Öztin Akgüç

Çizmeyi Aşmak

12 Haziran 2011 Pazar
\n

\n

Seçim yasakları gereği, iç siyasetle ilgili ya da siyasal tercihleri etkilemeye yönelik ekonomi konulu bir yazı yayımlanamayacağından, çizmeyi aşarak, müzik konusunda görüşlerimi yazmaya çalışacağım. Müzik konusunda bilgi ve kültürü yetersiz, kulağı sağır denecek kadar zayıf, yeteneksiz birinin yazı yazmaya kalkışması, gerçekten çizmeyi aşmaktır. Nasıl nitelendirilirse nitelendirilsin, seçim yasağının da ardına sığınarak çizmeyi aşacağım.

\n

Müzik gerçekten yaşama değer katmakta, yaşam kalitesini yükseltmektedir. Müzik zaman zaman duygulandırır, zaman zaman cesaretlendirir; savaşım gücünü, hatta düşünme yetisini arttırır. Müzik, etkileri nedeniyle bir tedavi aracı olarak da kullanılmaktadır. Sesin olumlu etkisi olduğu gibi, bazen kulağa hoş gelmeyen sesler insanı delirtebilir. Ses bir işkence aleti olarak da kullanılabilir. Bu nedenle müzik konusunda bir ayrım yapmak gerekir.

\n

İyi bir TV izleyicisi değilim, ancak önde gelen TV kanallarının sürekli, ciddi bir müzik programı, hatta yayını olmadığını biliyorum. Hemen herkes yaşamda müziğin yerini vurguluyor. Atatürkten esinlenerek Yaşam musikidir diyor, ama müziğe gereken özeni ve önemi de vermiyor.

\n

***

\n

Bu eksikliği uzun yıllar TRT gidermiş, bir okul gibi toplumsal görev yapmıştır. Ancak TRTnin son yıllarda bu işlevini de giderek yitirmekte olduğunu gözlüyoruz. Gerçi TRT, TVdeki müzik kanalı Radyo III, Radyo IV, TRT Nağme ile ağırlıklı müzik yayını yapıyor, ama yayın ve programların da dengeli ve kaliteli olması gerekiyor. Bu ülkede arabesk, pop, hafif Türk müziği dinleyicileri olduğu gibi, klasik Batı, klasik Türk müziği dinleyicileri de yaygın olmasa da vardır. İzleyebildiğim kadarıyla klasik Batı müziği, klasik Türk müziği yayınları göreceli olarak azalmaktadır.

\n

Yakın bir geçmişe kadar Hasan Eylen, Hasan Esen, Mustafa Erses yönetiminde klasik Türk müziği konserleri TRTnin TV kanallarında yayımlanır ve bu konserler belli aralıklarla da yinelenirdi. Son zamanlarda bu tür klasik Türk müziği konserleri programlarda yer almıyor, ya süreleri kısaltıldı veya saatleri değiştirildi, izlenemiyor.

\n

***

\n

Yine geçmişte TRT yayınlarında müzik terimleri, makamlar konusunda dinleyicilere bilgi verilir, hatta bu konuda vatandaşın bilgisi de ölçülürdü. Perde, taksim, fasıl gibi günlük dilimizde de kullanılan; fakat müzikte farklı anlamları olan terimler halkımıza sorulur; halkımızın insanı gülümseten aslında yeise düşürecek yanıtları da yayımlanırdı, yine de izleyicilere terimler öğretilirdi.

\n

Bir süre önce ses sanatçısı Neşe Dursunun bestekârların da tanıtıldığı müzik programı yayımlanıyordu. Bu programa da herhalde son verildi. Bu tür programlar geliştirilebilir, bestekârlarımız eserleri ile birlikte tanıtılabilir. Yalnız romantik dönem olarak nitelendirilen yakın dönemin bestekârları değil, klasik Türk müziğinin gelişmesine katkıda bulunan büyük ustalara da yer verilebilir. Sanıyorum Itri, Hammamizade İsmail Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Şevki Bey halkımızın bir bölümünün tanıdığı isimler.

\n

Ancak Tanburi Mustafa Çavuş, Eyyubi Mehmet Çelebi, Dellâlzade İsmail Efendi, Zekâi Dede, Hacı Şakir Ağa, Hüseyin Fahrettin Dede, Dilhayat Kalfa gibi önemli isimler pek tanınmıyor. Bu bestekârlar da tanıtılabilir.

\n

***

\n

Bazı yöneticilerde klasik Batı müziğine olan alerjiyi en azından duyumsuyorum. Hiç olmazsa klasik Türk müziğine gereken özen gösterilsin, önem verilsin. TRTyi eleştiriyoruz, ama yine de TRT bu alanda yayın yapan tek kurum. Diğer kanallar her alanda olduğu gibi müzik programları yayınında da hemen hemen yoklar.

\n

Okullara bilgisayar dağıtmakla övünülüyor. Okullarda uygulamalı müzik derslerine ağırlık verilse, çocuklarımıza bir müzik aleti çalma becerisi kazandırılsa bence yaşam kalitesinin yükseltilmesine, bilgisayar dağıtmaktan daha fazla katkıda bulunulur. Amaç üretim gücü olan robot değil, insan yetiştirmek olmalıdır.

\n

Atatürkün müzik konusundaki görüşünü yineleyelim:

\n

Hayatta musiki lazım değildir; çünkü hayat musikidir. Musiki ile alakası olmayan mahlukat (yaratık) insan değildir. Eğer mevzubahis hayat insan hayatı ise musiki behemehal (kesinlikle) vardır. Musikisiz hayat zaten olmaz.

\n

Benim müzik konusunda yazı yazmam, yorum yapmam gerçekten çizmeyi aşmaktır. Gerçek sanatçıların bu konularda ısrarlı ve dirençli olmaları gerekir. Halkımız bir de yoz müziğe esir düşmemelidir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Canlı duygusallığı 3 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları