere pratik tarımsal üretim tekniklerini, okuma yazmayı ve temel bilgileri öğretiyordu. 1940-1946 arasında Köy Enstitülerinde on beş bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve kapatıldığı 1954 yılına kadar 1.308 kadın ve 15.943 erkek toplam 17.251 köy öğretmeni yetiştirilmişti.

\n

Ancak, Köy Enstitüleri, sadece okuma yazma, temel bilgiler ve pratik üretim eğitimi ile değil, aynı zamanda sanat, edebiyat ve müzik eğitimi alanlarında da öncü kurumlar olarak tanınmaktaydı. Öğrenciler, geleneksel saz, keman ve mandolin gibi müzik aletlerini öğrenmekte ve oluşturdukları bandolarda 17 Nisan ve 29 Ekim şenlikleri başta olmak üzere konserler vermekteydi. Hasan Âli Yücel Milli Eğitim Bakanlığı döneminde çok sayıda dünya edebiyat klasiğini Türkçeye tercüme ettirmişti. Köy Enstitüleri öğrencileri her sene 25 tane klasik romanı okumakla yükümlüydü.

\n

***

\n

Köy Enstitüleri, kanımızca Anadolu gençlerinin birer yurttaş olarak gelişimine dört alanda öncülük etmiştir: Birincisi, Köy Enstitülerinde eğitim gören gençler konuşmayı ve kendilerini ifade etmeyi öğrenmişlerdir. Bu konuda çok sık anlatılan bir öyküye göre, İsmail H. Tonguç bir enstitü ziyaretinde öğrencilere sorduğu sorulara yanıt alamaz. Genç öğrenciler utançlarından Tonguçun yüzüne dahi bakamazlar. Bunun üzerine Tonguç şu yorumda bulunur: Anadolu köylüsü 600 yıldır susturuldu. Bundan böyle bu öğrencilerimize sadece matematik ve fen ilimlerini değil, aynı zamanda konuşmayı da öğretmeliyiz”.

\n

Köy Enstitüsü öğrencilerinin ikinci kazanımı haklarını arama kararlılıklarıdır. Alev Coşkunun bize aktardıklarına göre, öğrenciler, öğretmenleri ve yöneticileri ile birlikte her cumartesi günü toplanmakta; karşılıklı olarak şikâyetlerini bildirmekte ve açık eleştiri ve özeleştiri ortamında demokratik hak arama bilinci geliştirmekteydiler.(*) 1940ların baskıcı ortamında verilen bu demokrasi sınavı, gerici, karşıdevrimci çevreler tarafından komünistlik öğretiliyor propagandası yayılarak engellenmek istenmiş ve bu mücadele enstitülerin kapatıldığı 1954 yılına kadar sürmüştür.

\n

Köy Enstitülerinin üçüncü kazanımı laik ve çağdaş eğitim anlayışını Anadolu insanına tanıtmasıdır. Bilimsel kuşkuculuk, öğretileni sorgulamak, sanat, edebiyat ve müziğe yakın ilgi Köy Enstitülerinin ana eğitim felsefesini oluşturmaktaydı. Ama daha da önemlisi, (dördüncü olarak) Köy Enstitülerinde kız ve erkek öğrenciler bir arada karma eğitim yapıyor ve birlikte okuyor, birlikte çalışıyor ve birlikte üretiyordu.

\n

Kadın erkek eşitliği ve yurttaşlık bilincinin temellerinin atıldığı Köy Enstitüleri kısa zamanda büyük toprak sahiplerinin, ağaların ve Cumhuriyet Türkiyesi’nin karşıdevrimcilerinin ortak düşmanı haline geldi. Komünizm tehdidi”, “Din elden gidiyor”, “Halkımız din eğitimi alabilecek imam ararken gençlerimiz komünistlik öğreniyor türünden gerici propagandalar, Türkiyenin NATO üyeliği ve Marshall yardımı aracılığıyla Amerikan emperyalizminin güdümüne girdiği yıllarda Köy Enstitüleri büyük bir karşı saldırıyla karşılaştı. Nitekim, köy ağaları bir yandan kırsal kesimde kendi egemenliklerinin sonu olabilecek Köy Enstitüsü eğitim sistemine karşı çıkarken bir yandan da ABD, Türkiyeye sağladığı mali destek karşılığında beş yıllık kalkınma planları ve Köy Enstitülerileri gibi Sovyet sistemine benzer uygulamaların kaldırılmasını talep etmekteydi.

\n

Karşıdevrimci muhalefetin saldırılarının yükselmesiyle birlikte 1947de Köy Enstitülerinin müfredatları değiştirildi ve sonunda da 1954 yılında Milli Eğitim Bakanı Şemsettin Sirer tarafından kapatıldı. İsmet İnönü, CHP oy kaybediyor kaygısıyla bu gelişmelere sessiz kaldı.

\n

***

\n

Köy Enstitülerinin tarihçesi, özellikle genç okurlarımız için geçmişte kalmış, nostaljik bir proje olarak görünebilir. Oysa, bu proje çok sayıda akademik araştırmaya konu olmuş, tüm dünya eğitim yazınında büyük ilgi uyandırmış bir ulusal yurttaşlık projesinin atıldığı çok önemli bir adımdır. Köy Enstitüleri, Anadolu ihtilalinin ve yarım bıraktırılmış Anadolu Rönesansı’nın son derece önemli bir mihenk taşıdır.

\n

Nice 17 Nisanlara...

\n

_________________________

\n

(*) Alev Coşkun, Hasan Âli Yücel, Aydınlanma Devrimcisi, Cumhuriyet Kitapları, Nisan 2007.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları