Memleket Sevdası Kaç Para?

27 Nisan 2011 Çarşamba
\n\n\n

Tunus devrik lideri Zeynel Bin Aliden alınan son haber, kuşkusuz sizi de gülümseten bir sahneydi. Yaşlı ve sarsak diktatör, ailesiyle birlikte ülkesinden kaçmak üzereydi. Tüm uçuşların iptal edildiği havaalanında, siyah bir Mercedes diktatör ve avenesini aprondaki tek uçağın dibine kadar taşıdı. Zeynel Bin Ali elinde tuttuğu siyah Bond çantaya, Emniyet Müdürü Ali Şeriati de onun koluna sıkı sıkı yapışmış, ağlayıp zırlayan diktatörü merdivenlerden çıkarmaya çalışıyordu. Zeynel Bin Ali, Bırakın beni, memleketimde ölmek istiyorum! narasıyla debelenmeye başlayınca, eşi Leyla tarafından Bin uçağa gerizekâlı, hayatım senin ahmaklığına katlanmakla geçti! diye azarlandı.

\n

Size öykü tadında aktardığım bu sahnede, dikkatinizi çekmek istediğim bir öğe var. Zeynel Bin Ali, yaşamının kuşkusuz en zor, çünkü zirveden çukura düştüğü, 23 yıl hükmettiği mülkten hırsız gibi kaçtığı, toprağına son kez ayak bastığı anda, apansız bir yurt sevdasıyla geri dönmeye, memleketinde ölmeye kalkıyor. Ama ölümü göze alarak karar verdiği bu fedakârlık anında bile, sıkı sıkı yapıştığı siyah çantayı bırakmıyor elinden

\n

Ne var o çantada? Elbette para.

\n

İster despot olsun, ister demokrat, büyük hırsızların hırsını ve çalıntısını taşıyan renk, siyahtır, sevgili okurlar. Siyah arabalara binerler, siyah çantalar taşırlar. Siyah, büyük ganimeti küçük ganimetten ayıran ciddiyetin, voleyi vurana helal olsun dedirten meşruiyetin rengidir. Az paranın rengi de vardır, kokusu da çıkar zaten. Ama kallavi paranın kokusu yoktur, rengi de tektir: Siyah.

\n

Dünyanın hiçbir ülkesinde, hatta çok renkli Afrikada bile, kalıplı bir zengin ya da politikacıyı, siyahtan başka renk bir arabada taşınırken, mavi, yeşil, sarı Bond çanta taşırken göremezsiniz. Oysa hiçbir ülkenin bayrağı ya da büyük ölçekli şirketlerin logosu siyah değildir. Neden? Çünkü korsanlığın ve anarşizmin bayrağı, faşizmin sembolüdür siyah. Yani zorbalığın.

\n

Devlet olsun, ticaret olsun, bütün büyük voleler doğrudan ya da dolaylı zorla halkların sırtından vurulduğundan, sözde yasal toplanan devasa kazanç sahipleriyle büyük hırsızlar, işte bu zorbalık ciddiyetinde buluşur ve mallarını getirip götürmekte siyah araçlar kullanırlar.

\n

Büyük hırsızlar, meşruiyet yitiminden sonra bile mutlaka sığınacak bir ganimet ini, kendilerine kucak açacak hırsızları bulurlar. Zeynel Bin Ali de kendisi kadar yolsuzların diyarı Suudi Arabistanda sığınak buldu, Medineye yerleşti. Çok yakışır.

\n

Kanını emip emdirdiği Tunusun yeni yönetimi ise Zeynel Bin Ali ve korkunç karısı Leylanın başı çektiği Trabelsi sülalesinin 23 yıl boyunca yaptığı talanın hesabını çıkarmaya çalışıyor. Ülkede bu iş için bir Ulusal Yolsuzluk Araştırma Komisyonu kuruldu. Bin Ali ve ailesinin yurtdışına aktardıkları nakit paranın 5 milyar, mal varlığının 7 ila 10 milyar dolar olduğu hesaplanıyor. Bu ganimetin büyük bölümü, Dubai ve Beyrut bankalarında. Ama Katar, Malta, Bahamas ve İsviçre bankalarında da var. Ailenin ayrıca Fransa ve Kanadada sayısız gayrimenkulleri, Güney Amerikada da arazileri bulunuyor. Tunusun toplam dış borcunun 5 milyar dolar olduğu düşünülürse, Zeynel Bin Aliyi kaçar ayak tutan memleket sevdasının kaynağı da anlaşılır.

\n

Fransız Le Monde gazetesinin bir haberine göre, Tunustaki yeni yönetim, Trabelsilerin yurtdışındaki mal varlığını geri almak için gerekli girişimleri başlatıyor. Yurtiçindeki servetine el konuldu, envanteri çıkartılıyor.

\n

Yolsuzluk Araştırma Komisyonu müfettişlerinin, devrik despotun Sidi Bou Saiddeki sarayından, televizyon kameraları önünde çıkardıkları 25 milyon Avroluk nakite bakılırsa Arapça mülk boşuna mı devlet demek? Zeynel Bin Ali, ganimeti siyah Mercedes ve siyah Bond çantaya sığmayan mülkünde ölmek istemiş, anlaşılan.

\n

Devleti kendi mülkü sayıp, memleket soyan her sülalenin, kalıbımı basarım, aynı dış bankalarda hesapları vardır!

\n\n\n

‘G’ NOKTASI

\n\n\n

Abdülfettah Amor başkanlığındaki Tunus Yolsuzluk Araştırma Komisyonu, Zeynel Bin Alinin Sidi Bou Saiddeki sarayında bulunan nakit ve altın para ile değerli mücevheratı tam dört günde saydı. Fransız, İtalyan ve Avusturya eski altın paralarıyla mücevherat LV valizler içinde, 2.10 metre uzunluk ve 2 metre derinliğinde çelik kasalara konulmuş, dolar, Avro ve dinar tomarları yapay kitaplıkların gizli bölmelerine saklanmış ve hatta perde kıvrımlarının arasına dikilmişti.

\n

Kartaca Sarayında ise bambaşka bir mal, 2.5 kilo esrar ele geçirildi. Zeynel Bin Alinin erkek kardeşi Monsef Bin Ali, 1992 yılında Fransada uyuşturucu kaçakçılığından gıyabında hüküm giymiş ve 1996 yılında, Tunusta ölü bulunmuştu. Ülkenin yeni adalet bakanlığı, uyuşturucu ticaretinde Zeynel Bin Alinin kardeşinden boşalan baba koltuğunu doldurduğunu düşünüyor. Devrik despot hakkında bu ay, uyuşturucu bulundurmak ve ticaretinden 18 ayrı suç duyurusu yapıldı.

\n\n\n

Para, gübreye benzer. Toprağa karışmazsa hiç bir işe yaramaz.

\n

FRANCIS BACON (1625)

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kıyamete hazırlık 14 Nisan 2024
Kibir ve kir 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları