Kılıçdaroğlu'nun Ekranla İmtihanı

05 Mayıs 2011 Perşembe
\n

Televizyon ekranı bir aynadır:

\n

Programdaki kişinin özelliklerini yansıtır.

\n

Aslında kısa süreli görüntüler, fotoğraflar, yanıltıcı da olabilir:

\n

Üzerinde oynanmış görüntüler ya da çok kısa süren spontane tutum ve davranışlar kimi zaman çirkinlikleri, kusurları, kimi zaman da güzellikleri, erdemleri abartabilir!

\n

Ama uzunca bir söyleşi programında, hele hele bir kişiye, bir lidere, bir veya birden çok medya mensubu soru yöneltiyorsa, o kişinin tüm özellikleri ekrana yansır.

\n

***

\n

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlunu gerek NTVde, gerekse CNN TÜRKte, soruları yanıtlarken izledim:

\n

İlginç bir lider portresi çiziyordu Kılıçdaroğlu.

\n

***

\n

Siyasal liderler genellikle karizmatikbir portre çizmeye özen gösterirler.

\n

Liderin karizmatiközelliklerine, gelişmiş demokrasilerde daha az, gelişmemiş toplumlarda daha çok önem verilir.

\n

Çünkü gelişmiş toplumlarda, halk, seçmen, kendi sorunlarına kendisi sahip çıkar

\n

Liderden beklediği, bu sorunların çözümünde halkın eğilimlerini temsil etmesidir.

\n

Oysa gelişmemiş toplumlarda, halk, sorunların çözümünü büyük ölçüde liderden, onun bilgi ve becerisinden, üstün niteliklerinden yani karizmasındanbekler.

\n

Aslında çok genel hatlarıyla, toplumların gelişmişlik katsayısının, liderlerden beklenen karizmadüzeyini belirlediğini söyleyebiliriz:

\n

Bir ülke ne denli gelişmişse, demokrasisi ne denli etkin bir biçimde işliyorsa, seçmenler politikacıları ne denli denetliyorsa, liderden beklenen karizmada o denli düşük olur.

\n

Buna karşılık bir toplum ne denli azgelişmişse, demokrasisi ne denli kusurluysa, seçmenlerin politikacılar üzerindeki denetimi ne denli düşükse, liderden beklenen karizmada o denli yüksek olur.

\n

***

\n

Türkiyenin bugün ulaştığı yarı gelişmişlik düzeyinde kurtarıcıyani karizmatik liderlere artık gereksinmesi olduğunu düşünmüyorum.

\n

Seçmen bilinci, halkın demokrasiye katılımı ve politikacıları denetleme refleksi tam bir eşiğe erişmiştir gibi geliyor bana:

\n

Azgelişmişlikten, gelişmişliğe geçiş eşiğidir bu eşik.

\n

Türkiye bugünlerde, demokrasisini biraz daha iyi işletebilirse, azgelişmişlik düzeyini, kusurlu demokrasisini aşacak, hepimizin özlediği gerçek bir özgürlükçü demokrasiye doğru adım atabilecektir.

\n

Tam bu noktada ülkenin, Ben, ben, ben…” diye gürleyen, Benim valim, benim bakanım, benim milletvekilim…” söylemiyle kendisini siyasetin eksenine ve tepesine oturtan, öfkeli, otoriter hatta totaliter, korku salan bir liderden çok, mütevazı, sakin, demokrat, güven veren bir lidere gereksinme duyduğu kanısındayım.

\n

***

\n

İşte Kemal Kılıçdaroğlu, televizyonlardaki görüntüsüyle, demokrasiye inanan, kendi kişiliğini de demokratilkeler çerçevesinde oluşturmuş ve geliştirmiş gerçek, (sahih) bir demokrat lider portresi çiziyor.

\n

Yıllar boyunca, tanıdığım, birlikte çalıştığım, dostluk ettiğim liderler arasında gerçekten demokratbir kişilik sahibi olarak Erdal İnönüyü gördüm.

\n

Şimdi Kılıçdaroğlunun ekrandaki performansına bakınca, bir ölçüde Erdal İnönüyü anımsıyorum.

\n

En aykırı sorular karşısında bile sükûnetini bozmaması, en haksız saldırıları bile soğukkanlı biçimde karşılaması, bütün eleştirilere, mantıklı, düzgün, ikna edici yanıtlar vermesi, efendiliği, Gerçekten demokrat bir lider”, klasik siyasetçi tabiriyle Bir halk adamıimajı yaratıyor.

\n

Tabii bu imaj, başarılı olması için yeterli mi; o ayrı bir konu.

\n

Ama ana muhalefet partisi lideri olarak bu imajıyla, Başbakan Erdoğanın öfkeli, tepeden bakan, azarlayıcı ve ben merkezci imajına karşı bir antitez oluşturduğu ve Türkiyedeki demokrasinin gelişmesine katkıda bulunacağı muhakkak.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları