Sevinç-Kahır; Umut-Utanç...

28 Nisan 2011 Perşembe
\n

\t

\n

Öylesine şiddetli yaşıyoruz ki yaşadıklarımızı Ölümler, acılar, kahırlar arasında tutunacak dallar arayarak, bir uçtan ötekine savrularak Sevinçle kahır, umutla utanç arasında gidip gelerek

\n

Kucaklaşma fırtınası

\n

Hafta sonu TÜYAP İzmir Kitap Fuarının son günleri muhteşemdi. Cumhuriyet Kitap Standının önünü görmeliydiniz. En çok Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve İlhan Taşcının kitapları için kuyruğa girdi millet.

\n

İzmirin aydınlık okurlarla kucaklaşmamda ise sohbeti, imzayı tamamlayan hep Balbaya yollanan sevgi mesajlarıydı.

\n

Sevgili Balbay, hücren İzmirlilerin yolladığı ışıkla yıkanıyordur şimdilerde, ama ben yine de gün ışığına çıkmanı sabırsızlıkla bekliyorum. Düşüncelerinden, yazdıklarından dolayı kimsenin hücrelere kapatılmayacağı günleri bekliyorum

\n

İzmirden dönüş uçağımda fuarın bu yılki onur konuğu için TÜYAPın yayımladığı, Enver Ercanın hazırladığıBir Hayatın Şiiri: Refik Durbaş kitabını okuyordum. Hayatta en sevdiğim şairlerden olan Refik Durbaş beni öyle bir uçurdu ki, uçak İstanbula indi ben hâlâ bulutların üzerindeyim

\n

Taksim-Sarıyer öpücükleri

\n

Haftanın en muhteşem protesto eylemi hiç kuşkusuz Taksim-Sarıyer otobüs hattında yaşandı. Şu gençler harika!

\n

Anımsayacaksınız, birbirine sarılmış genç bir çifte, İETT şoförü İnin lan arabadan! Burası seks yapma yeri değil diye meydan okumuş, tehdit ve taciz etmişti. Olaya müdahale etmek isteyen bir başka genç de yumruklanmıştı (Devleti yönetenler, protesto edenlerin karşısına ben de 10 bin öğrenci çıkarırım, yok şu kadar bozkurt çıkarırım diye gençleri birbirine kırdırırlarsa, elbet şoförü de böyle olur…)

\n

Sarılma yasağını, tehdit, hakaret, taciz ve baskıyı protesto etmek için bir avuç genç en barışçı protesto eylemini gerçekleştirdi. İnternetten örgütlendiler. Taksimden Sarıyere hareket eden otobüse binen çiftler, bol bol öpüştüler! Sonra Gümüşsuyunda ilk durakta indiler!

\n

İyi ki indiler, bakarsınız onlara da panzerler, gaz bombaları, coplar sallayabilirdi güvenlik güçleri ve de hükümet!

\n

‘Allahüekber’le kesilen başlar

\n

İzliyorsunuz değil mi! Kahroluyorsunuz değil mi!

\n

Allahüekber diyerek işe giriştiler. İnsanlık Anıtı”nı insana utanç veren, kahreden bir iştahla parçalıyorlar. Bir bütünün iki parçası olan, Mehmet Aksoyun Çocuklarım dediği heykellerin birinin başını keserek başladılar.

\n

İnadım inat, dediğim dedik yüzünden

\n

Mehmet Aksoyun söylediği her sözcük, bir daha asla beni terk etmeyecek biçimde içime yerleşiyor. Yıkıcılara, yok edicilere karşı kinimi, öfkemi, nefretimi biliyor

\n

Utanç duyuyorum, hem yıktıranlardan hem de bu yıkım karşısında sessiz kalabilenlerden! Susanlar, sessiz kalanlar hiç utanmaz mı diye şaşıyorum. Hani her fırsatta TVlerde, basın da demeçler veren hak hukçu başıları neredesiniz!

\n

Hadi Bedri Baykamın bıçaklanmasına ses çıkarmadınız, Erdoğana karşı diye içinizden oh olsun bile dediniz, bu Talibanizme de mi susacaksınız!

\n

Bu akşam: Ferzan’ın gecesi

\n

Bu akşam, Maggip Musicale Fiorentino (kısaca Floransa Baharı) Festivali’nin açılışı var! Açılış Verdinin Aida operasıyla Eseri sahneye koyan Ferzan Özpetek!

\n

Sinema dünyasının en büyüklerine nasip olmuştur opera sahnelemek (Viscontileri, Zefirellileri düşünün ) Şimdi sıra Ferzan Özpetekte. Eseri ünlü şef Zubin Mehta yönetiyor. Zubin Mehta, festival öncesindeki basın toplantısında Ferzanın şancıları”, “oyuncuya da dönüştürdüğünü vurguluyordu.

\n

Ferzan Özpetekle konuşuyorum telefonda. Bu ilk operası. Heyecanlı mı? “Değilim sanıyordum ama dün gece hiç uyuyamadım diyor. Görkemli değil yalın bir Aida gerçekleştirdiğini söylüyor. (Devamı, yarınki yazımda...)

\n

Merak mı ettiniz? Ben meraktan ve heyecandan ölüyorum. O nedenle bugün Floransaya uçuyorum!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları