Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Emek, En Yüce Değerdir...
Bilişim toplumuna geçişle birlikte, popüler tartışmalarda “bilgi gücü”, “emek gücü”nün önüne geçmişti. Hatta evrensel
\n\n\nolarak kullanılan “emek en yüce değerdir” sözünün yerini, “bilgi en yüce değerdir” sözü almaya başlamıştı.
\nİkilem bugün de devam ediyor. Belki bir münazara konusu bile yapılabilir. Böyle bir tartışmada ben önceliği emeğe veririm. Zira bilgiye ulaşmak da özünde emek ister.
\nBilgi meyveyse, emek ağaç ve toprak.
\nBu, elbette bilginin önemini küçümsemek anlamına gelmiyor. Bugünkü dünyada bilgi, toplumları ileri götüren başlıca motor güç. Öyle bir güç ki baş döndürücü bir hızla yol alıyor. Bugün yeryüzünde insanoğlunun ürettiği bilgi her 6 yılda bir ikiye katlanıyor. Tıpta ise 4-5 yılda bir.
\n***
\nAncak bilgi toplumu olabilmenin yolu çok bilgiye sahip olmak değil. Bilgiyi kullanabilmek, geliştirebilmek.
\nNasıl ki, yediğimiz kadar değil sindirdiğimiz kadar besleniyorsak; sahip olduğumuz bilgiler kadar değil, kullanıp geliştirebildiğimiz bilgiler kadar donanımlıyız.
\nBuna Türkiye’den ve dünyadan güncel örnekler verebiliriz.
\nYGS skandalı 1 milyon 700 bin öğrenciyi etkiledi. Üniversite yaşamına hazırlanan gençler aynı zamanda bilgi çağının kuşağı. Skandaldan sonra bilgisayar ortamında iletişim kurdular, bilgi alıp, bilgi verdiler. Ortak eylem yapma kararı aldılar. Sonuçta Başbakan’ın bile şifrelerini bozan ortak sesler üretmeyi başardılar.
\nOrtadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan toplumsal dalgalanmanın merkezi de yine sosyal paylaşım siteleri. Bilgi ile ortak eylem kararı birleşince ortaya önceki yıllarda görülmeyen yepyeni güç merkezleri çıktı.
\nYeni güç merkezlerinin ne kadar bilinçli kullanıldığı, ne kadar yönlendirildiği ayrı bir tartışma konusu. Ancak şu gerçek ki; bilgi toplumu ile birlikte ortaya bilgi-emek karışımından oluşan yeni davranış biçimleri çıkıyor.
\nBelki de çağımızın giderek daha kabul edilemez hale gelen refah paylaşımı dengesizliğine bu noktalardan müdahale edilecek. Çünkü üretilen refahın artması dünyanın daha yaşanır hale geldiğini göstermiyor. Hatta bugün tam tersine giden bir grafik var.
\nZengin Kuzey ülkeleri dünyadaki refahın yüzde 85’ini elinde tutuyor. Güney yarımküreye yüzde 15 kalıyor. Bu oran 1990’larda 75’e 25, 1980’lerde 70’e 30, 1970’lerde 60’a 40’tı.
\n***
\nTürkiye’ye, iktidarın emeğe bakışına gelirsek; kötü dönemlerimizden birini yaşıyoruz.
\nHer şeyden önce hükümetin emeğe saygısı yok. Başkentin merkezinde bir kilometre yarıçapında bir daire çizin, devlet katında aynı işi yapan ama, maaşları birbirinden çok farklı 5 ayrı çalışan grubu bulursunuz.
\nBu farklılıkların üzerine bir de sözleşmeli personel uygulaması eklendi. Sözleşmeli personel, adı üzerinde kadrosu olmayan, her yıl sözleşmesinin uzatılmasıyla görev yapan kişi. Sözleşmeyi kim uzatacak?
\nHükümet.
\nBu fiili olarak devlet memuru kavramının yerine “hükümet memuru” kavramını koymak anlamına gelir. Ekonominin çok iyi gittiğini söyleyip devlet memurlarını güvencesiz, daha düşük maaşla hükümet memuru haline getirmek, her şeyden önce insana, insan emeğine saygısızlık.
\nEmek yelpazesinde geniş bir tur attık.
\n1 Mayıs, emeğin bayramı kutlu olsun.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
- Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ne zaman görüşecek?
- Davutoğlu'ndan yanıt
- Kırmızı ete yüzde 40 zam! Yurttaş isyan etti
- Erdoğan ıstakoz sevdalısı AKP'lileri unuttu
- Sancaktepe Belediyesi'nin lüks makam katı pes dedirtti!
- Başarır'dan tutuklanan Kepez Belediye Başkanına ziyaret
- Bahçeli önce 'yeni anayasa' için çağrı yaptı
- KULLANMAYA MECBUR BIRAKILDIK
En Çok Okunan Haberler
- Erdoğan ‘Kent Lokantası’na inanmadı
- Saldırı sonrası İran'dan ilk açıklama
- Altından yeni rekor!
- 'Ben artık Fenerbahçeli değilim'
- AKP'de 'Rolex' kazası: Paylaştı, sildi
- Karaköy sahiline havuz!
- Gaziosmanpaşa'da toprak kayması!
- Erdoğan’dan flaş İsrail-İran açıklaması
- İzmir'de deprem!
- 'Nezaketsiz, pervasız, iftira dolu...'