İzmirlik Aday!..

10 Nisan 2015 Cuma

Tam yerine düştü! AKP’nin cumhuriyet tarihinde görülmedik biçimde ülkede yarattığı çevre ve doğa yağmasından etkilenen, buna karşı duyarlılık ve tepkisiyle öne çıkan Ege’nin kalbinden, İzmir’den aday oldu.
İşi zor Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun.
Öyle ithal aday olmasından, paraşütle 1. bölge 1. sırada partisinin vitrinine konmasından değil. Kabinede bakan olarak uygulamalarından, imzalarından.
Nihayetinde EMO ve çevreci örgütler tarafından “çevre düşmanı” ilan edilmiş bir isim.
Hiçbir orman alanını işgal ettirmedik” diyebilen bakanın, ormanlarda, doğal yaşam alanlarında, özel çevre koruma bölgelerinde, SİT’lerdeki yağmada, talanda imzası var.
Dereleri, çayları kurutan HES’lerde; dağları, vadileri delik deşik eden, kemiren maden işletmelerinde, taşocaklarında onayı var.
Görevi koruma değil, yok etme adeta.
Yüz binlerce ağaç kesildi orman bakanıyken.
Ormanların yüzde 60’ını madencilere peşkeş çekti.
Kendinden önce AKP’li bakan Osman Pepe’nin imzalamadığı ve koltuğundan olduğu Turgutlu Çaldağı’nda dünyanın en ilkel, zehir saçan nikel işletmesine “evet” dedi. 300 bin ağacın kesilmesine yol verdi.
O işletme ki, zaten büyük bir kirlilik yükünü taşıyan Gediz Nehri’ni zehir kanalına dönüştürecek, 4 milyar dolarlık tarımsal üretim gerçekleştiren Gediz Havzası’nı kurutacak.
2010 yılında yaptığı açıklamada, güya 31 Aralık 2012’de Gediz’den balık tutacaktı.
Sonradan çark etti, “Gediz’i kurtarmak bizim görevimiz değil” sözüyle manşetlere geçti.

***

Milyonlarca ağaç dikildiği yalanını ortaya atıyor.
Oysa Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü liderliğinde Google, BM Çevre Programı, BM Küresel Çevre Programı ve 40’tan fazla ortağın bulunduğu bir konsorsiyum, tersini söylüyor.
Uydu verilerinin Küresel Orman Takip ve Uyarı Sistemine göre AKP döneminde Türkiye, Konya ilinin büyüklüğünde ormanlarını kaybetti...
Türkiye’nin denizleri, suları kirleniyor. Kuruyan, kurutulan göller var.
Akarsular, dereler ranta dönüştürülüyor.
Karadeniz’in doğası, güzelliği, HES’lerle yok ediliyor.
Oksijen deposu Kazdağları, altın işletmelerinin tehdidi altında.

***

Dönelim İzmir’e...
Dünyanın en eski sağlık merkezi Allianoi’yi göz göre göre çamura, suya gömdü Eroğlu. Ardından bu 2 bin yıllık tarih ve kültür mirası için ne söyledi anımsar mısınız:
Allianoi diye bir yer yok, orası Paşa Ilıcası diye bilinen bir hamamdır...”
Demek Allianoi diye bir yer yok; çok yolsuzluk, bol yağma var anlaşılan.
Halkın değil, sermayenin yanında Eroğlu.
Barajlar kralı” olduğunu söylüyordu. İzmir’in tepesinde Efemçukuru’nda altın işletmesi çalışsın diye yarımadanın içme suyu gereksinimini karşılayacak Çamlı Barajı’na izin vermedi.
Barajı yapacak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni sürekli engelledi.
Kemalpaşa Lojistik Köy için Ansızca ve Yenmiş köylerinde 100 binin üzerinde zeytin ve kiraz ağacının kesildiğini unutmadık. Erozyon yüzünden ağaçlandırılması gerekirken Kemalpaşa Akalan köyüne taşocağı ve Karşıyaka’nın dibinde, yargının iptal ettiği Arapdağı maden işletme ruhsatını da...
Karaburun Yarımadası’nda özel şirketlere, RES’lere tahsis edilen ormanlık alanları geçmeyeyim.
İzmir’in kucağına hoş geldin Eroğlu!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları